Mardin, yüzyıllardır göğe yaslanan taş mimarisiyle, yere kök salmış hafızasıyla yaşayan bir şehir. Medeniyetlerin buluştuğu bu kadim şehir, zengin kültürel birikimini bienal çatısı altında 15 yıldır çağdaş sanatla buluşturuyor. İlki 2010 yılında gerçekleştirilen Mardin Bienali bu yıl 7. Kez düzenleniyor. 15 Mayıs-21 Haziran 2026 arasındaki bienalin kavramsal çerçevesi geçtiğimiz gün paylaşıldı. Döne Otyam ve Hakan Irmak'ın direktörlüğünde, Mardin Sinema Derneği'nin ev sahipliğinde düzenlenen, küratörlüğünü Çelenk Bafra'nın üstlendiği bienalin bu yılki teması Gökzemin olarak belirlendi. Bugüne kadar yerli ve yabancı 300 sanatçıyı ağırlayan 10 mekan ve ortalama 25 kamusal alanda 650'den fazla eseri 200 binden fazla sanatseverlerle buluşturan bienalin 7. Edisyonu da yine iddialı bir perspektif sunuyor. "GÖKzemin", günümüz sanatının gerçek ile hayal, maddi ile manevi, politik ile poetik arasında kurduğu geçişleri Mardin bağlamında görünür kılıyor. Bu bağlam, kentin çok katmanlı tarihinden, dinler ve diller arası geçişkenliğinden, taşın ve sessizliğin taşıdığı derin zamansallıktan besleniyor.

Küratör Bafra, Mardin'in kültürel hafızasında özel bir yere sahip olan kuşlardan ilham aldığını belirterek kuşların bienalin poetik omurgasını oluşturduğunu belirtti. Aristophanes'in Kuşlar'ı ile Ferîdüddîn Attâr'ın Mantıku't-Tayr'ı arasında kurulan edebi pusula, kuşları yalnızca bir metafor değil; arayışın, itirazın ve dönüşümün taşıyıcısı hâline getiriyor. Kuşlar, gökyüzü ile yeryüzü arasında süzülürken, izleyiciyi de hem yukarıya düşünmeye hem de içeriye kentin ve kendi hafızasının derinliklerine doğru bakmaya davet ediyor. Mardin'in taşlarına sinmiş hikâyeler, bu çağrıyı yankılayan doğal bir sahne sunuyor. Dar sokaklar, avlular, teraslar ve ufka açılan pencereler; bienalin mekâna özgü yerleştirmeleri, sergileri ve performansları için yalnızca birer mekân değil, anlamın kurucu unsurları hâline geliyor. Üstelik bienal, tarihinde ilk kez eski şehrin dışına çıkarak Dara Antik Kenti, Deyrulzafaran Manastırı ve Kızıltepe'yi de sergi rotasına dahil ediyor. Mardin, merkezden çevreye doğru genişleyen bir sanat haritası üzerinden, bölgenin farklı coğrafi ve kültürel katmanlarını birbirine bağlıyor.
SANATSEVELERE KEŞİF ÇAĞRISI
Bu genişleme, bienalin yalnızca fiziksel değil, düşünsel bir açılım sunduğunu da gösteriyor. GÖKzemin, sessiz geçitler açarak birbirine uzak sanılan dünyaları yan yana getiriyor. Antik ile çağdaşın, kutsal ile gündeliğin, yerel ile evrenselin oluşturduğu zıtlıklar Mardin'in bu çok sesli yapısında şiirsel bir uyum sunuyor. 7. Mardin Bienali, Fransız bir otomobil markası sponsorluğundan aldığı güçle, sanatseverleri bu kadim kenti yeniden keşfetmeye çağırıyor.