ALMANYA’DAKİ Müslüman çatı kuruluşları, Federal İçişleri Bakanlığı tarafından “Güvenlik İşbirliği İnisiyatifi” çerçevesinde başlatılan “Kayıp” kampanyası nedeniyle ortak bildiri yayınladı. DİTİB, VİKZ, ZMD ve İGBD tarafından yapılan açıklamada, “Afiş eylemi, Müslümanların tamamını şüpheli konumuna düşürüyor. ‘Aslında iyiliğini istemiştim’ demekle iyilik yapılmaz” denildi. Açıklamada, kampanyaya neden destek verilmeyeceği açıklandı.\n\n
“GÖRÜŞ ALINMADI”\n\nAÇIKLAMADA, aslında Müslüman çatı kuruluşları ile bakanlık arasındaki kopukluk dikkat çekiyor. Basın bildirisinde, “İçişleri Bakanlığı’nın ‘Güvenlik İşbirliği İnisiyatifi’nde ortaya çıkan sonuçları, çoğu kez oylama ve onaylamaya gerek duyulmadan bilgilendirme metinleri kapsamında duyuruldu” deniliyor. Bildiride, bakanlığın yayınladığı “Bağış Broşürü”nün de görüş almadan hazırlandığına işaret edildi.\n\n
“BAŞTAN KARŞI ÇIKTIK”\n\nKAMPANYAYA Mart 2012’de “kesin şekilde karşı duruşun” dile getirildiği vurgulanırken, “Afiş eyleminin asıl hedefinden uzaklaşıp yeni çatışma alanları yaratacağından endişe ediyoruz. Bu durum, farklı medya ortamlarında geri bildirimler, yorumlar ve tartışmalarla güçleniyor. Bu his, sadece ‘aranan zanlı’ olarak ilan edilen ve böylece suçlu hale getirilen görünürdeki hedef kitlesine mahsus değildir. Daha ziyade toplumsal birlikteliği uzun vadede zedelemeye ve toplumun derinlerine güvensizlik aşılamaya müsait, toplumsal bir paranoyaya sebep olunmaktadır” denildi.\n\n
“PSİKOLOJİK BASKI”\n\nAÇIKLAMADA, yapıcı olmayan düşünce ve eylem kalıplarının Almanya’da yaşayan Müslümanları genel şüpheli konumuna iterek sosyal ve psikolojik baskı altına soktuğuna işaret edildi. Bildiride, “Sivil toplumun ve politikanın bazı birimlerini, bu mekanizmalar hakkında sahip oldukları bilinç ve yaptıkları aleni eleştirilerinden dolayı da alkışlanmaya değer bulmaktayız” ifadesi kullanıldı. Açıklamada, “Burada ortaya konulan sebeplerden dolayı sözkonusu “Kayıp” (aranıyor) kampanyasının desteklenmesi mümkün değildir” denildi.\n\n
İŞBİRLİĞİ BİTER\n\nKAMPANYANIN toplumsal zararının varsayılan faydasından daha fazla olduğu belirtilirken, “Bu toplumun sorumluluk sahibi, dindar ve sosyal aktörleri olarak, İçişleri Bakanlığı’nı sözkonusu ‘zanlı arama eylemi’ni durdurmaya çağırıyoruz” ifadesi kullanıldı. Bildiride, “Müslümanların ihtiyaç ve zorunlulukları bakanlık düzeyinde dikkate alınmadığı, verimli katkı, teklif ve eleştirilerine yer verilmediği sürece, bu ‘işbirliği’ bu şartlarda kabul edilemez” cümlesi dikkat çekti. Açıklamada, “Bu durum devam ettiği sürece aşağıda imzası bulunan çatı örgütleri olarak ‘işbirliğimizi’ donduracağımızı bildiririz” denildi.\n\n
“Gücü NSU’ya harcasınlar”\n\nİSLAM Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya da bir açıklama yaparak, “İçişleri Bakanlığı’nın kampanyası önyargı oluşturduğu gibi, Müslümanlara karşı korku da körüklüyor. Bakanlık gücünü daha çok NSU cinayetlerini ortaya çıkartmakta kullansın” dedi. Kampanyanın Müslümanları genel zan altında bıraktığını kaydeden Kızılkaya, “Afişi gören ister istemez, tüm Müslümanların tehlikeli olduğunu ve her an aşırılığa kaçabileceği düşüncesine kapılıyor. İslam Konseyi daima, Müslümanların güvenlik konularıyla bağlantılı bu tür inisiyatiflerin yapıcı bir birlikte çalışmaya iyi zemin olamayacağını vurgulamıştır. Müslümanlar potansiyel tehlike olarak görüldüğü sürece, Müslümanlara karşı korku körüklenecek ve İslamofobi güçlenecektir. Radikalleşmeyi önlemek isteyen, güven sağlamalı” dedi. Kızılkaya, “Bakanlık tüm enerjisini NSU terörünün aydınlatılmasına ve kaybolan güveni bu tür afiş kampanyaları ile daha da azaltacağına yeniden elde etmeye çalışmaya harcasın” dedi.\n\n
FRANKFURT