Thodex vurgunundan sonra kripto paralar gündemimizin bir numarası oldu. Bir tarafta 2 milyar doları buharlaştırıp firar eden Faruk Fatih Özer'e yapılan polisiye operasyonlar, diğer tarafta her gün tek tek patlayan borsalar var. Bunlar, borsa adı altında kurdukları platformlardan vatandaşı dolandıranlar… Meselenin bir başka boyutu daha var.
O DA KRİPTO BOT'LAR…
Düşünsenize, siz elinizde ufak tefek biriktirdiğiniz üç beş kuruşla kripto varlık alım-satımı yaparak para kazanmaya çalışıyorsunuz. Öte tarafta bir sistem kurulmuş haberiniz yok.
Siz elinizde cep telefonlarınıza yüklediğiniz aplikasyonlarla coin alım-satımı yapmaya çalışırken, bu yazılımları kullananlar 6 mili saniyede yaptıkları işlemlerle, tabir yerindeyse malı götürüyor.
Misal, Kohen sülalesini tanımayanınız yoktur. Türkiye'de ya da dünyanın herhangi bir yerinde bu soyadına çokça rastlamışsınızdır. İşte o ailenin Türkiye'de polimer işi yapan üyelerinden biri olan Serhan Mark Kohen'in kripto bot'larla arbitraj gelirlerinden paraya para demediğini biliyorum. Aynı şekilde Ankara'da Kimetsan'ın sahibi, Finovtech'in kurucusu Erdem Duhan Özensoy'un da…
Ama bu yolla, yurtdışına çıkan haddi hesabı belirsiz bir para var. Üstelik, paranın nereye gittiği de bilinmiyor. Ya da geri gelip gelmediği… Ayrıca işin haksız rekabet boyutunu da atlamamak gerekir.
Bence, hükümet kripto para borsalarında regülasyonlar üzerinde çalışırken bu konuyu da yabana atmamalı!