Türkan Şoray
Türk sinemasının "Sultan"ı ve "Şoray Kanunları"nın yaratıcısı Türkan Şoray, 1960'ların Yeşilçam'ında -Filiz Akın, Fatma Girik ve Hülya Koçyiğit'le birlikte- dört büyüklerden biri olarak anılır. Şoray bu dörtlü arasından güzelliği, çekiciliği ve kadınsılığı temsil eden karakter olmuştur. Güldürü ve dram türü filmlerde eşdeğer rol yeteneği sergilediği gibi, hem halk kızı hem de burjuva kızı tiplemelerini layığıyla yerine getirmiştir. Ayrıca Türk sinemasının en güzel resim veren kadın oyuncusudur. Halkın içinden gelmiş olması ve zor şartlarda büyümesi onu halka daha yakın kılmıştır. Bunun yanında en yüksek ücretleri de o almıştır.
Filiz Akın
Eğitimini arkeoloji üzerine almış olan Filiz Akın'ın oyunculuk hayatı "Artist" dergisinin düzenlediği yarışmayı kazanmasıyla başlar. Belki de sinemanın eğitimli oyuncularından biri olması dolayısıyla filmlerinde daha modern rolleri canlandırdı. O, toplumun Batı'ya dönük yüzünü temsil ediyordu. Zaten ince sarışın ve kırılgan kişiliğiyle halk kızını oynadığı rollerde pek de inandırıcı olamadığı için zamanla zengin kızlarını, "burjuva güllerini" temsil eden bir alana doğru kaydı.
Hülya Koçyiğit
Yine dört büyüklerden biri olan Koçyiğit'in ise geniş bir canlandırma yelpazesi ve çok farklı kimliklere bürünme yeteneği vardı. Her sınıfa ait olabilen, evin kibar kızı rollerinin üstesinden başarıyla geliyordu. 1963 yılında Berlin Film Festivali'nde Türk sinemasına o güne kadar verilen en büyük ödül olan "Altın Ayı"yı kazandı. Ayrıca halen yerli ve yabancı film festivallerinde en çok ödül alan bayan sanatçımızdır.
Fatma Girik
Her ne kadar dramatik karakterleri de başarıyla canlandırabileceğini ispatlasa da, mavi gözleri ve canlı kişiliğiyle 60’lı ve 80’li yılların filmlerine damgasını vuran Girik, oyunculuk kariyerine 1957 yılında "Leke" isimli bir köy filmiyle başladı. Birkaç yıl sonra yönetmen Memduh Ün'ün destekleriyle Türk sinemasının yıldız isimlerinden biri olarak kendine yer edindi. Kariyerinin başlangıcından itibaren dinamik canlı, “acul”, girişken kolay yılmayan, daha erkeksi, yeni yaşama kültürüyle dalga geçen, alt kültüre yakın bir tipleri canlandırdı. Filmlerinde canlandırdığı karakterlerle uyumlu olarak adeta "erkek gibi" bir yaşam sürdü. Bu doğrultuda 1988 yılında Şişli Belediye Başkanı seçilerek 5 yıl boyunca bu görevi yürüttü. Daha sonra televizyonda "Söz Fato'da" isimli bir realite programının sunuculuğunu yaptı.
Feri Cansel
Esas adı Feriha Cansel olan güzel oyuncu, Türk sinemasının sayısız filminde rol aldı. Sinema kariyerine 60'lı yıllarda adım atan Cansel'in en parlak dönemi ise 70'li yıllardı. Bu yıllarda sükse yapan erotik yapımların da etkisiyle çoğunlukla erotik filmlerde rol aldı. Sinema izleyicisi de Cansel'i hep bu filmlerle tanıdı ve sevdi. 1983 yılında dramatik bir şekilde, sevgilisi tarafından bıçaklanarak, öldürüldü.
Esen Püsküllü
Her ne kadar Türkan Şoray ve Filiz Akın gibi belli başlı kadın oyuncuların karizmasına yetişememiş olsa da, balıketi vücudu, güzel yüzü ve zarafetiyle kendi havasını yaratmıştır. Genç yaşta Ses dergisinin sinema yıldızı yarışmasında ikinciliği kazanarak oyunculuk mesleğine adım atmıştır. 60'lı ve 70'li yıllarda ismi en çok zikredilen yıldızlardan biriydi. Erol Büyükburç (Öp Beni, Berduş), Zeki Müren (Rüya Gibi) ve Sadri Alışık (Ah Müjgan Ah) ile çevirdiği filmler en çok hatırda kalanlar olmuştur. Sarı saçları ve yeşil-mavi gözleriyle döneminin en güzel yüzlü kadın oyuncularından biri olarak kabul edilir. 1980'lerde sinema kariyerini bırakmadan önce senaryo yazarlığına da soyunmuştur. 1975 yılında Bak Yeşil Yeşil ve Küçük Bey adlı filmlerin senaryolarında Esen Püsküllü'nün imzası vardır.
Sevda Ferdağ
Ferdağ'ın sinema kariyeri bir başarısızlık hikâyesiyle başlar. 1958 yılında çevirdiği ilk filmi tutulmayınca Almanya'ya yerleşir. Türkiye'ye dönerek sinemada tekrar şansını denemesi ise ablasının ısrarlarıyla gerçekleşir. "Azrailin Habercisi" filmiyle beklemediği bir ilgi gören sanatçı, vamp ve "kötü kadın" rolleriyle arka arkaya bir çok filmde yer alır. Salon komedileri ve "sabun köpüğü" tabir edilen filmlerde başrol, daha kalıcı filmlerde ise yardımcı kadın oyuncu rollerinde oynayan Sevda Ferdağ, Türk filmlerine ilginin azaldığı bir dönemde geçinebilmek için sahneye çıkarak (1968) şarkı söylemiştir. Ferdağ, 150'yi aşkın sinema filminde rol almış bir sinema emekçisidir.
Zerrin Egeliler
Türk erotik sinemasının ünlü yıldızı Egeliler, jet hızında filmlerin çekildiği 70'lerin sonunda oyunculuk yapmıştır. Bir yılda çevirdiği 37 filmle bir rekora imza atmıştır.
Figen Han
Asıl adı Neval Karpuz olan oyuncu, 1967 yılında sinemaya adım attı. Başlangıçta fantastik filmlerde rol alan Han, daha sonra 70'lerin seks furyası döneminde vamp kadın tiplemesiyle adını duyurdu.
Zeynep Aksu
Asıl ismiyle Füsun Demiroğlu, 1960'ların sonu ile 1970'lerin başında, beş yıl gibi kısa süren bir zaman diliminde oyunculuk yapmıştır. Buna rağmen, oynadığı başrollerle adından söz ettirmeyi başardı. Hatta o dönemde Türkan Şoray'a rakip olarak bile gösterildi. 1972'de "Üvey Ana" filmindeki rolü sayesinde, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü kazandı. Sinemayı bıraktığında 22 yaşındaydı.
Oya Aydoğan
Ortaokulu dönemin Fransız kız okulu olan St. Pulchérie'de bitiren Aydoğan, liseye yine bir Fransız okulu olan St. Michel'de devam etti. 1976 yılında Türkiye güzeli seçildikten sonra beyazperdeye adım atan Aydoğan, 80'li yıllarda sahnelerde de boy göstermiştir. İlerleyen yaşlarında çeşitli TV dizilerinde boy gösteren oyuncunun, Bülent Ersoy'la yakın bir dostluk ilişkisi vardır.
Banu Alkan
Aslen Yugoslavya göçmeni olan Alkan'ın gerçek ismi de Hırvatça "Yaban Gülü" anlamına gelen Remka Rebroyna'dır. Henüz 16 yaşındayken rüyalarını süsleyen mankenlik mesleğine adım attı. Bu yıllarda oynadığı bir sabun reklamından sonra Alkan, yönetmen Memduh Ün’ün dikkatini çekti ve sözleşme imzaladılar. Son filmini 1989 yılında çeken oyuncu, 1998 yılında çıkardığı "Neremi" albümüyle eleştiri oklarının hedefi haline geldi. Bu sansasyonel çıkışının ardından iki TV dizisinde rol aldı. "Afrodit" lakaplı sanatçı, her zaman olumlu eleştirilerle karşılaşmasa da sürekli gündemde kalmayı başarmıştır.
Ahu Tuğba
Varlıklı bir ailenin tek çocuğu olan Ahu Tuğba, ya da asıl ismiyle Tuğba Çetin, ortaokul yıllarında sinema dünyasına girdi. 13 yaşında ilk filmini çevirdi. Liseyi Amerikan Kız Koleji'nde bitiren Tuğba daha sonra Kanada'ya İngilizce Dili okumak için gitti, ancak okulu yarım bıraktı. 18 yaşında tekrar beyazperdeye adım attı. Tuğba, Türk sinemasında 80'li yılların seks sembollerinden biri haline gelmiştir. Genellikle uyuşturucu bağımlısı, ama kalbi temiz karakterleri canlandırmıştır.
Harika Avcı
Bir dönem Yeşilçam'ın en aranılan kadın oyuncularından olan Avcı, Türk sinemasının seks sembollerinden biridir. 80'lerin çıkarttığı müzik albümüyle adından söz ettirmeye devam etmiştir.
Yaprak Özdemiroğlu
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü mezunu olan Özdemiroğlu, profesyonelliğe tiyatro ile başladı. 1981 yılında Yeşilçam'a geçerek sinema ve dizi filmlerde rol alan sanatçı, bir dönem erotik içerikli filmlerde oynamış, "sabun köpüğü" denen türde filmlerde görülmüştür. Sanatçı, Attila Özdemiroğlu'nun kızıdır.
Pervin Par
1957 yapımı "Bir Avuç Toprak" filmiyle başlayan oyunculuk yaşantısı, 1977 yılındaki "Çırılçıplak" filmiyle sonlanmıştır. Daha sonra İzmir'e yerleşerek çiçekçilik işiyle ilgilenmeye başlamıştır.
Çolpan İlhan
Atilla İlhan'ın kızkardeşi, Sari Alışık'ın ise eşi olan Çolpan İlhan, sanat yaşamına tiyatro ile başladı. Tiyatro oyunculuğu döneminde gelen bir teklif üzerine 1957 yılında ilk sinema filmi "Kamelyalı Kadın"da başrol oynadı. 300'e yakın filmde rol alan İlhan, 70'lerin sonlarına kadar oynadığı filmlerde hep başroldeydi. 1998 yılında Devlet Sanatçısı unvanı almıştır. Sadri Alışık Kültür Merkezi'ninse kurucusudur.
Bahar Öztan
1972'de Mahkum filmiyle sanat hayatına başlayan Bahar Öztan, bir mimar ile evlenerek Bodrum'a yerleşmiş ve bir kreş açarak işletmeye başlamıştır. Uzun süre sinemaya ara verdikten sonra 2007'de yine bir filmde rol almıştır.
Serpil Çakmaklı
Gerçek adı Şener Dönmez olan Çakmaklı, liseyi bitirdikten sonra bir dönem mankenlik yaptı. "Devlet Kuşu" filmiyle oyunculuğa başladı. Sahnelerde solistlik de yapan Çakmaklı 2000 yılında kendi adını taşıyan bir de albüm çıkardı. Çakmaklı şu sıralar kameraların uzağında sakin bir yaşam sürdürüyor.
Sezer Sezin
1927 yılında İstanbul’da doğdu. Bir süre revü yıldızı ve oyuncu olarak sahneye çıktı. "Vurun Kahpeye" adlı filmle 1949 yılında sinemaya geçti. 1960'lı yıllara kadar sinema sektöründe görev aldı. 1960 yılında Metin Erksan'ın yönettiği Şoför Nebahat filminde canlandırdığı erkeksi karakterle özdeşleşti. Hatta kendisine uzun süre boyunca ismi yerine "Şoför Nebahat" olarak hitap edildi.
Meral Zeren
Henüz 14 yaşındayken kendini sahnelerde bulan Zeren, kariyerine şarkıcılıkla başladı. Sahnede film yapımcılarının dikkatini çekince "Önce Sev Sonra Vur" filmiyle sinema dünyasına girdi. "Salako", "Hanzo", "Salak Milyoner", "Şaşkın Damat", "Banker Bilo" gibi gişe rekorları kırmış filmlerde oynamıştır.
Necla Nazır
1956 yılında İskeçe'de doğdu. 6 yaşındayken “sinema güzeli” olarak tanındı. Ortaokuldayken eğitimini yarıda bıraktı. Bir fabrikada işçi olarak çalışırken 1972'de Ses Dergisi'nin düzenlediği yarışmada birinci olarak sinemaya atıldı. 1973'te ilk filmi olan "Isdırap"ı çevirdi. Yeşilçam’ın güzel ve masum yüzlerinden biri olarak tanındı. 1978'den sonra sahneye çıkarak arabesk türde şarkılar söyledi ve çoğunlukla bu türdeki filmlerde oynadı.
Gülşen Bubikoğlu
1973 yılında Sinema Dergisi'nin açmış olduğu yarışmada sinemayla tanıştı. "Yaban" filminde ilk başrolünü oynadı. Komediden drama kadar birçok farklı türde başarılı bir performans göstermiş, canlandırdığı unutulmaz karakterlerle hafızalara kazınmıştır. 25. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde, Halit Refiğ' in "Kurtar Beni" filmindeki rolüyle "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünün sahibi olmuştur.
Selma Güneri
1964 yılında Halit Refiğ'in yönettiği "İstanbul'un Kızları" filmiyle sanat hayatına başladı. 1967'den sonra sinema oyunculuğunun dışında şarkı söylemeye de başladı. Ses sanatçısı Lütfi Güneri'nin kızı olan Selma Güneri, sinema sanatçısı Yusuf Sezgin ile evlendi ve boşandı. Televizyon için çevrilen dizi filmlerde de rol aldı.