Beklediğim, söz verip, gelmeyenlerde vardı ama dedim ya bu iş gönül işi... İnsanları düşündüğümde acımasızlıklarına çok üzülüyorum, mesela bazı şeylerimi sattım o gün, 'Ben aldım' deyip orada hava yapan, ertesi gün 'Benim reklamımı yapmadı ki' deyip vazgeçtiğini söyleyenler oldu...
Emre Dipdiri de 'Aldım' deyip ertesi gün vazgeçip başkalarının da almasına mani oldu... Neresinden tutabilirsin, böyle şeyler de oldu maalesef. Benim damarlarımın değişmesi gerekiyor, riskli bir operasyon, ameliyat olmak istemiyorum. Dışarıdan gözüktüğü gibi rengarenk değil hayat, moralimi yüksek tutuyorum, iyi şeylere odaklanıyorum çünkü ben can pazarına düşmüşüm, bazıları reklam peşine.
Gelenden, gelemeyenden, verenden veremeyenden, her şeyi ben bilirim diyenden, insanı içten yiyenden, çok konuşandan, boş konuşandan, tribünlere oynayanlardan, benim durumum üzerinden çevrilen filmlerden, razı gelmediğim, üzüldüğüm her şeyden o gece razı oldum.
Çünkü öyle bir illüzyon ki bu dünya, aslında hepsi bir rüya, öyle bir kaynak var ki, ne sen varsın ne ben. Bir tek Allah var. O yüzden şikayet yok, şükür var. Bilirim ki o'dur sanrısız, zamasız, mekansız, sınırsız tüm sıfatları ile tezahür eden... Bizi işiten, gören, şüphesiz her birimizi severek gözleyen bir tek Allah."
Tanyeli'ye kanserle mücadelesinde hangi noktada olduğunu sorduğumda ise şunları söyledi:
"Üçüncü evredeyim. Tümor arter damarıma yerleşti. Doktorlar 'Eğer ameliyat olursan masada kalabilirsin' dedi. Tedavi gördüm ancak tümör küçülmüyor. Zor bir süreç. Başka tedavi yöntemlerini deneyeceğiz. İnşallah 2024'ü dolu dolu yaşayacak ömrüm olur. Umudumu kaybetmemeye çalışıyorum. Allah'ın biçtiği ömrü yaşayacağım. Dualarınızı esirgemeyin."