* Baban Almanya'da bir hastanede ikmal müdürü olarak çalışıyormuş. Hep bu işi mi yaptı?
Hep...
* Bu Mayıs'ta, Almanya'da mı vefat etti?
Evet.
* Gittin mi cenazesine?
Gidemedim. Çünkü biz ölüm haberini aldıktan sonra gittik. Bir ay sonraya cenaze tarihi veriliyor. Yakılıyor.
* Niye yakılıyor?
Yakılmak istedi. O istedi öyle olmasını.
* Sana tuhaf geldi mi?
Yoo... "Ölünce böcekler filan beni yiyeceğine beni yakın" demiş.
* Sen yakılmak ister misin?
Ben yakılmak filan istemem. Ben bizim dinimize göre olmasını isterim.
* Sen Müslüman mısın?
Evet. Ben Almanya'da Hıristiyan din derslerine de girdim. Teyzem bana ufak ufak dualar öğretiyordu. Hep dedi ki yatmadan önce dua oku, dua oku. Ben o zamanlar daha 7-8 yaşındaydım. Daha ilkokula başlamamıştım.
* Neydi ilk öğrendiğin dua?
İlk öğrendiğim Sübhaneke idi. O zamanlar teyzem bana derdi ki 7 kere Sübhaneke okuman yeter, 5 kere Allahumesalli onu oku...
* Krause ne demek?
Kıvırcık. Bütün karizması gitti değil mi şimdi soy ismimin. Kraauuse böyle pek bir havalı geliyordu ama (gülüyor)...
PALDIR KÜLDÜR GİRİYORUM
* Evi taşıdın öyle mi? Evi taşıdın çünkü yüreğini taşıdın. Yaşar'dan da ayrıldın şimdi... (Emrah'ın kuzeni) Kim istedi ayrılmayı?
Evet, ayrıldık. İki taraflı aslında.
* Ne yordu, ne yıprattı ilişkinizi?
Yok yıpranmadı, nasıl anlatayım bilmiyorum.
* Yani laf aramızda zaten yanlış başladı...
Haa, okey aynı kişiden konuşuyoruz zaten. Çok yoğun görüşmenin sonucunda öyle bir şeyin içinde buluyorsun kendini. Ama bu ne kadar doğru...
* Başlangıç Emrah'a bir reaksiyon muydu?
Hayır, asla öyle bir şey yok. Hiç öyle bir hesap yapmadım. Düz mantık bakarsak yanlış, bunu şimdi görüyorum. Ama anlatamıyorum ki bir anda içinde buluyorsun kendini.
* Şimdi mesela pazartesi Emrah bitti, bu ilişki ne zaman başladı?
Hiç alakası yok.
* Araya başka parça attın mı?
Girmiştir. Girdi.
* Sen Batı kültürü almışsın ama iki tane insan çıktı senin karşına, ikisi de Doğu kültürlü...
Ya aşk engel tanımıyor öyle söyleyeyim sana.
* Ha, aşık oldun yani.
Ben elektriklendim demezsin ki. O zaman ben aşık oldum dersin. Hiç böyle düşünmedim. Öyle arkadan hesaplarım yok yani. Ben galiba biraz paldır küldür giriyorum, sonra ayılıyorum.
* Alman sevgilin de olmuştur değil mi ?
Evet. Ama böyle bir ayrımım yok.
* İlk sevgilin Alman mıydı, Türk mü ?
Yarı Yugoslav yarı Türk'tü. 16 yaşındaydım.
* Bekaret baskısıyla büyüdün mü?
Öyle büyümedim. Almancılar gibi büyümediğim için hiç öyle bir kültürel çelişki yaşamadım.
* Gönül rahatlığıyla beraber oldun mu o Yugoslav'la?
Aman, o zamanki aşktan ne olacak... Muhallebici aşkı.
* Sonra, 18'i devirince mi yaptın?
Tabii. Aman ne yapacaksın be eskileri... Ama Alman değildi onu söyleyeyim.
* Sonra ilk Türk ne zaman giriyor hayatına?
İlk Türk burada giriyor. Ben 93'de döndüm Türkiye'ye. Sonra Ankara'da havayollarında çalıştım. Özel bir Alman şirketinde süpervisördüm.
* 1998'de güzellik yarışmasına katılmışsın. Yarışmaya kadar hep o işi mi yaptın?
Evet. Ben zaten bir günde karar verdim. Çünkü böyle bir şey için tanıdık lazım filan diyorlardı. Ben biraz da onu merak ettim. Çok şükür, kendi kendime yaptım ve bunu sonucunu da gördüm. Hiç ahlaksız bir teklif olmadı.
* Sevgili adayların arttı mı o zaman?
Tanınmışsan biraz daha yamyamlar da katılıyor işin içine tabii.
* Saat gecenin 1'i mesela, hep senin telefonun çalıyor. Kimler arıyor bu saatte?
Bu saatte genelde bayan hayranlarımız arıyor.
* Allah Allah... Tam tersi olmalı ama... Böyle tanımadığın birinden aldığın en ilginç telefon neydi?
Bir tane adam aradı. "Asuman Hanım'la mı görüşüyorum?" dedi. "Yok şu anda" dedim. Artık öyle yapmak zorunda kaldım. "Nerede?" dedi. "Aaa pardon, kim arıyordu?" dedim. İsmini verdi. "Yok mu kendisi?" dedi, "Yok" dedim. "Aman tamam uzatma, bende Tuğba Özay'ın numarası da var, onu ararım" dedi kapattı.
* Senin önüne koyduğun hedefler ne? Bir potansiyelim var kimsenin görmediği, diyordun...
Oyunculuk yapmak istiyorum şimdi. Artık hazırım oyunculuğa. Şundan dolayı diyorum bunu, tiyatro da yaptım. Kandemir Konduk'un "No Savaş Yes Manken" oyununda oynadım. Ve şunu anladım kıvırıyorum bu işi.
BENDE ÜNİFORMA FANTEZİSİ VAR
* Askerleri sever misin ?
Belki burcumla alakalı bir şey, küçüklüğümden beri ya polis olmak ya da asker olmak istemişimdir.
* Neden ?
Üniformalarından dolayı galiba.
* Bak üniforma fantezisi var sende demek ki.
Evet sonra gittim üniformalı bir şey buldum. Oldum gerçekten. Yer hostesi oldum. Apoleti yok ama ben orada apoletli gibiydim.
* Komutanları nasıl buluyorsun, mesela Genelkurmay Başkanı nasıl geliyor sana?
Saygı duyulacak bir şahsiyet.
* Tayyip Bey'i nasıl buluyorsun peki ?
Çok çalışıyorlar. Bak bak, nasıl konuştum gördün mü birden bire? Ben kalkıp siyaset konuşacak adam değilim. Bilmiyorum.
* İçişleri Bakanı kim?
Dışişlerini söyleyeyim mi?
* Sen şimdi Kültür Bakanı'nı bir çırpıda bilirsin?
Bir dakika. Ben bu hükümette sadece Tayyip Erdoğan'ı ve Abdullah Gül'ü biliyorum. Çünkü o zaman bir ara iki başbakan durumu vardı ya. O yüzden oraya çok takılmışım. Şöyle bir şey oldu ya. İki tane başbakan var.
* İki başbakan yoktu canım.
O zaman.
* Hayır. Hiçbir zaman iki başbakan olmadı Türkiye'de.
Sen neredeydin o dönem? Oldu ya lütfen...
* Tayyip Erdoğan'ın partisi seçimi kazandı da, niye Abdullah Gül başbakan oldu?
Çünkü o zaman Tayyip Erdoğan'ın şeyi vardı. Onun şeyi vardı.
* Neyi vardı?
Davası var diyecektim ama...
* Yasaklıydı.
Onun için Abdullah Gül oldu. Sonra o yasak kalktı Tayyip Erdoğan oldu.
* Niye yasaklıydı bu adam?
O şundan dolayı yasaklıydı. Karıştırmasana ya. (Arkadaşı seslenip kopya veriyor; 'şiir şiir okudu hişt!'..") Biliyorum şiirden dolayı olduğunu. O dönem şöyle bir şey olmuştu. Bunlar değişince x şahıs x bakan oldu. Görevler değişti. O yüzden sen şimdi bana diyorsun ki o kim, bu kim?
* Nasıl takip edeceksin değil mi...
Bilmiyorum.
* Kültür Bakanı kim?
Ben koyu bir Erkan Mumcu fanatiğiyim.
* Sen Atatürk'ün doğum tarihini biliyor musun?
1881.
* Günü ne?
Bilmiyorum.
* Kimse bilmiyor, o yüzden 19 Mayıs kabul edilir.
Niye bana bunları soruyorsun, başka bir şey sor!
* Sinema yönetmenlerinden kimi beğeniyorsun?
En son Duvara Karşı'yı çekeni sevdim.
* Kim o?
Yine dilimin ucunda ama gitti.
* Baş harfini söyleyeyim.
Söyle.
* F.
Ferzan diyesim geliyor.
* Niye Ferzan dedin?
Fatih Akın. Okey.
* Ferzan kim?
Ferzan Petek! (gülüyor) Sonra o Ferzan Petek'ten biri ayrılıyor onun adı Ferzan Özpetek oluyor.
* Kim Ferzan Özpetek?
Sen biliyorsun bana niye soruyorsun?
* Bütün öğretmenler soruların cevaplarını bilir.
Benden daha bilgili olman normal çünkü sen benden daha yaşlısın.
* Nedir senin ilgi alanına giren?
İlgi alanıma birçok şey giriyor ama siyaset girmiyor.
* Bu röportaj boyunca bana yalan söyledin mi hiç ?
Yok söylemedim. Ama mesela bak sorulmadık bir sürü şey sordun. Mesela siyasete sıfır bilgim olduğunu sen ortaya çıkardın. Önceden bilgili gözüküyordum.
