Boksör
John J. Sirica
Tanınmış bir boksör olmak için yanıp tutuşan John Sirica, ailesinin tüm itirazlarına rağmen Georgetown’daki evini bırakıp Miami’ye, hayalinin peşinden koşmaya gelmişti. Gerçekten de her şey istediği gibi gidiyordu, iyi bir boksör olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu. Ta ki Miami’ye gelmeden önce girdiği avukatlık sınavını geçtiğini öğrenene kadar…
Oysa Sirica sınavda başarılı olabileceğine hiç ihtimal vermemişti. Ailesine karşı duyduğu sorumluluk duygusu da baskın geldiği için kariyerine hukuk alanında devam etmeye karar verdi.
Genç boksör John J. Sirica, Washington’da ABD Bölge Hukuk Mahkemesi Baş Yargıcı olacak ve sansasyon yaratan birçok siyasi rüşvet ve ağır ceza davalarına başkanlık ederek tüm bu davaların altından başarı ile kalkacaktı. Tarih hiçbir zaman, Watergate davasına Sirica’dan başkası başkanlık etseydi ne olabilirdi sorusunun cevabını veremeyecek.
Çiftçi
Ulysses S. Grant
ABD’nin 18. Başkanı olan Ulysses S. Grant, gençliğinde bir çiftçiydi. Kayınpederinden kalan toprakları değerlendirmeye çalışıyordu, fakat bu meslekte geçirdiği birkaç sene içinde, gerek kuraklık, gerekse fazla yağmur yüzünden başarısız olmuş, mahsulleri zarar gördüğü için çok da para kaybetmişti. Son olarak çiftliğinin yakınında çıkan yangın, bardaktaki son damlayı da taşırdı: Grant artık çiftçilik yapmayacaktı.
Aslında Grant’in hayatı adeta bir pembe dizi gibi geçmişti. West Point Askeri Akademisi’ni kazanmıştı, fakat okuldaki notları disiplin ve akademik başarı yoksunluğunu gösteriyordu. Buna rağmen binicilik ve eskrimde çok başarılıydı. Askerleri idare etmede de belirli bir yeteneği vardı. İçki ile olan ilişkisi efsane haline gelmişti. Ordudan da içki alışkanlığı yüzünden uzaklaştırılmıştı. Çiftçilik macerası da bundan sonra başlamıştı. Ancak kader onu yine ilk mesleğine döndürdü.