Bala Hatun, kaçak halde olan Alaeddin Bey ve Gonca Hatun'a akşam nikahlarının kıyılacağını söyleyerek güzel haberi verdi. Alaeddin Bey ve Gonca Hatun'un birbirlerini eş olarak kabul etmesiyle başlayan nikah; Orhan Bey ve Baysungur'un şahitliğinde kıyıldı. Alaeddin Bey ve Gonca Hatun; Osman Bey ve Bala Hatun'un elini öpüp dualarını alırken; Orhan Bey ise "Gayrı sevda cenginin de galibisin!" diyerek sevincini dile getirdi.
Gonca Hatun'un bundan sonra kızı olduğunu söyleyen Bala Hatun, Gonca'ya bir bileklik hediye edip her şey yoluna girince toy kurma sözü verdi. Annesi ve babasının yanında olmadığı için üzüntü duyduğunu belirten Gonca Hatun, "Ben yolumdan da yoldaşımdan da eminim." dedi. "Gökte kıyılan nikahımız gayrı yere indi. Biz evlendik, bir olduk.
Ölümden başka hiç kimse ayıramaz bizi." diyerek mutluluğunu dile getiren Alaeddin Bey, Gonca Hatun'u alnından öptü. Gonca Hatun, atasını ve tüm ailesini geride bıraktığı için üzüldüğünü ancak pişmanlık duymadığını söyledi. "Ben hep buradayım. Seni atan gibi koruyacak, anan gibi şefkatle seveceğim. Hiçbir eksiklik hissetmeyeceksin ceylan gözlü sevdiğim!" diyerek Gonca Hatun'a destek oldu. Ahmet'in mezarına giden Osman Bey'e pusu kuran Ulcay, "Beyleri kurtarıp alpları öldüreceğiz.
Mezar kanla dolup taşacak." dedi. Osman Bey'in atını hızla sürerken yola dökülen barutlar patladı. Atından düşüp savrulan Osman Bey, bir süre sonra kendine gelip şu cümleyi söyledi: "And olsun ki bu topraklarda kardeş kanı dökülmesine asla müsaade etmeyeceğim!" Osman Bey, Ulcay'ın kurduğu tuzağa nasıl karşılık verecek?