Göçün 50. yılı nedeniyle Almanya’ya doğru yola çıkan TRT Almanya Treni çok sayıda sanatçıyı, siyasetçiyi ve gazeteciyi ağırlıyor. Ancak trenin en özel konukları, Almanya’ya giden birinci kuşağın temsilcileri. Tren, Balkan dağları arasında kıvrıla kıvrıla ilerlerken, onlar 50 yıl önceki yolculuklarının hatıralarıyla uzaklara dalıyorlar. 76 yaşındaki İbrahim Yorgun, 50 yılın her anını dünmüş gibi hatırlıyor. İstanbul Bostancı’dan Almanya’ya giden İbrahim Yorgun, “Babam 1942’de öldü. Annem de veremliydi. Ağabeyim bakıyordu bize. Baktım cebimde beş kuruş para yok, Eylül 1962’de atladım trene, geldim Almanya’ya. Bir garip yolculuktu. Bir gıdım uyku girmedi gözümüze. Merak ediyorduk nereye gideceğimizi, neyi, nasıl yapacağımızı...” diyor. Almanya’yı baştan başa dolaşmış. Hamburg, Frankfurt, Berlin ve Solingen’de çalışmış. Bir dönem Alman şirketi aracılığıyla Irak’ta bile görev yapmış. Böylesi bir tempo haliyle yormuş kalbini. Artık yılların getirdiği ağırlığı kalbindeki pilin yardımıyla göğüslüyor. “Almanya’ya geldiğine pişman mısın” diye soruyorum. “Değilim” dedikten sonra ekliyor: “İyi para kazandık. Kazandığımızla iyi yaşadık, bir sürü ülke gezdik. Aslında sağlık sorunlarım olmasa hep Türkiye’ye dönmek var kafamda. Ah keşke kalbimdeki şu pil olmasa.”\n\n
‘BİR CEKETLE ÇIKTIM YOLA’ \n\nTalat Pamuk, 1970’te gelmiş Almanya’ya. O günleri şöyle anlatıyor: “Sırtımdaki ceketimden başka hiçbir şeyim yoktu. Almanya’ya gidenler tatillerde yepyeni kıyafetler ve güzel hediyelerle memleketlerine gelirlerdi. Ordu’da yıllarca çalışsam onların kazandığı parayı biriktiremeyeceğimi fark ettim. Böylece yola koyuldum ve ilk başta Avusturya’ya oradan da Almanya’ya gittim.”\n\n
‘ORDU’YU ÖZLÜYORUM’ \n\nTalat Pamuk, büyük bölümü Nürnberg’te geçen 40 yılda yaşadığı sıkıntıları pek önemsemiyor. Hayat şartlarının çok iyi olduğunu belirten Pamuk, “Memleketimin taşını toprağını çok özlüyorum. Ama burada hoşgörü ve özgürlük var. Kavga dövüş yok. Kazanç daha bol. Burası benim yapıma daha uygun, geldiğime pişman değilim” diyor.\n\n
‘BİZİ ELEKTEN GEÇİRDİLER’\n\nHüseyin-Ayten Haldan çifti ise kesin dönüş yapanlardan. Hüseyin Haldan, Almanya’ya 1964’te 24 yaşındayken gitmiş: “İstanbul’da bizi sağlık kontrolu diye adeta elekten geçirdiler. Dişi olmayana diş taktır, kulağı duymayana ‘Kulağını iyileştir’ dediler.” Bir süre sonra memleketi Antalya’dan evlenen Hüseyin Haldan, “Başlangıçta en büyük sıkıntı derdimizi anlatamamaktı. Bu sorunu çözmek için gece gündüz dil kurslarına gittim. Diğer önemli sorunumuz ise bize ikinci sınıf insan muamelesi yapılmasıydı. Almanlar her olayda, her tartışmada kendi vatandaşlarının tarafını tutarlardı. Biz haklı bile olsak haksız duruma düşerdik” diyor.\n\n \n\n
Artanç SAVAŞ - HABER MERKEZİ