Gazze'de ateşkesin sağlanmasının ardından İsrail'in vurduğu binaların yıkıntıları temizlenmeye devam ediyor. Filistin Sivil Savunma ekipleri, İsrail uçaklarının vurduğu bir binada yaptığı aramada evli bir çiftin cesedine ulaştı. Gazze Filistin Sağlık Bakanlığı, bulunan cesetlerin Talal Ebu El Ceydan ve Raghda Ebu El Ceydan'a ait olduğunu duyurdu.
Evli çiftin de hayatını kaybetmesiyle, İsrail'in saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 27'ye yükseldi. Talal ve Raghda çiftinin 12 yaşındaki oğulları Abdülrahman da ailesini öldüren saldırıdan birkaç saat düzenlenen başka bir bombardımanda hayatını kaybetmişti.
Terör devleti İsrail'in Başbakanı Binyamin Netanyahu ise, saldırıların devam edeceğini açıkladı. Sivillere yönelik saldırıları savunan Netanyahu, "Orduya, Gazze Şeridi'ndeki gruplara yönelik geniş kapsamlı saldırılarına devam etmesi emrini verdim" dedi. İsrail Meclisinde konuşan Netanyahu, "Geçtiğimiz iki gün boyunca, Hamas'a ve İslami Cihad'a büyük bir güçle vurduk, 350'den fazla noktaya saldırdık, terörist liderleri ve aktivistleri vurduk ve terör kalelerini yıktık" diye konuştu.
Avrupa bir kez daha sivil ölümler karşısında İsrail'i desteklerken, şehit edilen Gazzelileri görmezden gelmeyi tercih etti. Tek kalemden çıkmış gibi olan açıklamalarda, "İsrail'in kendini savunma hakkına" vurgu yapılarak, Filistinlilerin şehit edilmesi meşrulaştırılmaya çalışıldı.
Basın özgürlüğüne büyük önem verdiğini iddia eden Avrupa ülkeleri, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nden bir gün sonra Gazze'deki AA ofisinin vurulmasına da tepki göstermedi.
Uluslararası Hukukçular Birliği, İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik saldırısının, milletlerarası hukuka, Birleşmiş Milletler sözleşmesindeki kuvvet kullanma yasağına açıkça aykırı olduğunu bildirdi.
Uluslararası Hukukçular Birliğinden yapılan açıklamada, İsrail ordusunun, 4 Mayıs'ta Gazze'ye hava saldırısı başlattığı, bu saldırı sırasında, Türkiye'nin resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansının bulunduğu binaya da roket atıldığı, binada bulunanların, İsrail'in attığı ilk füzede binayı terk etmeleri nedeniyle ölen kimsenin olmadığı hatırlatıldı.
İsrail'in, bu füzeden sonra 4 füze daha attığı, Anadolu Ajansının bulunduğu binanın tamamen yerle bir olduğu anımsatılan açıklamada, bu saldırıdan 1,5 saat sonra, Yardımeli Derneği başta olmak üzere, insani yardım kuruluşlarının hedef alındığı, füze saldırıları sonucunda Gazze'de, sivillerin öldüğü, yaralanmış ve çok sayıda sivil yerleşim yerinin yerle bir edildiği belirtildi.
İsrail ordusunun bu saldırısının, milletlerarası hukuka, Birleşmiş Milletler sözleşmesindeki kuvvet kullanma yasağına açıkça aykırı olduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "İsrail, bu yasağa rağmen, Filistin topraklarını işgal etmiş, işgal ettiği alanları, sürekli genişletme çabası içinde olmuştur.
Yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşayan Filistin halkının işgale karşı direnişlerine, ağır silahlarla cevap vermişlerdir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, İsrail'in işgal ettiği topakları terk etmesi yönünde defalarca karar verdiği halde, ABD'nin vetosu nedeniyle bu kararlar uygulanamamıştır.
İsrail, işgal hareketinin başladığı tarihten bugüne kadar, milyonlarca Filistinliyi yurtlarından sürmüş, yüz binlercesini de şehit etmiştir. Son saldırısı da bundan önceki saldırılarından farklı değildir. İsrail, bu son saldırısında, bir kez daha, insani hiçbir değer ve hiçbir kural tanımadığını göstermiştir."
İkinci Dünya Savaşından sonra imzalanan çok sayıda sözleşmenin, kuvvet kullanmayı (savaşı), meşru müdafaa ile sınırladığı, bunu da sıkı şartlara bağladığı ifade edilen açıklamada, her ne surette olursa olsun, hiçbir devletin, sivil yerleşim yerlerini, ibadethaneleri, hastaneleri, eğitim kurumlarını, insani yardım kuruluşlarının binalarını, gazetecilerin, haber ajanslarının binalarını hedef alamayacağı kaydedildi.
Anadolu Ajansının bulunduğu binaya 5 füze atılarak tamamen yıkılmasının, binanın yıkılmasından 1,5 saat sonra Yardımeli Derneğine füze atılmasının, bu füzeler nedeniyle binanın tamamen yıkılmasının, İsrail ordusunun Anadolu Ajansını, Yardımeli Derneğini, insani yardım kuruluşlarını bilerek hedef aldığını gösterdiği belirtilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:
"İsrail, savaş suçu işlemektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesini harekete geçmeye davet ediyoruz. İsrail'in sivil hedeflere yönelik saldırısı, aynı zamanda insanlık suçu kapsamındadır. İnsanlık aleyhine işlenen suçlar, Türkiye'de dünyanın birçok ülkesinde, yerel mahkemelerin yetki alanındadır.
İsrail'i, sivil hedeflere yönelik bu alçakça saldırılarından dolayı kınıyor, saldırıya maruz kalan Anadolu Ajansına, Yardımeli Derneğine, diğer insani yardım kuruluşu temsilcilerine geçmiş olsun diyoruz. İsrail'in bu saldırısı, gerek milletlerarası hukuk gerekse insanlık aleyhine işlenen suçlar bakımından sorumluluklarını gerektirdiğinden, Uluslararası Ceza Mahkemesinin, ve (insanlık aleyhine işlenen suçları soruşturma ve kovuşturma yetkisi olan) ülkelerin savcılarının, harekete geçmesini, bu saldırıya karar veren hükümet yetkilileri, saldırıya katılan askerler hakkında soruşturma açmasını ve cezalandırmalarını talep ediyoruz."
Bu arada Irak da, saldırılara tepki göstererek İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıları kınayarak, Arap Birliği ile İslam İşbirliği Teşkilatından (İİT) olağanüstü oturum düzenlenmesi ve İsrail saldırılarını "suç" sayan kararlar çıkarılmasını istedi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Irak olarak, Gazze'de çok sayıda kişinin şehit edilmesi ve alt yapının yıkılmasına neden olan siyonist saldırıları kınıyoruz." denildi.
Filistin halkına yönelik artan baskılara karşı Birleşmiş Milletler'i (BM) olağanüstü toplantıya çağıran, Arap Birliği ile İİT'den de konuyla ilgili olağanüstü oturum düzenlenmesi ve İsrail saldırılarını "suç" sayan kararlar çıkarılması istenen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: