1951 yılında Sivas'ta dünyaya geldi. İki kız, iki erkek 4 çocuğunun en büyüğü. İlkokul 3. sınıfa başladığı ilk günler okuldan kaçtı ve bir daha gitmedi... 1967 yılında İstanbul'a geldi ve 1968'de ilk filminde oynadı. Özellikle 'Kemal Sunal' filmlerinin vazgeçilmezi... 200'ü aşkın filmde yardımcı rollerde yer aldı. Bazılarında ismi afişlere yazıldı, bazılarında yazılmadı. Ama heybetli bedeniyle Türk sinemasının binlerce karesinde yer aldı. O kahramanın gözümüzde büyümesi için dövülmesi gereken adamdı. Özellikle Şark Bülbülü isimli filmde oynadığı Mazlum karakteriyle hatırlanır. İstanbul'a geldiği yıldan itibaren hep otellerde kaldı. 'Bir gün set bitmiş, gece 1–2 gibi eve dönüyordum, sokakta karşılaştım Yadigâr'la… 'Otelden çıkardılar…'dedi… Borcunu ödeyemediği için atmışlar garibimi… Avanos Sokak'ta Uğur Film'in deposu vardı. Işıkları, ekipmanları oradan alır, oraya bırakırdık her gün. Oraya götürdüm, yatacak bir yer ayarladım. Sonra 1 aya yakın ışık deposunda yattı… Birçok kimse onun durumuna düşmedi, çünkü kimse sinemayı onun kadar sevmedi. Yine de –ne yapsın, çaresizlikten- arada söylenirdi. İsyan ederdi. Sokağın dengesinin bozulduğu malum yıllarda, işler de bozuldu.' Süheyl Eğriboz anlatıyor: Bu adam içki içmez. Bir yere gidiyor, açılışa gidiyor, limonatasının içine votka koyuyorlar… Bir daha, bir daha, bir daha… Gırgır geçecekler ya… Biraz da Allah rahmet eylesin çocuk zekâlıydı… Limonata yerine içiyor… Galatasaray kulübünün karşısında bir otel vardı. Ufacık bir otel… Tuvaleti alaturka… Otele gidiyor, 100 numaraya gidiyor, içkili de zaten… Oturuyor, kalkarken ayağı kayıyor, kafasını karşıdaki duvara vuruyor. 'Bir Yadigar Ejder Kitabı'nın yazarı Erhan Tuncer ise araştırmaları sonucu edindiği bilgileri şöyle aktarıyor: 'Yadigâr Ejder'in Taksim Parkı'nda donarak öldüğü haberi gerçeği yansıtmıyor. Yadigâr aslında 4 Mart 1991'de yemek yemek için girdiği bir lokantanın tuvaletinde beyin kanaması geçiriyor ve orada vefat ediyor. Cenazesini lokantanın önüne çıkarıyorlar. Onu orada gören insanlar da sokakta öldüğünü sanıyor. Bu kulaktan kulağa 'Parkta donarak öldü' oluyor. Çünkü işsiz kaldığı dönemlerde gününü o parkta geçiriyor. Aslında öldüğü dönem ambargoyu kırıp iş bulmaya başladığı bir dönem. Öldüğünde 40 yaşında. Çok genç ama ileri düzeyde şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu var.' Her sahnede en az birisi var aslında ama isimlerini kimse bilmiyor. İşte Yeşilçam'ın isimsiz kahramanları... Danyal Topatan Muhteşem Durukan Turgut Özatay İhsan Yüce Dinçer Çekmez Nubar Terziyan Yadigar Ejder Ali Kemal İskender Sami Hazinses Kudret Karadağ Reha Yurdakul Bilal İnci Kazım Kartal Ünal Gürel Hüseyin Kutman Yüksel Gözen Mete İnselel Tuncay Akça Rıza Pekkutsal Cevat Kurtuluş Süheyl Eğriboz Hayati Hamzaoğlu Sönmez Yıkılmaz Renan Fosforoğlu Çetin Başaran Hamit Haskabal Selahattin Fırat Cevdet Balıkçı İbrahim Kurt Celal Yonat Dündar Aydınlı Kemal Çapraz Tevfik Şen Hikmet Taşdemir Turgut Boralı Abdi Algül Yusuf Çetin Yılmaz Kurt Kamer Sadık Necdet Yakın Sırrı Elitaş Kadir Kök Ahmet Açan