Babalığın Kitabını Yazanlar projesi nasıl ortaya çıktı?
Kendimi bildim bileli yazıyla haşır neşir biriyim. Kafamda bir kitap yazma düşüncesi hep vardı ama içeriğine karar veremiyordum. Pandemi buna vesile oldu. Koronavirüsle tanıştığımız, evlere kapandığımız sokağa çıkma yasaklarının olduğu, hayatımıza maskenin girdiği, marketten aldıklarımızı dezenfektanla çamaşır sularıyla yıkadığımız, kıyafetlerimizi balkonda beklettiğimiz, yumrukla selamlaşmaya başladığımız tuhaf günlerdi.. Şimdi düşününce ne kadar uzak geliyor. Hâlbuki gerçekten insanlığın 100 yılda bir yaşadığı salgın sürecinin tam ortasında kalmıştık. Ne yapacağımıza nasıl davranacağımıza dair en ufak bir düşüncemiz, bir B planımız yoktu. Hayat durmuştu… İşte o dönemde hepimiz özümüze döndük. Aile birliğinin önemini anladık. Çocuklarımızla daha fazla vakit geçirmeye başladık. Sosyal medyayı ihmal etmedik tabi, hatta daha fazla kullandık. Şarkıcılar her akşam canlı yayın yaparak konser veriyordu, oyuncular birbirleriyle canlı bağlantı kurup sohbet ediyorlardı… Sosyal medya hesaplarında paylaşılan aile fotoğrafları artmaya başladı. Ünlü isimler çocuklarıyla birlikte neler yaptıklarını anlatıyor, fotoğraflarını koyuyorlardı. İlk başta üç çocuklu bir babanın pandemi anıları düşüncesiyle yola çıkacaktım. Bu paylaşımları görünce ünlü babalrı da dahil etmeye karar verdim. Kitap da bu şekilde oluştu.
Sonrasında süreç nasıl gelişti?
Sonrasında ünlü babaları belirlemeye başladım. 2010 sonrası baba olan, aile yaşantısıyla dikkat çeken örnek baba figürü çizen ünlü isimleri seçtim. Kendi kızlarımın yaş grubun yakın olsun hem de benim gibi aynı dönemde babalık heyecanı yaşamış olsun ki ortak noktada buluşabilelim istedim. Hepsi popüler dünyanın içinde yer alan ama en önemli meslekleri babalık olan 20 ünlü babayı kitapta buluşturmayı başardım. Maille onlara sorularımı yönelttim. Hem kendi çocuklarıyla hem de babalarıyla olan bir çocukluk fotoğraflarını istedim. Böylece iki nesil arasındaki kuşak farkına da değinmiş olacaktım. Nitekim ortaya arşivlik bir çalışma çıktı.
Kimler var kitapta?
Arel ile Leo'nun babası Alper Kul, Aden'in babası Burak Kut, Çınar'ın babası Bülent İnal, Ozan Ali'nin babası Bülent Şakrak, Doğa'nın babası Bülent Polat, Meryem Mila'nın babası Çetin Altay, Emir Aras ile Alara'nın babası Engin Altan Düzyatan, Can'ın babası Engin Hepileri, Vera ile Oğul'un babası Fettah Can, Ayza'nın babası Kubat, Mira'nın babası Murat Akkoyunlu, Asya'nın babası Necip Memili, Okan Ali'nin babası Ozan Akbaba, Ediz'in babası Özgün, Güney'in babası Sarp Apak, Nefes ve Eser'in babası Serkan Çağrı, Çağan ve Destan'ın babası Serkan Kaya, Ses'in babası Ümit Erdim, Aksel'in babası Yıldıray Şahinler, Doğu'nun babası Yunus Emre Yıldırımer var. Hepsine minnettarım.
Kitabın içeriğinden bahseder misiniz?
Tabi ki. Piyasada genellikle anne çocuk kitapları mevcut. Babalık üzerine yazılan, babanın duygularını bebeğiyle iletişimini anlatan kitap neredeyse yok denecek kadar az. Bu kitap 3 kız babası biri olarak önce benim tecrübelerimi anlatıyor. 3 kız babası biri olarak sırasıyla yaşadığım heyecanı anlatıyorum. Toplumda 3 kız çocuk babası olmak biraz ayrıcalıklı bir durum. 3 kızım var deyince tuhaf bakışlara maruz kalıyor, vah vah işiniz çok zor söylemleriyle muhatap oluyordum. Neyse ki ona alıştım. Bu kitap bir ebeveynlik kitabı değil. Onu da belirtmiş olayım. Babalığın Kitabını Yazanlar'da okuyucu, yeni nesil babaların baba olacaklarını öğrendikleri an neler hissettiğini, bebeklerini ilk kucaklarına aldıklarında akıllarından geçenleri, isim koyma süreçlerini, onlarla ilgili sevinçlerini, korkularını, hayallerini öğrenecek ve eminim her ebeveyn kendinden bir parça bulacak.
Genel olarak nasıl bir babalık değerlendirmesiyle karşılaştınız?
Baba koruyucu kollayıcı evin direği, otoriter güçlü bir figür. Eskiden değişime kapalı çocuklarına mesafeli geleneksel bir babalık söz konusuydu. Onlar öyle görmüştü çünkü. Yeni nesil babalar da bu anlayış değişti. Daha eşin hamileliğinden itibaren bilinçli bir baba figürü var. Anneyi doğumhanede bile yalnız bırakmayan, olan her türlü destek olan, bebeklerinin altını değiştiren, onlarla yakın ilişki kurarak arkadaş olmayı tercih eden baba figürü var. Ben de onlardan biriyim. Bu babalarla hepimizi ortak paydada buluşturan değer de bu. Tüm babaların ortak temennisi çocuklarına yetebilmek, onlarla kaliteli vakit geçirebilmek ve onların çocukluklarına dair güzel hatıralar biriktirebilmek. Umarım başarabiliriz…
Baba olunca neler değişiyor hayatta?
Baba olmak annelik gibi değil, daha sonradan öğrenilen bir süreç. Kucağına bebeği alıncaya kadar baba olduğunu anlamıyorsun bile. Hatta baba kelimesini duymadan o duyguya giremiyorsun. Bir kere çok büyük bir sorumluluk. Bir gece önce iki kişi olduğunuz eve minik bir bebek geliyor ve o andan itibaren tüm dünyanız, alışkanlıklarınız değişiyor. Anne babalık sertifikası veya ehliyeti verilmediği için her şey yolda öğreniliyor. Aile büyüklerinin deneyimlerinden faydalandığımız, yaşayarak tecrübe ettiğimiz keyifli ama bir o kadar sabır isteyen zor bir süreç yaşıyorsunuz. Baba olunca farkındalığınız değişiyor, sokakta mendil satan çocuklara bakarken gözünüz dolabiliyor, arabanın gazına basarken bile aklınızda çocuklarınız olduğu için daha kontrollü bir yaşam sürmeniz gerekiyor. Sonuçta çocuklar ne kadar büyürse büyüsün yine bizim çocuğumuz olarak kalacak.
ÜNLÜ BABALARIN BABA OLUNCA ANLADIM DEDİĞİ ŞEYLER NELER?
ALPER KUL: ÖRDEK YAVRUSU GÖRSEM KORUMA GÜDÜLERİM DEVREYE GİRİYOR
2013 doğumlu Arel ve 2018 yılında doğan Leo adında iki erkek çocuğu olan Alper Kul 'Baba olmak, dünyanın benim düşündüğümden çok daha büyülü bir yer olduğunu anlamamı sağladı," diyor oyuncu ve baba olmanın anlamını şöyle ifade ediyor: "Babalık, hayatıma başka bir anlam kattı. Değiştim. Daha sorumluluk sahibi, disiplinli ve düzenli bir insan oldum. Merhamet duygum arttı. Ördek yavrusu görsem koruma güdülerim devreye giriyor artık. Her şeyin yavrusunu korumalıyım gibi bir his var içimde. Daha duygusal bir insan oldum. Anne babamı daha iyi anlıyorum."
Babası Fikret bey için de şunları söylüyor Kul: "Babam gerçekten çok iyi bir insandır. Çok yardımseverdir, her zaman olumludur, çok eğlencelidir. Hayal yeteneği çok gelişmiştir. Kimsenin aklına gelmeyecek, şeyler düşler ve onları gerçekleştirir. Nevi şahsına münhasır bir insandır, tanıyanlar bilir ve bana bu konuda hak verir. Ona her baktığımda gözlerinde üç-dört yaşlarında bir çocuğun gülümsemesini görüyorum. Çok seviyorum babamı. Saygı ve hayranlık duyuyorum. Baba olarak da insan olarak da. Adaletli, saygı duyulan, akıllı, cesaretli, hak hukuk bilen bir insan. İki yaşındayken yetim kalmış. Hatıralarında maalesef babası yok. Ona anlatıldığı kadarıyla bir baba figürü yaratmış o da kafasında. Belki o yüzdendir benimle yakın arkadaş ilişkisi kurdu hep. Çocukken de büyüdüğümde de. Onunla konuşamayacağım bir konu olmadı hiç. Bana destek oldu, güven verdi; beni cesaretlendirdi.
BURAK KUT: AİLEM İÇİN YAŞAMA VE ÇOK ÇALIŞMA SORUMLULUĞU GELDİ
Cennet Bahçesi anlaına gelen Aden adında bir kızları olan şarkıcı Burak Kut, 24 Ocak 2011'de doğan kızının en iyi oyun arkadaşı olmayı başaranlardan. Birlikte çok eğleniyorlar. Kut, Aden'in müzik zevkine çok güveniyor. Yeni şarkı yaptığında artık ilk önce ona dinletiyor. Onun fikirlerini çok önemsiyor.
"Kızıma dürüst, yalana başvurmayan, iyi insan olması ile ilgili öğütler veriyorum. Fakat bundan ziyade ben ve eşim doğru davranışlarla karşısına çıkarak ona örnek olmaya çalışıyoruz. Kendi doğru yolunu bulması için doğru bildiklerimizi gösteriyoruz," diyen Kut, baba olunca ne öğrendiniz sorusuna şu yanıtı veriyor: "Babalık hayatımda her babanın tecrübe ettiği gibi çok şey değiştirdi. Evladın ve kendi ailen için yaşamak, çalışmak sorumluluğu geldi. İnsanın yaratılışı gereği eksik hissettiği babalık duygusunu tattım şükürler olsun."
BÜLENT ÜNAL: BABA OLUNCA KENDİMİ DAHA GÜÇLÜ HİSSEDİYORUM
9 Haziran 2012'de babalık sevinci yaşayan ünlü oyuncu Bülent inal, oğlu Çınar'ı daha ilk gördüğünde hayatın kendisine sunduğu en güzel armağan olduğunu hissetmiş. İnal, 'Babalık, hayatla baş edebilmenizi, tüm zorluklara göğüs germenizi sağlayan en güzel hislerinden biri.. Ne olursa olsun, hayat nasıl üstüme gelirse gelsin, ben babayım ve mutlaka üstesinden gelirim. Daha güçlü hissediyorum kendimi" diyor.
Şanlıurfa'da doğup büyüyen 1973 doğumlu İnal da babasına doyamayanlardan. Babası Selahattin İnal'ı talihsiz bir trafik kazasında kaybettiğinde 12 yaşındaymış oyuncu. Bir abisi ve ablasıyla beraber zor bir süreçten geçmişler. Hemşire olan annesinin gayretleriyle bu travmayı atlatabilmiş. Çocukluğuna ve babasına dair de şunları aktarıyor İnal: "Babam, son beş yılında Libya'da işçi olarak çalışıyordu. Çok uzun vakit geçiremedim onunla. Ama birlikte geçirdiğimiz zamanlarda çok güler, çok eğlenirdik. Zor koşullarda, zor zamanlarda bile bizi mutlu etmeye çalışırdı. İnsanı etkileyen, şekillendiren yılların çocukluk olduğu söylenir. Güzel çocukluk geçirdim, sevgi dolu bir evde büyüdüm. Babamın da bunda katkısı büyüktür diye düşünüyorum."
BÜLENT POLAT: BABA OLUNCA KENDİ ANNEMİ VE BABAMI ÇOK DAHA İYİ ANLADIM
4 sezon boyunca atv ekranlarında yayınlanan Bir Zamanlar Çukurova dizisindeki performansıyla adından bahsettiren Bülent Polat yakın zaman önce ikinci kez baba oldu. 25 Ekim 2016 tarihinde doğan Doğa adında bir kızı olan Polat, geçtiğimiz nisan ayında ikinci kez bu mutluluğu yaşadı. Baba olmanın kendisine güç kattığını, olaylara bakışının değiştiğini şu sözlerle ifade ediyor: "Babalık kendi başına çok güçlü bir ifade. Dolayısıyla bende bu 'güç'ün içini doldurmalıymışım gibi geliyor. Olacaklar karşısında hazırlıklı, dirayetli, enerjisi yüksek, sağlam, tutumlu, özverili, ılımlı ve çözümcü olmam gerektiğine inanıyorum artık. Şimdi dünyaya, meselelere başka türlü bakıyor, onları başka türlü ele alıyorum." Baba olunca kendi annemi ve babamı çok daha iyi anladım' diyen Polat babası "Babam her zaman dürüst olmamızı öğütlerdi.' Diyor.
BÜLENT ŞAKRAK: ARABANIN GAZINA BASARKEN BİLE BAŞKA ENERJİDEYİM
Ceyda Düvenci ile evli olan oyuncu Bülent Şakrak, oğlu Okan Ali'yi 1 Temmuz 2017'de kucağına aldı. Düvenci'nin kızı Melisa ile birlikte mutlu aile profili çizen Şakrak, 'Baba olmayı tanımlayamıyorum. Mükemmel, olağanüstü bir şey. Kâinatın en büyük şelalesinin coşkusu gibi' diyor ve baba olunca ne öğrendin sorusuna şöyle yanıt veriyor: Baba olmak çok şey değiştirdi hayatımda. Arabanın gazına basarken bile başka bir duygu ve enerjideyim. Attığım her adımda, yediğim her lokmada hayatıma, kendime ve dünyaya haksızlık etmemem gerekiyormuş gibi geliyor. Birlikte yaşamak, hep yanında olmak arzusunu duyduğum için birçok şey değişti."
İşçi emeklisi ailenin tek çocuğu olan Şakrak'ın babası Gemlik'te oyuncak dükkanı açtığında 6 yaşındaydı. Babasının işleri bozulup iflas ettiğinde 12 yaşındaymış Şakrak. Babasının ne iş yaptığını soranlara, "Serbest Şanssız," diye cevap vermiş, Yirmili yaşlarının ortasından itibaren babasıyla iki dost gibi olduklarını anlatıyor ünlü oyuncu. Babasıyla ilgili biriktirdiği en güzel anıları, onun vefatından önceki son beş yıla sığdırabilmiş.
ÇETİN ALTAY: ÖNCELİKLERİM DEĞİŞTİ
Oyuncu Çetin Altay babalık duygusunu 7 Ekim 2017'de yaşadı. Kızı Meryem Mila'yı kucağına aldığında dünyanın değiştini anlatan oyuncu, 'Hayatımdaki önceliklerim değişti. Ona bir gelecek hazırlamakla ilgili tatlı bir endişem, telaşım var. Araba kullanırken bile şizofrenik derecede dikkatli davranıyorum. Daha sakin, daha sabırlı olmayı öğrendim. Her an aklımda bebeğim var.' diyor.
Altay babasını kaybettiğinde henüz 18 yaşında bile değilmiş. 25 Aralık 1995'te kaybettiği babasıyla vefat edene kadar aralarının çok iyi olduğunu söylüyor ve "Ben de çocuğumla aramı iyi tutmaya çalışacağım," diyor. İçinde kalan ukdesini de "Keşke babam da kızımı görebilseydi…" diyerek paylaşıyor.
ENGİN ALTAN DÜZYATAN: OYUNCU OLMAK İÇİN DÜNYAYA GELDİĞİMİ SANIYORDUM BABA OLMAK İÇİN DÜNYAYA GELMİŞİM
9 Ocak 2016'da Emir'i, 16 Ağustos 2018'de Alara'YI kucağına alan ünlü oyuncu Engin Altan Düzyatan yeni nesil babalardan… Doğumhaneye girip oğlu Emir'in göbek bağını kesen ünlü oyuncu, 9 ay boyunca bebeğini kendisi yıkamış. 'Oyuncu olmak için dünyaya geldiğimi sanıyordum, çocuk olduktan sonra, baba olmak için dünyaya geldiğimi fark ettim' diyen Düzyatan, baba olunca ne değiştiğini de şöyle anlatıyor: 'Daha öncesinde her zaman kendimizi, kendi ihtiyaçlarımızı, zevklerimizi, dertlerimizi düşünürken şimdi hepsi ikinci plana atıldı. Artık ilk düşündüğümüz şey çocuklarımız. Tamamen çocuk odaklı bir hayatım var. Tatillerimizi de onlara göre ayarlıyoruz, boş vakitlerimiz de onlara göre değerlendiriliyor. Daha önce aileme, eşime ve kendime sorumluluğum varken, şimdi ilk sorumluluğum çocuklarıma karşı oldu."
İzmirli Düzyatan üç kardeşin en küçüğü. Abisiyle aralarında on üç, ablasıyla ise yedi yaş fark var. Dolayısıyla evin en küçüğü olarak çok rahat bir çocukluk geçirmiş.
ENGİN HEPİLERİ: BİR BAKIŞ YA DA BİR SÖZ İLE İNSANIN KENDİ HAYATINI HİÇE SAYABİLECEĞİNİ ÖĞRENDİM
Kendisi gibi oyuncu Beyza Şekerci ile evli olan Engin Hepileri oğlu Can'ı kucağına aldığında takvimler 5 Ekim 2018'i gösteriyordu. Hepileri 'Baba olmak, ilk başta gün içindeki saatlerimi değiştirdi. Artık Can'a göre bir zamanlamam var. Ve elbette önceliklerim. İşim her şeyimdi Beyza'yı tanımadan önce. İlk olarak Beyza ile bir olduk. Şimdi ise Can geldi ailemize ve bir takım olduk."
Diyor ve Baba olunca öğrendiklerini de şöyle sıralıyor: "Bir bakış ya da bir söz ile insanın kendi hayatını hiçe sayabileceğini öğrendim. Kendimde olan her şeyin bir başka varlığa atfedilebileceğini ve bunun insan üzerindeki tahmin edilemez sevincini öğrendim."
FETTAH CAN: BABA OLDUKTAN SONRA GÜNE HEP POZİTİF BAŞLIYORUM
Ünlü müzisyen Fettah Can'ın Oğul ve Vera adını verdiği ikizleri var. Müzisyen cansu Kurtçu ile evli olan Fettah Can 10 Ekim 2017'de ikizlerini kucağına aldığındaki duyguyu şöyle aktarıyor: 'Sevinç, heyecan ve bir sürü farklı duygu aynı anda hücum etmiş gibiydi. Geleceğe bırakacağınız en güzel eserlerin hayatlarına merhaba dediği anları deneyimlemek çok müthişti," Oğul ve Vera'nın, yeni besteleri için ilham kaynağı olduğunu söyleyen Can, 'Şarkı yazarıyım ama onlara olan aşkımı, duygumu ve sevgimi anlatacak bir kelime dahi bulamıyorum. Baba olduktan sonra güne hep pozitif başlıyorum ' diyor.
'Dünyada en mutlu çocukluğu yaşamış çocuklar listelense ilk yüze girerdim. Bizim zamanımız günümüze göre daha iyiydi.' diyen ünlü müzisyen, bugünlere gelmesini babasına borçlu olduğunu söylüyor. babası Yugoslavya'da radyo sanatçısı olmak istermiş. Sesi de gayet iyiymiş. Ama hayat onu başka yere sürüklemiş. Can şu an babasının hayalini gerçekleştirmiş olmanın gururunu yaşıyor ve 'Babam tam bir baba, inanılmaz iyi bir insandır. Kimseye kötülük düşünmeyen, çok naif, düzgün bir adamdır. Buralara gelmemi, çocuk yaşta beni konservatuara zorlaması, cevheri çok önce fark etmesi ve beni çok iyi anlaması sayesinde oldu" diyor.
KUBAT: BABA OLUNCA SORUMLULUK BİLİNCİM ARTTI
Ünlü şarkıcı Kubat 30 Nisan 2016'da baba oldu. Ay yüzlü güzel kız anlamına gelen Ayza adını verdikleri kızı sayesinde tattığı babalığın kendisini daha naif, hassas, düşünceli ve duyarlı yaptığını söylüyor. Baba olunca, babamın, 'Baba olunca anlarsın,' dediği her şeyi anladım." diyen Kubat, şöyle devam ediyor: 'Çocuğunuz sizin kontrol edemediğiniz bir uzvunuz. Sorumluluk almak istemeyen biri babalık yapamaz, sadece fizyolojik babası olur ancak babalık yapmak başka bir şey. Babalık sorumluluk, fedakârlık ve farkındalık ister. Ailemin kazandırdığı sorumluluk bilinci baba olunca çok işime yaradı. Bir de börtü böcek ne varsa her canlıyı yaşatma arzusudur babalık."
1974 yılında dört kardeşin en küçüğü olarak dünyaya gelen Kubat, İlk ustası olan babasından hep destek gördüğünü söylüyor. "Küçük yaşta müzik ve sahneyle tanıştım ve hep destek gördüm babamdan. Aslında sert bir adamdı rahmetli ama çok özel bir insandı. Cömertliği, yardımseverliği, adaletli ve merhametli olmayı öğretti bizlere. Can Yücel'in dediği gibi: 'Ben hayatta en çok baba mı sevdim.'"
MURAT AKKOYUNLU: BABA OLUNCA SEVGİNİN BAŞKA BİR TÜRÜ İLE KARŞILAŞTIM
Ünlü oyuncu Murat Akkoyunlu kızı Mira'yı 2 Haziran 2014'te kucağına aldığında 40 yaşındaydı. Erkeklerin ergenlikleri 40 yaşına kadar sürüyor diyen Akkoyunlu, "40 - 45 arası baba olurum, olmazsam da çok zorlamam diye düşünüyordum. Öyle de oldu" diyor. 'Kadın, bebek rahmine yerleştiği andan itibaren anne oluyor. Her anı onunla yaşıyor. Ancak baba olaya sonradan dâhil oluyor. Babalık çocuğu kucağına aldıktan sonra başlıyor," diyen Akkoyunlu kızı dünyaya geldikten sonra keşke daha önce baba olsaydım diye geçirmiş içinden. Hayatının ne yönde değiştiğini de şöyle anlatıyor ünlü sanatçı: "Benim için baba demek sadece bir çocuğun seslendiği iki heceden ibaret değildir. Onun geleceği, iyiliği ve mutluluğu için elinden geleni yapmaya çalışan kişidir baba. Baba olunca önceliklerim kızımızın ihtiyaç ve önceliklerine göre değişti. Sorumluluk ve minnet duygusu katlanarak arttı ve artmaya da devam ediyor. Baba olunca sevginin başka bir türü ile karşılaştım. Sonsuz ve karşılıksız sevginin adı benim için Mira oldu."
Üç erkek kardeşin en büyüğü olan Akkoyunlu kalabalık bir ailede büyümüş ve işçi emeklisi babasıyla yakın bir ilişkileri olmamış. "Uyumlu bir çocuktum ama babam sevgisini çok gösteren biri değildi. Belki o da babasından öyle gördüğü için bize öyle davranırdı, bilemiyorum. Sınırları olan bir ilişkimiz vardı," diyor ve şöyle bitiriyor: "Aramız çok iyi değildi ama en çok birlikte futbol maçlarına gittiğimiz günleri gülümseyerek anıyor ve özlüyorum. Birlikte gittiğimiz ilk maç Ankara'da oynanan Fenerbahçe - Galatasaray Cumhurbaşkanlığı Kupası maçıydı. 11 -12 yaşlarındaydım o günleri çok özlüyorum."
NECİP MEMİLİ: KIZIM OLUNCA DAHA USTURUPLU DAVRANMAYA BAŞLADIM
Oyuncu Necip Memili 14 Temmuz 2020'de kızı Asya'yı kucağına aldığında babalık sevinci yaşadı. Memili, 'Kız babası olmak insanı daha usturuplu davranmaya itiyor," diyor ve şöyle devam ediyor: "Bir kere çok olgunlaştım. Nerede oturup nerede kalkacağımı, kime nasıl hitap edeceğimi daha iyi tartarak hareket etmemi sağladı. Öğrenme isteğimi artırdı. Bir şeyleri bilmek daha keyifli hale geldi çünkü evladınıza anlatacağınız ve onun soracağı çok şey olacak. Bu yüzden daha fazla okumak, daha fazla kendimi geliştirmek adına çok olumlu adımlar attırdı bana Asya." Onunla beraber olgunlaşarak, onunla beraber büyüyerek, onu görerek, ona kendi hayatında yardımcı olarak baba olmayı öğreneceğim ben de. Baba olunca, Onunla daha çok vakit geçirme isteğini, birine olan bağlılığın karşılıksız, koşulsuz bir şekilde olduğunu öğrendim.