Dünyanın konuştuğu kayıp Titan denizaltısının kaderi açıklandı. Pazar günü kaybolan, Titanik enkazına turistik gezi düzenleyen denizaltı için günlerdir arama kurtarma çalışmaları yapılıyordu. Bölgeye giden arama kurtarma gemileri büyük bir bütçeyle arama faaliyetleri yürüttü.
Turistik denizaltında bulunan, uluslararası bilimsel keşifler düzenleyen Explorers Club üyesi Paul-Henry Nargeolet ve Hamish Harding'in yanı sıra iş insanı Şehzade Davud, oğlu Süleyman ve denizaltıyı işleten OceanGate şirketinin sahibi ve CEO'su Stockton Rush'ın yaşanan büyük patlama sonra hayatını kaybettiği anlaşıldı.
GÖÇMENLERİ BULMAK İÇİN BÖYLE ÇABA SARFEDİLMEDİ
İçinde milyarderlerin yer aldığı, keşif biletinin kişi başı 250 bin dolar olduğu 5 kişilik turist denizaltının akıbetinin belli olmasının ardından gözler bir kez daha Batı medyasına çevrildi. Son yılların en kötü deniz felaketi olarak gösterilen, Yunanistan'ın Mora Yarımadası açıklarında alabora olan 600'e yakın kişiyi taşıyan göçmen teknesinin başına gelenlerse, Titan kadar dikkat çekmedi.
Pek çok sosyal medya kullanıcısı, iki olayın fotoğraflarını yan yana koyarak, denizaltı aracıyla kaybolan 5 kişi ile Yunanistan açıklarında 82 kişinin öldüğü ve 500 göçmenin kaybolduğu olaya gösterilen ilginin ve harcanan çabaların adil olmadığını, göçmenler ile elitler arasında ayrımcılık yapıldığını savundu.
"BU EŞİTSİZLİĞİN TARİFİ YOK"
Konuya ilişkin paylaşım yapan Sidney Teknoloji Üniversitesi Profesörü Daniel Barber, "Habere ayrılan zaman farkı çok şey söylüyor. İstekli medya mı? Yoksa hayal dünyasında yaşayan medya mı? Çoğumuzun yaşam şartları, milyonerlere kıyasla göçmenlere daha yakın." ifadesini kullandı.
New York Şehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Anuradha K. Herath ise medyanın ikiyüzlülüğüne vurgu yaptığı sosyal medya paylaşımında, "Yunanistan'daki tekne faciası ve kayıp Titan denizaltısı için ayrılan kaynaklar ve medya ilgisindeki eşitsizlik, sözcüklerle tarif edilemez." değerlendirmesinde bulundu.
KAYIP GÖÇMENLERİ ARAMAK İÇİN SERVET HARCANMADI
Guardian gazetesinden Frances Ryan da medyanın iki olayı ele alışındaki farkı eleştirerek, "Bu toplum hakkında çok şeyi gözler önüne seriyor. Medyanın, kayıp göçmenler için canlı haber akışı yaptığını veya onların bulunması için servet harcanacağını hayal bile edemiyorum." dedi.
Londra Queen Mary Üniversitesi Uluslararası Politika Profesörü Laleh Khalili ise Twitter'da yaptığı paylaşımda konuya değinerek, "'Biz yasaların ve fiziğin üstündeyiz' diyen milyarder dünya görüşü Titan'ı batırdı. Bu ve göçmen teknesi felaketine eşitsiz muamele akılalmaz." düşüncesini dile getirdi.
Eleştirilerin en çok hedef aldığı Batı medyasında, denizaltının kaybolmasıyla alakalı, uzmanların ve yetkililerin sık sık konuk edildiği, ekranlara ve manşetlere yerleşen kesintisiz yayınlar dikkatleri çekti. Yunanistan'daki tekne faciası ise az sayıda yerel yetkili ve bazı uluslararası örgütlerin açıklamalarının hemen ardından gündemin geri sıralarına düştü.
BATI MEDYASININ ADALETSİZLİĞİ
Fransız basınına konuşan eski Fransız Demokratik Emek Konfederasyonu Genel Sekreteri Laurent Berger de iki konu arasındaki "medya adaletsizliğini" şaşkınlıkla karşıladığını belirtti. Sosyal medyada konuya ilişkin paylaşım yapan İrlandalı gazeteci Vincent Browne de "Medyanın, Titanik batiskafına olan saplantısı, Akdeniz'deki boğulma olaylarına olan cılız ilgiyle ters düşüyor." ifadesine yer verdi.
Bazı kuruluşların iki olayla ilgili haber sayıları karşılaştırıldığında, ölen göçmenlere ilişkin haberlerin birkaç adet olduğu gözlenirken, kayıp denizaltıyla alakalı haberlerin yüzlerle ifade edildiği dikkati çekti.
"MÜLTECİLER Mİ MİLYARDERLER Mİ?"
ABD'deki Wayne State Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Doç. Dr. Khaled Beydoun, Twitter paylaşımında, medyanın çifte standardına sitemde bulunarak, "Ana akım medya, 500'den fazlası kayıp olan 'kahverengi tenli' mültecileri bulmaktansa, Titanik'i görmek için 300 bin dolar ödeyen 'beyaz milyonerleri' bulmakla daha alakadar." sözlerini sarf etti.
Sosyal medya kullanıcıları, aynı zamanda, ülkelerin, denizaltıdaki iş insanlarını kurtarmak için fazlaca kaynak ayırdığını ve çaba sarf ettiğini, fakat yardım bekleyen göçmenler için aynı çabanın görülmediğini kaydetti. Twitter'daki paylaşımında bu eşitsizliği eleştiren İnsan Hakları İzleme Örgütü Direktörü Kenneth Roth, "Titanik denizaltısındaki beş kişiyi kurtarmak için gösterilen büyük çaba ile Yunan Sahil Güvenlik'in yüzlerce göçmeni batmadan hemen önce tehlikeli olduğu bariz olan teknesinden kurtarmak için gösterdiği acınası çaba arasındaki muazzam farka bir tek ben mi şaşırdım?" sorusunu yöneltti.
"GÖÇMENLER İÇİN KİMSE HAREKETE GEÇMEDİ"
Gazeteci Heidi Moore ise sosyal medya paylaşımında, göçmenleri kurtarma çalışmalarındaki kaynak yetersizliğine dikkati çekerek, "Söylemeye bile gerek yok, hiçbir hükümet Yunanistan açıklarında bu hafta yaşanan Messinya göçmen felaketinde, tekneyi veya teknedekileri kurtarmak için kaynak göndermedi." dedi.