Yelkenle ilgili olaylara gerçekten çok uzaktan bakıyoruz. Eğer öyle olmasaydı Hakan Öge'nin bu başarısı televizyonlarımızın hepsinde birinci haber olarak verilirdi. Çünkü Hakan Öge adlı yelkencimiz, Denizlerin Everesti olarak bilinen Cape Horn'u yelkenle geçen ilk Türk oldu. Üstelik de böyle bir geçişe pek de uygun olmayan oldukça küçük bir tekneyle. 2004 yılında bir avuç insan ve birkaç tekneyle yedi denizlere yolcu ettiğimiz Hakan Öge, niyetim "Macellan Boğazı'nı geçmek" dediğinde içimden "İnşallah vazgeçer" diye dua ettiğimi itiraf etmeliyim. Çünkü bugüne kadar bu denizlerle ilgili birbirinden beter sayısız macera okudum, dinledim... Ama Mardek ve Hakan Öge bu işi alınlarının akıyla başardılar. Bu işte Hakan kadar Mardek'in rolü de önemli, çünkü biz denizcilerin tüm yaşamı kendisiyle bütünleşen teknelerine bağlıdır. Ayrıca Hakan Öge'- nin 9.70 metre boyundaki teknesi Mardek Türk yapımı bir yelkenlidir. Notica Teknik firması tarafından inşa edilmiştir... Hakan Öge'nin bu yolculuğunu daha da başarılı kılan şeylerden biri de denizcimizin batı geçişi için Macellan Boğazı yerine daha güneyde olan Beagle Kanalı'nı tercih etmesi oldu. Öge bu geçişten önce de Jules Verne'nin Dünyanın Ucundaki Fener adlı kitabına konu olan ünlü Estados Adası'na uğradı... Türk insanına "Yelkenle dünya seyahati" olgusunu Sadun ve Oda Boro çifti öğretti. Bunu daha sonra Cris- Haluk Karamanoğlu, Zühal Osman Atasoy çiftleri tekrarlayarak perçinlediler.
DENİZCİLERİMİZ HER YERDE
Size belki şaka gibi gelecek ama inanın şu anda kaç Türk insanın yelkenle dünya seyahati yaptığını tam olarak söyleyemiyorum bile... Diş doktoru ve profesyonel fotoğrafçı Hakan artık bu zorlu yolculuğunda tek başına değil. Kendisine Belçikalı kız arkadaşı Sohpie de eşlik ediyor. Ben Türk denizcilerinin yeteneklerine büyük güven duyan bir insanım. Öge'nin yaptığı da bu inancımda ne kadar haklı olduğumu ortaya koyduyor. Yolun açık olsun sevgili kardeşim. Pruvan neta, rüzgarların hep kolayına olsun...