İstanbul'da yürütülen uyuşturucu operasyonu gittikçe genişliyor. Ortaya çıkan bilgileri, ifadeleri okudukça kanım donuyor desem yeridir. Uyuşturucu, fuhuş ne arasan var…
Geçen hafta Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy hakkındaki iddiaları ve mağdur kadınları kaleme almıştım. Öncelikle şunu söyleyeyim, kadın dernekleri de medya dünyasındaki isimler de kadınlara yönelik yapıldığı iddia edilen bu rezalete hala sessiz kalmaya devam ediyor. Hatta öyle şuursuz tipler var ki, bu yaşananları 'özel hayat' deyip geçiştirme çabasında…
Şaşırtıcı olan ise benzer tavrı spiker Ela Rümeysa Cebeci ve iş adamı Kasım Garipoğlu'na yönelik de gösteriyorlar. Tutturmuşlar bir özel hayat lafını durmadan söylüyorlar.
Cumhuriyet Başsavcılığı da zaten bu isimlere uyuşturucu kullanmak, temin etmek, ortam sağlamak gibi suç unsurları olduğu için soruşturma açtı.
Özel hayat deyip kimse bu suç zincirinin kamuoyu ile paylaşılmasının önüne takoz koymaya kalkmasın. Kamuyu ilgilendiren hiçbir şey özel hayat değildir. Böyle bir operasyon Avrupa'da da Amerika'da da yaşansaydı çarşaf çarşaf basında yer alırdı.
Epstein dosyası nasıl Amerika'da gündem oluyor. Mehmet Akif Ersoy ile gündeme giren soruşturma da benzer şekilde medyada geniş yer alıyor, almaya da devam edecek. Türkiye tarihine geçecek önemde bir soruşturma bu. Ama bu soruşturmanın ciddiyetini anlamayan bazı sivri akıllı muhalifler saçma sapan yorumlar yapmaya devam ediyor.
Bu tipler ekranlara çıkıp utanmadan 'siyasi operasyon' diyerek olayı bambaşka bir yere çekme çabasında. Bunlar daha birkaç ay öncesinde de uyuşturucu kullanma yaşı 13'e düştü deyip, iktidarı eleştiriyorlardı. Nasıl bir zekasızlıksa, bugüne kadar yapılmış en geniş kapsamlı uyuşturucu operasyonuna 'siyasal' deyip sulandırmaya çalışıyorlar.