- Filmlerinizde kardeşiniz Togan Gökbakar'la iş birliği yapıyorsunuz. Senaryo veya çekim aşamasında hiç tartışıyor musunuz?
Oluyor tabii... Togan, sinema-TV bölümü mezunu olmanın verdiği ukalalıkla bana şöyle şeyler yapıyor: "Şu karakter, şuradan şuraya gitsin" diyorum, Togan hemen "Ne için gidiyor o karakter oraya?" diyor. "Şunun için..." diye anlatıyorum, "Onun için oraya gidilir mi? Böyle bir şey olur mu?" diye hafifçe beni ezmeye kalkıyor. 'Sen dramaturjiden ne anlarsın?' gibi bir durum yaratıyor. Şaka bir yana, bunlar bizi hep ileriye götürüyor. Çünkü ben onu ikna etmek için yeni bir şey üretiyorum; o yüzden böyle fikir çatışmaları güzel oluyor.
- Sette nasıl bir ilişkiniz var Togan'la?
Sette hocamız ne derse o olur.
- Olmuyor mu hiç kardeş torpili?
Sette takımın kaptanı o... Ama bazen "Şahan'dan sabah verim alamayız, o yüzden seti saat 08.00'e koymayalım" diyor. Zamanlamamı bildiği için ona göre organize ediyor her şeyi. Togan sette, "Tamam abi çok güzel oldu, diğer sahneye geçelim" dediğinde, beni "Bir kere daha yapabilir miyim hocam?" derken görebilirsiniz.