Nurhan Durukan, hayatta hiçbir başarının, işin ve yeni bir yola girmenin geç olmadığını kanıtlayan, hikayesiyle ilham veren bir kadın girişimci. Daha önce hiç iş deneyimi olmadan, bir seramik kursunda tanıştığı hamurdan yola çıkarak, 60 yaşında "hava ile kuruyan modelleme hamuru" Smarta'yı geliştirerek bu hamurları başta Rusya olmak üzere yedi ülkeye ihraç etmeye başladı. Beş torun sahibi Durukan önce evinin mutfağını laboratuvara dönüştürüyor ardından sanayici ailede büyümenin etkisiyle, başta eşinin, çocuklarının ve gelininin desteğini de alarak hamuru ARGE çalışmalarıyla endüstriyel şekilde geliştiriyor ve 12 kişilik ekibiyle fabrikasını kuruyor. Smarta hamurları başta "oyuncak uygunluk belgesi" olmak üzere, çok sayıda ulusal ve uluslararası sertifikaya sahip. Pozitifliğiyle ışık saçan, yaşını tersine döndüren, büyük bir özveriyle işe tutunan Durukan'ın hikayesini dinlemek için buluştuk ve keyifli bir söyleşi yaptık.
- Nurhan Hanım öncelikle sizi tanıyalım, nasıl ve nerede başladı bu işi kurma hikayeniz?
- Mardin'in Savur ilçesinde doğdum, şekerleme ve gıda üreticisi olan eşim ile Ankara'da yaşıyoruz. Bir kızım ve oğlum, beş torunum var. Belediyenin düzenlediği bir seramik kursuna giderken kullandığımız hamura tutuldum. Bize kursta verilen hamur tarifine göre hamuru yaparken çok eksiklik olduğunu fark ettim; hamurlar esnemiyor, sert ve çabuk kırılıyordu. Kursa en çok hamur yapıp götüren bendim ve hamurum çok beğeniliyordu. Kızım bana yurt dışından hamur getirtti ve hamurların o fahiş fiyatlarını görünce dedim ki "Ben bu hamur işini geliştireceğim ve en iyi formülü bularak Türkiye'nin girişimci kadını olacağım."
- Nasıl bir yol izlediniz?
- Mutfağımı laboratuvara çevirdim, her gün günde en az 10-15 kilo hamur yaptım. Gece dörtte uykumdan kalkıp, hatta eşimi uyandırıp ona da hamur yoğurtuyordum. Dünyanın her yerinden hamurlar getirttim ve onların reçetelerinden deneye yanıla çok fazla hamur yaptım. Mutfağımdaki farklı gıda ürünlerini karıştırdım; hamurumu esnek ve çabuk kırılmayan kıvama getirdim. Bir buçuk yıl mutfaktaki bu çabalamadan sonra eşime ve aileme dedim ki; "Ben bu işe büyük tutkuyla, aşkla gönül verdim ve hamur işiyle Türkiye'deki herkesin evine girmek istiyorum, siz de benim arkamda olur musunuz?"
- Ne dediler peki, karşı mı çıktılar destek mi oldular?
- Eşim sonsuz destek olurum dedi, çocuklarım önce yorulmamı istemedikleri için "Ne gerek var anne, bak torunların var onlarla vakit geçiriyorsun, arkadaşlarınla git dünyayı gez, keyfine bak" dediler. Ama gece gündüz rüyalarımda hamurun nasıl en iyi şekilde olacağını düşünüp çalışıyordum ve onlar da benim bu azmimi görünce desteklerini esirgemedi ve eşimin 25 mühendisten AR-GE ekibi hamurumun raf ömrünü tespit edebilmek için çalışmalar yaptı. Pandeminin en kötü dönemlerinde bile çocuklarımdan gizleyerek en doğru hamur makinesini bulabilmek adına fabrika fabrika gezdim ve üçüncü makinede buldum istediğimi. Bu arada saygın çevremden ve özellikle yakın aile dostumuz ünlü iş adamı Nafi Güral'dan çok destek gördüm girişimciliğim konusunda. Yalın bir fabrika kurduk ve 12 kişilik ekibimle üretim yapıyoruz.
- Smarta adı nereden aklınıza geldi?
- Gelinim Dida koydu. Hamurumuz çok akıllı olduğu için Smart kelimesi aklımıza geldi ve buradan esinlenerek Smarta koyduk. Hem kolay okunabiliyor hem içinde art kelimesi de var ve sanat vurgusu da oluyor.
- Smarta hamurunun diğer hamurlardan farkı nedir? DNA'sını neler oluşturuyor?
- Bu hamurla fırını ortadan kaldırdım, hamurumuz havada kendi kendine kuruyor. İki yıllık raf ömrü olması, kırılmaması, esnek olması, rahat kullanımı, yumuşak olması ve sağlığa zararlı hiçbir madde içermemesi DNA'sını oluşturuyor. Hamuru piyasaya çıkarmadan önce belki 100 kişiye denettim özellikle de polimer kil hamurundan sanat yapan minyatür ve figür sanatçılarına. Onlardan gelen yorumlara göre iyileştirdik, geliştirdik.
- Çok kısa sürede yurt dışına ihracat yapmaya bile başlamışsınız. Bu başarıyı, büyümeyi bekliyor muydunuz?
- Hamurlarımız sekiz aydır hobi marketlerde, kırtasiyelerde satılıyor ve yakında Türkiye'de çok büyük, ünlü bir firmanın distribütörlüğünde tüm Türkiye'ye dağıtacağız. Başta Rusya olmak üzere Ukrayna, Hollanda, İspanya, Azerbaycan, Kırgızistan ve Kıbrıs'a gönderiyoruz. Bu başarıyı bekliyordum çünkü gecemi gündüzüme katarak çok emek verdim, değerli ekibimle, çocuklarım ve gelinimle çok ciddi pazar araştırmaları ve ARGE çalışmaları yaptık.
- Girişimci olmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
- Hiçbir zaman umutlarınızı yitirmeyin, ben yapamam demeyin. Cesaretli olun ve kendinize güvenin. Biz Türk kadınlarının el becerileri çok kıymetli. Durmadan çalışsınlar, üretken olsunlar. Hayatta bir tutkuları olsun ve bu olursa yolları açık olur.
YÜZDE 100 ONAY VERDİ
"Hamur konusunda Rusya, dünyada liderdir ve ellerine hamuru aldıkları zaman dakikasında anlarlar. Oğluma hamurumu Rusya'ya göndermesini rica ettim ve Rusya'dan şöyle bir yanıt aldık: 'Hamurunuz yüzde 100 onay aldı.' Bunu duyunca hıçkıra hıçkıra ağladım. İlk ihracatımı Rusya'ya ve büyük çapta yaptım."