Suriye rejimi, Rus ve İranlı müttefiklerinin desteğiyle iki yılda ülkedeki tüm direniş bölgelerinin kontrolünü teker teker geri aldı. Geriye bir tek üç milyon sivilin yaşadığı ülkenin kuzeybatısındaki İdlib kaldı. İdlib'e yönelik taarruz artık kaçınılmaz görünüyor. Ancak orada yaşanacaklar bir bölgenin kontrolünün geri alınmasının çok ötesinde. İdlib sadece kanlı bir savaşın son cephesi değil aynı zamanda Moskova'nın önderliğindeki savaş sonrası dönemin ilk krizinin de sembolü.
Önümüzdeki bir kaç gün içinde rejim askerlerinin 4 farklı noktadan kara operasyonuna kalkışması beklenirken, Türkiye'nin yanı başında bir insanlık dramını önlemeye yönelik A ve B planları hazır.
.
Tahran'da yapılan üçlü zirve sonrası önceki akşam İdlib Sarmada kasabasında biraraya gelen siyasi muhalif gruplar, direnme kararını tartışıyor. Siyasi ve askeri gruplar, saldırıya karşı yanıt verme eğiliminde.
Rusya ve İran'ın desteği ile Esad rejiminin karadan saldırıya geçmesi halinde sivilleri korumak için muhalif grupların karşılık vereceği ve bu amaçla askeri ve lojistik hazırlık yaptıkları bildirildi. Olası bir kimyasal saldırı ihtimaline karşı ise siviller eğitimden geçiriliyor.
.
Muhalif gruplar, İdlib'in son kale olduğunu, bu nedenle son ana kadar direneceklerini belirterek, "İdlib Ortadoğu'nun ikinci Gazze'si olacak" dediler.
İDLİB İÇİN DİPLOMASİ GRUBU
Tahran zirvesinde bölgeye yönelik askeri harekat yapılacağına dair mesaj verilmesi ardından İdlib'deki 7 siyasi muhalif grup dün Sarmada kasabasında bir araya geldi. Toplantıda zirvenin sonuçları kapsamlı bir şekilde değerlendirildi.
Üçlü zirveden istedikleri sonucu alamayan siyasi muhalifler, İdlib'deki silahlı grupların temsilcileri ile görüşme kararı aldı. Görüşmenin yarın akşam saatlerinde Dana bölgesinde gerçekleşmesi bekleniyor.
Siyasi gruplar, Türkiye, BM ve AB temsilcileri ile görüşmek üzere bir "Diyalog ve Diplomasi Grubu" oluşturdular. Ancak hemen belirteyim Türkiye dışında kendilerinin ciddiye alınacağına dair çok büyük beklentileri yok. Bu grupların önümüzdeki birkaç gün içinde görüşmelere başlaması bekleniyor.
OPERASYONA KARŞI ORTAK KOORDİNASYON MERKEZLERİ
Siyasi grupların yanısıra İdlib'de silahlı gruplar da, Tahran zirvesinden çıkan sonucu kendi aralarında toplanarak zirveye dair değerlendirmelerde bulundu.
Toplantıya bölgenin yüzde 85'in kontrol eden Heyet tahrir Şam'ın da (HTŞ) içinde olduğu 12 gruptan 9'u katıldı. Silahlı gruplar, Tahran'dan istedikleri sonucun çıkmadığın, sadece ılımlı ve radikal gruplar değil tüm muhalefeti reddeden bir tablonun ortaya çıktığını ifade ettiler.
İdlib'de silahları bırakma yerine direnişin devam edilmesine yönelik tavsiye kararı alınırken ortak koordinasyon merkezi kurulması hususunda da bir görüş birliği oluşturulduğu kaydedildi. Öte yandan kentin 3 tarafının rejim ve paramiliter güçler tarafından kuşatılması nedeniyle, 7 farklı noktada koordinasyon merkezi kurmayı hedefleyen silahlı muhalifler, savunma bölgelerini belirlemek üzere önümüzdeki 48 saat içinde yeni toplantılar gerçekleştirecekler.
.
DÖRT AŞAMALI GÜVENLİK KONSEPTİ
Siyasi grupların yanısıra bu akşam sıraları İdlib'deki silahlı grupların temsilcilerinin bir araya gelerek son bir durum değerlendirmesi yapmaları bekleniyor.
İlk aşama Halep hattından başlayıp Hama ve Lazkiye kırsalını kapsayan bölgede kara operasyonunu önlemeye yönelik olacak. 2. aşamada kente açılan 12 kara yolunun güvenliği ve buna bağlı olarak geçişlerin kontrolü artırılacak, 3. aşamada ise İdlib, Al Dana, Sarmada, ve batı İdlib hattında kent içinde rejimin ve İdlib'deki bazı silahlı grupların isyan çıkarmasını önlemek üzere 113 noktaya kontrol noktası oluşturulacak.
4. GÜVENLİK AŞAMASI CİNDERES'E İNSANİ KOORİDOR
Hali hazırda ilk üç güvenlik konsepti planında 37 bin silahlı muhalif yer alacak. Bu 37 bin silahlı muhalif Halep, Hama ve Lazkiye hattında Esad rejim ordusunun saldırısına karşı hazır bekletiliyor.
Ancak rejimin zorlaması halinde 4 bin kişilik muhalif grup olası bir kara operasyonunda sivillerin Afrin'in Cinderes bölgesine sevk edilmesinde görev yapacak. Bu kapsamda bölgeye iki koridor açılması planlanıyor. Birinci koridorun güneyden direk Afrin'e, ikinci koridorun ise İdlib'in kuzey batısından doğrudan açılacağı öğrenildi.
PKK'NIN SALDIRISINA KARŞI TSK HAZIR
Zeytin Dalı Operasyonu ile adını duyuran Cinderes'in Afrin bölgesi içinde yer olması, PKK/YPG'nin 12 kilometre mesafedeki Nubul Zehra ve Tel Rıfat bölgesinde faaliyet göstermesi, güvenlik koridoru oluşturulmasını gündeme getirdi.
TSK güçleri, bölgedeki YPG'nin hareketlerini yakından izlerken Cinderes'e geçecek grupların güvenliği için bölgede kapsamlı güvenlik önlemleri alınmaya başlandı. Bölgedeki 4 gözlem noktası güçlendirildi. Cinderes hattına Afrin içinden ekstra destek birimi yollandı. Diğer taraftan 4 gözlem noktası insani koridor için gerekli tedbirleri çalışmaya başladı.
REJİM ORDUSU HAREKETLİ
Esad rejimine bağlı askeri birliklerden oluşan 21 bin kişilik silahlı güç Halep hattında hazır bekliyor. Hama hattında ise 3 bin rejim askeri ve 6 bin İran'a bağlı paramiliter güç bulunuyor.
Lazkiye bölgesinde ise 2 bin rejim askeri, Rus askeri üsleri ve bölgedeki sivilleri en fazla korkutan tamamı bölgedeki Nusayrilerden oluşan Cosin ordusu konuşlandırıldı. Operasyona yönelik rejimin 7 ayrı bölgede Operasyon ve Koordinasyon Merkezleri oluşturduğu belirtiliyor.
Operasyon noktalarından birisi Rus, diğeri İranlı milis güçleri ile oluşturulurken iki operasyon noktası ise Suriye rejimi tarafından oluşturuldu. Rejimin kurduğu merkezlerden 3 tanesi TSK'nin gözlem noktalarına oldukça yakın mesafelerde. Rejimin, özellikle Nubul Zehra ve Lazkiye hattında yer alan üslerimize yakın mesafelerde üsler kurduğu gelen bilgiler arasında.