Çukurun kapladığı alanı anlamak için genişliği en fazla 2.4 kilometreye ulaşan ABD’deki Büyük
Kanyon Ulusal Parkı’nın yaklaşık 120 katı. Çukurun derinliği ise 8 bin 848 metre yüksekliğindeki
Everest Tepesi’nin boyunu bir buçuk kilometre geçiyor.
Cameron, indiği noktanın 'güneş ışığından, ısıdan ve her türlü sıcaklık derecesinden' tamamen yoksun olduğunun altını çizdi ve 'başka bir gezegene gidip geri geldiği' duygusuna kapıldığını ifade etti.
Filipinlerin 200 kilometre doğusunda bulunan “dünyanın tabanı”na ilk kez, 1960 yılında İsviçreli
mühendis Jacques Piccard ve ABD’li bahriyeli teğmen Don Walsh inmiş, ancak bu serüven, ikilinin içinde bulunduğu Amerikan donanmasına ait, Trieste adlı batiskaf dibe vurduğunda çok fazla kum kalktığı için sadece 20 dakika sürmüş, kaydadeğer hiçbir bulguya da ulaşılamamıştı.
James Cameron’ı 156 dakikalık bir yolculukla dünyanın tabanına indiren ve beklenenden daha kısa olmak üzere, 70 dakikada yüzeye çıkartan “Dikey Torpil” adlı denizaltının önemli özellikleri var.
Tamamıyla Cameron tarafından bizzat tasarlanan minik denizaltı, Çukur’da bulunan metrekare başına 7.250 tonun üzerindeki basınca dayanıklı. Bu basınç oranı, standart deniz basıncından yaklaşık bin kat fazla. Dikey Torpil’in yüzeyinde, bir çatlama yaşansaydı, Avustralyalı mühendislerce inşa edilen denizaltı otomatik olarak kendi içine kapanarak savunmaya geçecekti.