Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR SAMİ TOSUN

Siyaset ve direkt sevişme

Efendim, bugünlerde siyasetle ilgili bir şeyler yazmak pek akla uygun değil ama kendimi tutamıyorum, siyasete teğet geçecek bazı şeyler söylemek istiyorum. Şimdi kıymetli okur, ben, ki gerektiğinde muhafazakâr, gerektiğinde liberal, gerektiğinde sosyal olabilen bir siyasi omurgasızım, bu ülkede siyasetle ilgilenen insanların hareket mantığını çözebilmiş değilim. Mesela, bir insan neden eylem yapar? Hakkını, hukukunu savunmak, ne bileyim, bir şeyleri protesto etmek ya da bir şeyleri desteklemek için, değil mi? Peki, Mersin'deki bir grup CHP'li hanım ne yapmış? Hilafetin kaldırılmasının yıldönümü münasebetiyle toplanıp kara çarşaf yırtmışlar! Yani bu yıldönümlerinin çetelesini kim tutar, "Kızlar hadi gidip çarşaf yırtalım," diye kimin aklına gelir orasını bilemem ama daha geçen aylarda bir 'çarşaf açılımı' yapmamış mıydı bu hanımların partisi? Sonra yapacak eylem mi yok? Et fiyatları gitti yörüngeye oturdu, "Ucuz et isteriz!" diye eylem yapın, hepimiz gelelim, tantuni yeme hakkımızı savunalım... Bu arada, 'modern cumhuriyet kadını' Canan Arıtman'ın memleketi İzmir'de, 48 CHP kurultay delegesinin tamamı erkekmiş, kadın kolları bundan yakınıyor. Nasıl olacak şimdi bu işler?

KÂH ATIŞIP KÂH ŞARKILARIMIZI DİNLEYELİM
Ha, şimdi diyeceksiniz ki, bu Tosun bir yerlere yağ çekiyor. Yanılırsınız efendim... Memleket öyle bir terörize olmuş ki, herkes siyaseti bir 'yağ çekme' mahareti sayıyor ve her an başına acayip şeylerin gelebileceği paranoyasıyla yaşıyor. Bir arkadaş Esra Erol'un evlendirme programına çıkıyor, birden başbakanı eleştirmeye başlıyor, Esra Erol derhal müdahale edip araya reklam giriyor, "Ekmeğimizle oynama," türünden izahatta bulunup adama 'dangalak' diyor... Hayır, evlendirme programını siyaset meydanı zanneden tuhaf arkadaş da hakikaten anlaşılır gibi değil tabii ama 'bu kadar insanın ekmeğiyle oynama' işi de biraz abartılı değil mi? İnsanlarda öyle bir his var ki, hepimiz Demet Akalın-Hande Yener irtifasında bir yerlerde olalım, kâh atışıp kâh kız kıza yeni şarkılarımızı dinleyelim, Kıbrıs meselesi sorulduğunda, "Ay yazın çok sıcak oluyor," diyelim... Siyaset uzaklarda bir yerlerde, bağıran adamların alakadar olduğu, korkunç bir şeymiş gibi dursun... Yani, bir 'Siyaset mi? Aman ben almayayım' hali... E tabii, vatandaş da haklı, elin memleketinden petrol fışkırırken, bizde kazmayı vurduğun yerden lav silahı püskürüyor! Bu arada, müzik alanında bir türlü beklediği püskürmeyi gerçekleştiremeyen sarışın kız Ayça'nın son 'single'ının adını duydunuz mu? Yerse adını taşıyormuş ve erkekleri anlatıyormuş... Single konseptine uygun fotoğraflar çektiren şarkıcı, "Her erkek bir enstrümandır, tabii çalmasını bilene!" demiş... İşte ben de bu siyaset işleri için benzer bir 'single' yapılmasını, adının da 'Yersen' koyulmasını teklif ediyorum. Teklifim mümkünse Meclis'te görüşülmesin, kavga falan çıkar maazallah... Besteleme, güfteleme işleri Serdar Ortaç'a verilsin Eurovision misali... Neyse efendim, hadi biz bu sıkıcı siyaset işlerinden sıyrılıp yine kendi konseptimize dönelim. Çünkü bende yine serbest çağrışım halleri başladı... Memleketimizin en enteresan futbol adamlarından Yılmaz Vural, "Futbolcu için ön sevişme yasak olmalı," diye açıklama yaptı. Evet, yerseniz... Ön sevişme, parasempatik sinir sistemini etkiliyormuş, enerji kaybına yol açıyormuş. Diyor ki, Yılmaz Hoca, "Ön sevişme yapmadan direkt seviştiğinde, bir merdivenin basamaklarını üçerli üçerli çıktığında ne kadar enerji kaybediyorsa, en fazla o kadar enerji kaybedersin..." Vallahi ne diyeyim, Hoca'nın dediklerinden sonra, şu 'direkt' sevişme işinin nasıl yapılabileceğini düşünmeye başladım kara kara. Nedir şimdi bu? Askeriyedeki gibi, "Sevişileceeeek! Seviş!" gibi bir şey mi? Bir arkadaşım var bu işleri iyi bilen, gidip ona danışayım bari...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA