Berivan 15 yaşında.
Bir Kürt kızı.
Polise taş attıkları için "terör" suçundan tutuklanıp ağır ceza mahkemelerinde yargılanan 3 bin çocuktan birisi.
2009 Ekimi'nden beri cezaevinde.
İlk celsede 13.5 yıl hapis cezası aldı.
Cezaevinden mektup yazmış:
"Ben daha 15 yaşındayım ve ilk defa cezaevine girdim. Burada hep ağlıyorum, buraya hiç alışamadım. Ailemin yanında olmak istiyorum. Canım çok acıyor. Suçsuzum."
Sizin canınız yanıyor mu? Yoksa "Yılanın başı küçükken ezilir" diye mi düşünüyorsunuz? Tam 13.5 yıl hapis. Berivan'ın yerine çocuğunuzu koyun. Farz edin ki, bir örgüte sempati besliyor, solcu, İslâmcı... Her neyse. Ve bir gün polise taş atarken yakalanıyor. Adam mı öldürdü? Hayır. Sadece taş attığı için hayatınızdan, yüreğinizden tek celsede koparıp alıyorlar. Ne yaparsınız? Öfkeden gayrı. İsyandan gayrı. Ve o çocuktan hapisten çıkınca ne beklersiniz? Öfkeden, isyandan öte?
Şemdin Sakık'ın, cezaevinde Can Dündar'a anlattıklarına kulak verin: "12 Eylül darbesinde bile çocuklar cezaevine girmedi. Kürtler çocuklarını döverler ama bir başkası onu dövdüğünde cinayet işlerler. Devlet Seyit Rıza ile oğlunu astı. Kürtler Seyit Rıza'yı unuttu ama yaşı büyütülerek asılan oğlunu unutmadı. Testereyle kızı öldüren çocuk mahkemesinde yargılanıyor. Hrant'ı öldüren çocuk mahkemesinde yargılanıyor. Polise taş atan çocuklar ağır cezada. Bu çocukların hepsi ileride intihar eylemcisi olur..." Sadece Berivan'ın değil tüm ülkenin geleceğini, çocuklarımızın geleceğini kararttığımızın farkında mıyız?
Canınız gerçekten yanmıyor mu?