Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, göreve başlamasının ardından basın mensuplarıyla bir araya geldi. Bayraktar, 2035 yılı için 200 milyar dolarlık projeler üzerinde çalıştıklarını duyurdu. Bayraktar, Türkiye'nin enerjiyle ilgili hedefini şöyle sıraladı:
ENERJİ VERİMLİLİĞİYLE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MÜCADELESİ
Bütün dünyanın gündeminde iklim değişikliğiyle mücadele var. Bu anlamda dünya ekonomileri, bütün ülkeler dönüşüm içerisinde. Buna düşük karbon ekonomilerine geçiş deniyor. Türkiye olarak biz de artık Paris İklim Anlaşması'nın tarafıyız. Ama onun daha ötesinde, 2021 yılında Cumhurbaşkanımız dünyaya şunu ilan etti.
Türkiye 2053 yılında, yani bugünden 30 yıl sonra karbon nötr bir ekonomi olacak. Yani önümüzdeki 30 yıl içerisinde ulaştırmadan binalara, sanayiden tarıma ve enerjiye, bütün alanlarda çok büyük köklü bir dönüşüme ihtiyaç var. Mesela ulaştırmada elektrikli araçlar çok yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanacak, elektrikleşme her alanda artacak.
Türkiye önümüzdeki süreçte, yani önümüzdeki 5 yılda ve sonrasında yatırımda, istihdamda, üretimde çok köklü bir değişiklik içerisinde olması lazım. Daha farklı, daha katma değerli ürün üreten bir ekonomi haline dönmesi gerekiyor. Emisyon düşürmenin de en temeli enerjiyi verimli kullanmak, gerek üretimde, gerek tüketimde, meskenlerde, sanayide ve diğer alanlarda.
Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bu anlamda düzenleyeceğimiz seferberlik yaklaşımıyla, sizlerin de katkı ve destekleriyle ülkede bunu ilerletebiliriz. Bu bizim bütün hedeflerimize yine yenilenebilirde olduğu gibi hitap eden bir alan. 2024'le 2030 yıllarını kapsayacak ulusal enerji verimliliğimizin ikinci fazı ile alakalı bir çalışma içerisindeyiz şu anda. Bu yılın sonunda muhtemelen bunu açıklayacağız.
HEDEF: ENERJİDE TAM BAĞIMSIZLIK
Türkiye'nin ekonomideki temel açmazlarından bir tanesi cari açık ve bu cari açığın temel sebeplerinden bir tanesi, maalesef enerji ithalatı, bahsettiğimiz dışa bağımlılık hadisesi. 2022 yılı için 96,5 milyar dolarlık bir ithalat yaptık.
Malum dünyada petrol ve doğal gaz fiyatları izah edilenin ötesinde bir noktaya geldi. Dolayısıyla bu kadar büyük bir enerji ithalatıyla ekonomide de köklü bir değişimi-dönüşümü yapmak mümkün değil.
Dolayısıyla biz Türkiye'nin dış politikasıyla, milli güvenlik politikalarıyla, sanayi politikalarıyla, istihdam politikalarıyla ve iktisadi politikalarıyla eşgüdüm ve uyum içerisinde politikalar geliştiriyoruz.
Dolayısıyla yeni dönemle alakalı temel hedefimiz; enerjide yeni bir yatırım ve reform sürecini başlatmak ve uygulamak. Temel hedeflerimizden bir tanesi şu: Arz güvenliğini kesintisiz şekilde sağlamak.
Bunu mümkün olan en rekabetçi, en ucuz şekilde sağlamak. Ama bu sağlarken de yerlileşmeye, yani yerli kaynağın kullanımına azami ölçüde önem vermek gibi bir vizyon ve hedefle yola çıkıyoruz.
Bunlar tabii ki ülkemiz adına pozitif gündem olabilecek şeyler, insanları ümitvar edecek şeyler. Yerin altındaki kaynağı çıkarmazsanız ekonomiye, istihdama, bölgeye hiçbir katkısı olmaz. Madenlerin çıkarıldığı yerde ekonominin de büyümesi, istihdama katkısı, çok önem arz ediyor.
2035'e kadar 5000 megavatlık offshore'da, yani denizde rüzgâr projemiz var. Bu 1.500 megavat, önümüzdeki 12 yılda yaklaşık 18 bin megavat ilave güç artışı ile Türkiye rüzgârda 30 bin MW kurulu güce ulaşacak.