İnsanlık tarihi boyunca tüm kültürlerde güzellik ve sağlığın sembolü oldu saçlar. Bu nedenle saçlar tel tel dökülmeye başladığında hemen herkesi bir telaş almaya başlıyor. Hatalı bakım uygulamak saç dökülmesinin en sık görülen sebebini oluşturuyor ve bu alışkanlıktan vazgeçildiğinde tekrar eskisi gibi gür saçlara kavuşmak mümkün oluyor.
Ancak saç dökülmesi; saç teli ve saçlı deri hastalıkları, tiroit veya anemi gibi önemli hastalıkların da işareti olabiliyor.
Bu yüzden saç dökülmesinin kesinlikle hafife alınmaması gerektiğine dikkat çeken, Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülşen Tükenmez Demirci saçların rutin bir dökülme düzeni olduğunu ve günde 50-100 adet saç teli dökülmesinin olağan kabul edildiğini belirterek, "Ancak dökülme bu sayının üzerine çıktığında, saçı hafif çekmekle ele 4-5 adet ve daha fazla saç teli geldiğinde ya da alın ile tepe bölgelerinde fark edilen seyrelmeler başladığında mutlaka bir uzmana başvurmak gerekiyor" diyor.
Kalıtsal saç kaybı en sık gözlenen saç dökülmesi tipini oluşturuyor. Bu dökülmede genetik yatkınlık ve androjen hormonlarının (erkeklerde) özellikle dihidrotestesteronun rol oynadığı belirtiliyor. Kalıtsal saç kaybında, erkeklerde, alındaki saç çizgisi geriye doğru çekiliyor ve saçlı deri tepe kısmından açılıp, seyreliyor.
Kadınlarda ise alın çizgisinde açılma olmadan saçlı deride, özellikle tepeden çevreye doğru saçlarda incelme ve seyrelme görülüyor.
Tablet, sprey ve solüsyon şeklinde ilaçlar ile bazı destekleyici dermokozmetik ürünler kullanılarak saç dökülmesi süreci ertelenip, etkilenmeyen saçların kısmen korunması sağlanabiliyor.
Saçların tamamen kaybolup kalıcı kelliğin oluştuğu durumlarda ise saç ekimi uygun kişiler için iyi bir tedavi yöntemini oluşturuyor.
Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülşen Tükenmez Demirci özellikle hatalı yapılan dengesiz diyetlerin ve proteinden fakir beslenmenin saçlarda güçsüzlük, kırıklarda artış ve saç dökülmelerine yol açabildiğini söylüyor.
Saçın yapısı olan keratin maddesinin vücutta sentezlenmesi için bazı temel proteinlerin besinler aracılığıyla, vücuda yeterli miktarda alınmaları gerekiyor. Vücudun ihtiyacı olan protein miktarı alınmadığında ise saç dökülmesi başlıyor.
Saçlı deriyi tutan mantar hastalıkları genellikle çocuklarda görülse de, yetişkinlerde de saç dökülmesine neden olabiliyor ve tedavi edilmezse kalıcı kellik oluşabiliyor.
Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülşen Tükenmez Demirci bazı ilaçların saç dökülmesi gibi yan etkileri olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: "Kan sulandırıcılar, artrit, gut, depresyon, kalp hastalıkları ve yüksek tansiyon için kullanılan bazı ilaçlar saçları dökebiliyor.
Ayrıca doğum kontrolü için kullanılan ilaçların bazen kullanımları kesildiğinde saç dökülmesi gözlenebiliyor. Vücut yapılandırma için kullanılan bazı ilaçlar da yine saç dökülmesine neden olabiliyor. "
Halk arasında saçkıran hastalığı olarak bilinen ve otoimmün bir hastalık olan alopesi areata özellikle ağır stresli durumlarda ortaya çıkıyor.
Ağır stresli durumlarda saç dökülmesine sıklıkla rastlanıyor. Stres vücudumuzda çeşitli stres hormonlarının salgılanmasına neden olarak iç dengenin bozulmasına ve bunun sonucunda birçok hastalığın ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu hastalıklar da saçları dökebiliyor.
Aşırı kilo kayıplarının sonrasında saçların dökülmesi sıklıkla gelişen bir durum. Bunun nedeni ise aşırı kilo kaybında telofen effluvium olarak adlandırılan doğal dökülme evresindeki saç oranının ve dökülme süresinin uzaması. Saçlardaki dökülme ortalama 3-6 ay kadar devam edip, sonrasında durabiliyor.