Türk siyasetinin son 40 yılında var olan, parti içinde ve dışında büyük mücadeleler yürüten Deniz Baykal, siyasi yaşamının en büyük şokuyla sarsıldı.
Kendisine ve Ankara Milletvekili Nesrin Baytok'a ait olduıu iddia edilen özel görüntülerin internete yayılmasının ardından üç gün evine kapanan Baykal, dün CHP'deki liderlik koltuğuna veda ettiğini açıkladı.
"SİMİT SATTIM, MİRA TUTTUM"
Baykal, ilk nasıl para kazandığını şöyle anlatıyor: "Babam, hayatın içine girmem, hayatı öğrenmem için simit sattırırdı bana. Antalya'da evimizin yakınında bir fırın vardı, hala da vardır. Simitleri tablaya koyar, satışa çıkardık. Yani böyle başladık ufak ufak para kazanmaya. Mira tuttuğum inşaat şirketinin parası iyiydi. Zaman zaman inşaat şirketinin sahibiyle karşılaşırız, `Benim ilk işverenimdir` derim yanımızdakilere. Ondan sonra TMO Bölge Müdürü eniştemin sayesinde Antalya`daki daireye girdik, buğday puantörü olarak."
KUVAYİ MİLLİYE ÖYKÜLERİYLE BÜYÜDÜ
I. Dünya Savaşı’nın son dönemlerinde cepheye giden, Ulusal Kurtuluş Savaşı’na katılan ve rütbesi giderek yükselen Hilmi Baykal’dan heyecanlı cephe öyküleri dinledi Deniz Baykal. Çocukluk geceleri Kuvayi Milliye öyküleri ile örüldü. Kendisini, ev dışındaki dünyanın güç koşullarını tanıma konusunda yönlendiren de yine baba Hilmi Baykal oldu.
"YAŞAMIMIZI HEP PAYLAŞTIK"
Deniz Baykal, o dönemi şöyle anlatıyor: “Beni Siyasal’dan mezun bilirler, çünkü hep oraya giderdim Olcay yüzünden, ama Olcay’ın refakatçisi olarak oradaydım. Olcay ise Ankara Hukuk Fakültesi’ne benimle birlikte gelirdi, birkaç derse birlikte girerdik, onu da o yüzden Ankara Hukuk mezunu sanırlar. Kütüphane yöneticisine kadar bizi bilirlerdi, konser varsa konsere de birlikte giderdik. Yaşamımızı hep paylaştık.”
PARASIZLIKTAN DÜĞÜN YAPAMADI
Üniversite yıllarına, Amerikan ve İngiliz kültür programlarındaki İngilizce dersleri de eşlik etti. Ve 1959 yılında Deniz Baykal, üniversiteyi bitirdi. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde doktorasını tamamlayacak, ardından ABD’ye gidecek, Columbia ve Berkeley üniversitelerinde iki yıl akademik çalışmalarına devam edecekti. Baykal 1961’de Siyasal Bilgiler Fakültesi Anayasa Hukuku Kürsüsü’nde asistan olmuştu. Olcay Hanım da mezundu ve Hazine Müsteşarlığı’nda göreve başlamıştı. Artık sırada evlilik vardı. Ailelerin onayı alındı. Ekonomik durumlarının yeterli olmayışı, düğünlerini “kuraldışı” yapmalarına yol açtı.
MENDERES'İN YAKASINA YAPIŞTI MI?
Üniversite yıllarında Demokrat Parti karşıtı gösterilerde yer almıştı Baykal. Hatta bir dönem, Menderes’in “yakasına yapıştığı” dahi iddia edilmişti.
12 MART’IN ‘SAKINCALI’ LİSTESİNE GİRDİ
12 Mart Muhtırası’nın ardından Deniz Baykal askere gitti. Denizciydi. Bu ayrıntı kendisi için çok önemliydi; çünkü Baykal, çok daha önceki yıllarda denizci olmak istemiş, lise öğrenimi için Heybeliada Askeri Deniz Lisesi sınavlarına dahi girmiş, ancak sağlık muayenesinde yapılan teşhisteki yalnışlık sonucu beyaz denizci üniformasını hiç giyememişti. Baykal, Yassıada Deniz Yedeksubay Okulu’nu birincilikle bitirdi. Kendisinin, okul birincisi olarak mezuniyet konuşmasını yapması gerekirdi. Ancak, 12 Mart’ın “ihbar furyası”ndan Baykal da nasibini almış ve “tehlikeli solcu” Deniz Baykal bu nedenle bu konuşmayı yapamamıştı. 1972’de asteğmen olarak İskenderun’a atandı ve askerlik görevini de burada bitirdi.
36 YAŞINDA BAKANLIK YAPTI
Deniz Baykal askere gitmeden önce CHP’de Genel Başkan İnönü’ydü. Döndüğünde ise artık İnönü’nün yerini Ecevit doldurmuştu. Bülent Ecevit’in isteği üzerine Deniz Baykal, milletvekilliğine adaylığını koydu ve 1973 genel seçimlerinde, 35 yaşındayken, CHP’den Antalya milletvekili seçildi. Artık parlamentodaydı. 1974 yılında kurulan ilk Ecevit hükümetinde Maliye Bakanlığı, 1978 yılındaki üçüncü Ecevit hükümetinde ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevlerini üstlendi. Parti Meclisi, Merkez Yürütme Kurulu ve Genel Sekreter Yardımcılığı görevlerinde de bulundu.
12 Eylül askeri müdahalesini Antalya’da, yaz tatilini geçirdiği sırada duydu Deniz Baykal. Ankara’ya geldi, birkaç gün sonra da Ankara Ordu Dil ve İstihbarat Okulu’nda gözetim altına alındı. Gözetim süresi sona erdiğinde avukatlık yapmaya karar vermişti. 1982 Anayasası’nın 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirdiği politikacılar arasında yerini aldı. Avukatlık yaptı; bu dönem, yaşamında en çok para kazandığı dönem olarak anıları arasında yerini aldı.
ZİNCİRBOZAN’DA ‘EĞİTİM’ SEMİNERLERİ
Baykal, 1983 yılında siyasal partilerin kurulmasına izin verilmesinden sonra yasaklı olmalarına rağmen faaliyetlerini sürdürdüğü gerekçesiyle önde gelen bir grup CHP ve AP’li politikacıyla birlikte Çanakkale Zincirbozan Askeri Tesisleri’nde ikinci kez gözetim altına alındı. Kendi ifadesiyle, bu dönem çok verimli geçti; Zincirbozan’da Türkiye sorunlarıyla ilgilenildi, seminerler yapıldı.