Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Şanlıurfa Kültür Yolu Festivali programı kapsamında hafta sonu geldiği kentte medya temsilcileriyle bir araya geldi.
"60 YILLIK ÇALIŞMANIN 4 YILDA YAPILMASINI HEDEFLİYORUZ"
Şanlıurfa'nın tarihiyle, gastronomisiyle inanılmaz bir şehir olduğunu dile getiren Ersoy, bölgenin büyük turizm potansiyeli barındırdığını ancak bundan yeterince pay alamadığını ifade etti.
Yoğun bir tanıtımla, yatak kapasitesini artırarak bölgenin cazibe merkezi haline gelmesi için çalıştıklarını anlatan Ersoy, festivalin gerçekleştiği şehirlerin başta Türkiye olmak üzere dünyada markalaşmasını sağlamayı amaçladıklarını vurguladı.
Festivalin turizme de etki edecek bir özelliğinin olduğuna işaret eden Ersoy, program tarihini artık 1 yıl önceden açıklayacaklarını, uluslararası etkinliklerin daha da artmasını istediklerini ifade etti.
Ersoy, festival sırasında bütün otellerin dolduğunu, şehirlerde hareketliliğin oluştuğunu, uçaklarda yer bulunamadığını belirterek, 2028'de festival gerçekleştirilecek şehir sayısını 35'e çıkarmak istediklerini kaydetti.
Festivallere katılan sanatçıların, sanat kurumlarının büyük özveride bulunduğuna dikkati çeken Ersoy, "Uygun şartlarda katılıyorlar, her türlü desteği veriyorlar. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum." dedi.
Medya temsilcilerinin sorularını da yanıtlayan Bakan Ersoy, Müzekart sayesinde sembolik bir fiyatla insanların 350'den fazla müzeye, ören yerine girme imkanı bulduğunu, kartın 1 Haziran'dan itibaren tamamen dijitalleşeceğini söyledi.
Arkeolojik kazıları 12 aya yayacaklarını, eskiden 45-60 gün arasında kazı yapıldığını ve çok fazla bir çalışma olmadan sürecin bittiğini anlatan Ersoy, finansal destek sağladıklarını, 12 ay çalışma yapamayacak hocaları değiştirdiklerini, 60 yıllık çalışmanın 4 yılda yapılmasını hedeflediklerini dile getirdi.
Eskiden ören yerinde bir noktada yapılan kazı çalışmasının şimdi 15-20 yerde yapıldığını, yabancı kazı başkanlarının görevine son vermediklerini ancak her birine koordinatör Türk kazı başkanı gönderdiklerini bildiren Ersoy, "163 yıl sonra her yer millileşti. 163 yıllık serüvendir, bu Efes'le başladı. 163 yıl sonra ülkemizdeki bütün kazı noktaları Türk kazı başkanlıkları nezaretinde kazılır hale geldi. Yabancıları dışlamadık. Projenizi getirin dedik. 500 metrekarede çalışacaksın ama 50 dönümü işgal ediyorsun. Benim kazı başkanım bilecek dedik." değerlendirmesinde bulundu.
GECE MÜZECİLİĞİ UYGULAMASI
Sahil bölgelerinde gündüz hava sıcaklığından dolayı turistlerin havuz başından, sahilden ayrılmadığını, şehir merkezlerinde, merkeze yakın ya da çok yoğun turist alan merkezleri aydınlatarak aşamalı şekilde gece müzeciliğini başlattıklarını ifade eden Ersoy, Side'de, Efes'te bunun yapıldığını, Pamukkale'nin bittiğini, Hierapolis'in devreye gireceğini belirtti.
Ersoy, gece müzeciliğinden esnafın da faydalandığını, turistlerin otel dışına çıkarak esnafla buluştuğunu söyledi.
ZİYARETÇİ SAYISINDA DÜNYANIN 3. ÜLKESİ OLMA HEDEFİ
Türk turizminde sezonu 12 aya yaymayı hedeflediklerini, bunun da sadece güneş, kum, denizle olmayacağını belirten Bakan Ersoy, şöyle konuştu:
"Belli bir ürüne endekslenmiş destinasyonlar var. Asya destinasyonu turisti deniz, kum, güneşe gelmez. Şemsiyeyi güneşten korunmak için kullanıyorlar. Asya turistini hedefliyoruz. En önemli hedeflerimizden... Bu yeni hedef destinasyonlarımız arasında, hızlı büyüme öngördüğümüz, THY ile de ortak proje yönetiyoruz. En önemli noktalardan biri bu. Batılı, nitelikli turisti hedefliyoruz. Hem şehir hem kültür turizmini beraber tanıtıyoruz. İstanbul artı kültür diye. Sezonu 12 aya yaymak açısından da önemli. Turizmi 81 vilayete yaymak açısından da önemli. Doğu, Güneydoğu'yu kültürel, arkeolojik değerleriyle ön plana çıkarıp oraya da turist akışını sağlamış oluyorsunuz. Öbür türlü kıyıyla sınırlı kalırsınız.
Bizim çok iddialı hedeflerimiz var. 2028'e kadar 80 milyon civarı turist hedefliyoruz. Bu sadece deniz, kum, güneşle olmaz. Hem aynı noktalara kısa dönemlere konsantre olarak da olmaz. Niteliği artırmak istiyorsanız personel istihdamı ve verimliliği gündeme getiriyor. 12 ay iş vermeniz gerekiyor. Sezon dışı dediğimiz ya da ölü sezonda yeni ürünlerle ortaya çıkmanız lazım. Kültürel, sanatsal faaliyetler, arkeoloji bunların başında. İşte bunları yan yana getirdiğiniz zaman hem sezonu 12 aya yaymış oluyorsunuz, nitelikli turist için gerekli olan nitelikli personeli istihdam etmenizin birinci koşulunu yerine getirmiş oluyorsunuz hem de arkeolojik ve kültürel planlarıyla ve diğer ürünleriyle ön plana çıkan şehirlerimize, Anadolu'nun işte Doğu, Güneydoğu gibi şehirlerine de turizmi yaymış oluyorsunuz. Türk turistlerle başta başlıyoruz o bölgelere girmeye. Aşamalı olarak yabancı turistleri de yoğunlaştırarak süreci hızlandırmış oluyoruz. Ben göreve geldiğimde biz 7. sıradaydık dünyada, şu anda 4. sıradayız. Şimdi hedefimiz ilk 3'e girmek. İlk 3'e girmek dediğinizde sayı 20 milyon artıyor. Öyle iddialı bir sayı ki bu. Çin, ABD, İspanya, Fransa, önemli rakiplerimiz var. En son İtalya'yı geçtik, 4'üncülüğe geldik. Biz 2028'de 80 milyon civarında ziyaretçi çekerek ilk 3'e girmeyi hedefliyoruz."
Türkiye'nin geçen yıl turist başına gecelik gelirde 93 doları gördüğünü, bu yıl ise hedeflerinin 103 dolar olduğunu aktaran Ersoy, 2028'e kadar kişi başı gecelik geliri 130 dolara çıkarmayı öngördükleri bilgisini verdi.
ANADOLU'DAKİ ARKEOLOJİK ALANLARIN YÜZDE 10'U KAZILDI
Bakan Ersoy, arkeolojik eserlerin ülkenin kültür hazinesi olduğuna, şu ana kadar Anadolu'daki arkeolojik alanların yüzde 10'unun kazıldığına işaret ederek gün yüzüne çıkarılmayan eserlerin toprak altında korunduğunu söyledi.
Efes Antik Kenti'nde 163 yıldır kazı çalışmalarının sürdüğünü ve şimdiye kadar buranın yüzde 25'inin kazıldığını anlatan Ersoy, 4 yıl içerisinde kazı alanını yüzde 45'e ulaştırmayı hedeflediklerini belirtti.
Bakan Ersoy, Hierapolis'in ise 70 yılda yüzde 3,5'inin kazıldığına işaret ederek, "Bunu da yüzde 35-40 seviyelerine getiriyoruz. Şimdi bu da birkaç aşama. Bir, kazı işini hızlandırdık, kazıyoruz. İki, kazdığımızı koruyoruz. Koruma altına alıp bir de restorasyon diye bir ek bütçe ayırdık. Yani şimdi ayağa kaldırmanız da önemli. Kazıyoruz, buluyoruz, bulduklarımızı restore ediyoruz, ayağa kaldırıyoruz ve koruyoruz. Aşamalı bir şekilde hepsine karşılama merkezleri yapıyoruz. Etraflarını koruma bandına alıyoruz, kamera sistemleri, gece aydınlatmaları, birçok şeyi de beraberinde yapıyoruz çünkü salaş bir ortamda bırakmanız da ziyaretçi açısından çok değerli olmuyor. Yani onun sınırını belirlemeniz lazım. Bir karşılama merkezinden almanız lazım. Yollarını, yürüyüş yollarını, her şeyini yapmanız lazım ve belli bir oranda da ayağa kaldırmanız lazım. Yani kazmanız yetmiyor, onu restore edip ayağa da kaldırmanız gerekiyor, buluntularla orantılı bir şekilde." ifadelerini kullandı.
Kazıları devam eden 177 noktaya müdahil olduklarını ve bütçeleri çok yoğun şekilde artırdıklarını ifade eden Ersoy, kazı bütçesinin 2019'da 37 milyon lira, geçen yıl ise 1 milyar lira olduğunu, bu yıl 6 milyar liraya çıkarmayı hedeflediklerini aktardı.
Kaçakçılıkla mücadele noktasında önemli çalışmalar yaptıklarını, bu konuyla ilgilenmesi için daire başkanlığı oluşturduklarını anımsatan Ersoy, bunun yanı sıra ülkelerle protokoller yaptıklarını, bu sayede çok uzun olan, eseri geri getirme süresini kısalttıklarını vurguladı.
Tanıtımlar noktasında yeni çağın iletişim yöntemlerini takip ettikleri ve bunun için özel bir birim kurdukları bilgisini paylaşan Ersoy, Türkiye'nin çok yoğun ve etkili tanıtımları sonrasında "dünyanın tanıtım noktasında izlenen ülkesi" konumuna geldiğini kaydetti.