Schulz, başkent Berlin'de başlayan 3 günlük SPD olağan parti kurultayında yaptığı konuşmada, dünyadaki büyük rekabetten dolayı AB'nin daha da güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Avrupa bizim garantimiz." dedi.
Göç akını ve iklimin korunması gibi önemli sorunları Almanya'nın tek başına çözemeyeceğini, sorunların sadece AB'nin daha büyük bir dayanışma içine girmesi ile çözülebileceğini belirten Schulz, bunun için "Avrupa Birleşik Devletleri"nin oluşturulmasını, ortak anayasayı kabul etmeyen üye ülkelerin de doğrudan AB'den ayrılmalarını önerdi.
Fransa, Hollanda, Finlandiya ve Avusturya gibi ülkelerde, ayrıca Almanya'da da aşırı sağcıların güçlendiğine dikkati çeken Schulz, daha iyi ve güçlü bir Avrupa yaratmamaları durumunda aşırı sağcıların gelecekte daha da başarılı olabileceklerini söyledi.
Aşırı sağcıların söylemlerini saçmalık olarak niteleyen ve bu kişilerin yabancıları kötü ya da düşman gibi göstermelerine izin vermeyeceklerini ifade eden Schulz, toplumda çeşitliliğin ve çoğulculuğun önemine değindi.
"Almanya göç ülkesidir ve bundan kaynaklanan sorumluluklarımızı yerine getirmemiz lazım." diyen Schulz, bu bağlamda savaştan kaçan insanların Almanya'ya kabul edilmesi konusunda da bir sınır belirlenemeyeceğini kaydetti.
Partisinin güçlenmesi gerektiğini, bunun Almanya'yı, Almanya'nın da Avrupa'yı güçlendireceğini dile getiren Schulz, bu nedenle Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ile koalisyon görüşmelerine ucu açık şekilde başlanması yönünde parti yönetiminin aldığı karar için de onay istedi.
SPD'nin gençlik kolunu oluşturan Jusos'un Genel Başkanı Kevin Kühnert ise parti kongresinde yaptığı konuşmada, bir kez daha koalisyon görüşmelerine başlanmasına karşı olduklarını vurguladı.
Söz konusu kararın da oylanacağı parti kurultayında bugün parti genel başkanı ve yardımcılarının seçimi yapılacak.
