Almanya’nın Mölln kentinde Arslan ailesine ait evin ırkçılar tarafından kundaklanması sonucu üç kişinin hayatını kaybettiği olayın üzerinden 20 yıl geçti. Türk toplumu yeni acılar yaşanmaması ise Alman hükümetinin gerekli önlemleri almasını istiyor. Hamburg ve Çevresi Türk Toplumu (TGH) Başkanı Hüseyin Yılmaz, yazılı açıklamasında, Mölln’de 20 yıl önce meydana gelen olayın hemen ardından Solingen saldırısının gerçekleştiğini, daha sonra da; 8 Türk, 1 Yunan kökenli ve 1 polis memurunun öldürüldüğü ırkçı cinayetlerin yaşandığını hatırlattı. Son kamuoyu araştırmalarının yabancı düşmanlığının Almanya’da son yirmi yıldır artarak sürdüğünü gösterdiğini ifade eden Yılmaz, “Aradan yirmi yıl geçmiş olsa da Mölln’de hayatını kaybeden Yeliz Arslan, Ayşe Yılmaz ve Behide Arslan’ı unutmayarak bu konuda duyarlılığımızı sürdüreceğiz. Bu tür acıların yaşanmaması için bütün önlemlerin alınmasını bekliyoruz ve aynı zamanda gelişmelerin takipçisi olacağız” ifadesini kullandı. Yılmaz, Almanya’nın birçok kentinde olduğu gibi Mölln’de de hayatını kaybeden vatandaşların anısını sonsuza dek yaşatmak amacıyla Mölln belediyesinden gerekli girişimleri yapmasını beklediklerini kaydetti. Mölln kentinde bugün bir anma töreni düzenlenecek ve kundaklanan evin önüne çelenk bırakılacak. Anma törenine Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Schleswig-Holstein Eyalet Meclisi Başkanı Klaus Schalie, Mölln Belediye Başkanı Jan Wiegels, eyaletin Başbakanı Torsten Albig, aile mensupları ile çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcisi katılacak.\n\n
20 YIL SONRA ANLATTI\n\nAyten Arslan, olayın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra yaşadığı o dehşeti ilk kez Stern dergisine anlattı. “Yangın gecesi oğlumla uyuyordum. Eşimin annesi Bahide Arslan bizi ‘yangın var’ diye uyandırdı”diyen Ayten Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz ikinci kattaydık ve birinci katta Yeliz ve Ayşe uyuyordu. Her yer alev içindeydi. Onlara çok seslendim ama cevap alamadım. Meğer ölmüşler. Alevler her tarafı sarınca oğlumu kucağıma alıp atladım. Bahçenin demir parmaklıkları üzerine düşmüşüm. Sakat kaldım. Defalarca ameliyat oldum.”\n\n
BİRLEŞMEDEN SONRA İLK IRKÇI SALDIRI\n\nİKİ Almanya’nın birleşmesinden sonra artan yabancı düşmanlığının doruk noktasını oluşturan Mölln vahşeti bundan 20 yıl önce 22 Kasım’ı 23 Kasım’a bağlayan gece yaşandı. Ratzeburger Caddesi’nde bulunan ve sadece Türk ailelerin oturduğu bir binayı molotofkokteyli atıldı. İtfaiye yangını söndürmeye giderken, Michael Peters ve Lars Christiansen adlı Neo Naziler bu kez Mühlen Caddesi’ndeki, Arslan Ailesi’nin oturduğu 9 numaralı evi de kundakladı. Bahide Arslan (51), kızı Yeliz Arslan (10) ve yeğeni Ayşe Yılmaz (14) yanarak can verirken, İbrahim Arslan ve Ayten Arslan 6 yaşındaki oğlu Emrah ile pencereden atlayarak kurtuldu. Ağır yaralanan bu kişilerin tedavisi yıllarca sürdü. Olayın yaşandığı 1992 yılında 25 yaşındaki Michael Peters ve 19 yaşındaki Lars Christiansen üç hafta sonra yakalandı. Michael Peters ömür boyu, Lars Christiansen ise 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mölln katliamından yaklaşık 6 ay sonra 4 aşırı sağcı bu kez Solingen’de Mevlüde ve Durmuş Genç çiftinin çocukları ile yaşadığı ev kundakladı. 29 Mayıs 1993’teki bu saldırıda Hülya Genç (9), Gülüstan Öztürk (12) ve Hatice Genç (18) olay yerinde, Gürsün Ince (27) ile Saime Genç (4) ise kaldırıldıkları hastanede yaşamını yitirdi, ailenin değer çocuğu Bekir’in vücudunun yüzde 36’sı yandı. 4 Neo Nazi çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.