Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, geçtiğimiz haftalarda Pakistan Elektrikten Sorumlu Enerji Bakanı Sardar Awais Ahmad Khan Leghari ile görüşme gerçekleştirmişti.
Görüşme sonrası Türkiye'nin milli şirketi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Pakistan'ın petrol şirketleri Mari Energies, Fatima, OGDCL, PPL, Prime ve GHPL arasında Pakistan'daki 3 deniz ve 2 kara sahasında hidrokarbon arama ve üretim anlaşmaları imzalanmıştı.
TÜRKİYE-PAKİSTAN ANLAŞMASI SİYONİSTLERİ ENDİŞELENDİRDİ
Türkiye ile Pakistan arasında imzalanan kapsamlı hidrokarbon arama ve enerji iş birliği anlaşması, İsrail'de ciddi rahatsızlığa yol açtı. ABD merkezli siyonist gazete Algemeiner, anlaşmayı yalnızca ekonomik bir ortaklık olarak değil, bölgesel güç dengelerini İsrail aleyhine değiştirebilecek stratejik bir hamle olarak değerlendiriyor.
"ANKARA'NIN DENİZ AŞIRI ETKİNLİĞİ ARTIYOR"
Siyonist gazete, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Pakistan hükümeti arasında yapılan anlaşmanın, Ankara'nın deniz aşırı etkinliğini artırdığına ve İsrail'in ticaret ile güvenlik hatları üzerinde dolaylı baskı oluşturabileceğine dikkat çekiyor.
"HİNT OKYANUSU'NDA STRATEJİK VARLIK"
İsrail ekonomisinin yaklaşık yüzde 90'ının deniz yoluyla yürütüldüğüne işaret edilen haberde, Türkiye'nin Pakistan açıklarında enerji faaliyetleri yürütmesinin, Ankara'ya Hint Okyanusu'nda önemli bir stratejik varlık kazandırdığı vurgulanıyor.
Haberde, bu gelişmenin Türkiye'nin denizcilik kapasitesini genişlettiği, Akdeniz–Kızıldeniz–Hint Okyanusu hattında etkin bir aktör haline gelmesini sağladığı ve İsrail'in doğu ticaret rotalarına ilişkin hassasiyetlerini artırdığı bildirildi.
İSRAİL'DE "YENİ STRATEJİK EKSEN" KORKUSU
Algemeiner, Türkiye–Pakistan yakınlaşmasını "yeni bir stratejik eksen" olarak tanımlıyor. Özellikle Pakistan'ın nükleer güç statüsü ve Türkiye'nin gelişmiş savunma sanayii kapasitesinin bir araya gelmesinin, İsrail açısından dikkatle izlenmesi gereken bir tablo oluşturduğu ifade ediliyor.
Bu çerçevede, iki ülke arasındaki iş birliğinin yalnızca enerjiyle sınırlı kalmayabileceği, savunma, teknoloji ve askeri alanlarda da derinleşebileceği yönünde yorumlar yapılıyor.
TÜRK SAVUNMA SANAYİSİ SİYONİSTLERİN YAKIN TAKİBİNDE
Haberde, Türkiye'nin insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayiindeki ilerlemesine özel vurgu yapılıyor. Ankara'nın bu teknolojileri farklı coğrafyalarda test etme ve geliştirme kabiliyetinin, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yakından takip edildiği belirtiliyor.
"KONTROL EDİLEMEYEN DENGE DEĞİŞİMİ"
Haberde dikkat çeken bir diğer nokta ise, Türkiye'nin bu adımları Batılı müttefiklerinden bağımsız biçimde atabilme kapasitesine ulaşmış olması. Algemeiner, Ankara'nın enerji, savunma ve diplomasi alanlarında artan hareket alanının, İsrail açısından "kontrol edilemeyen bir denge değişimi" anlamına geldiğini yazıyor.