Çin'in Wuhan bölgesinde ortaya çıkıp dünyaya yayılan korona virüs tehdidi devam ediyor. Birçok ülkede alarm verilmesine ve karantinaya alınmasına sebep olan corona virüs ölümcül olma özelliğiyle insanları tedirgin ediyor. Türkiye'de koronavirüse karşı önlemler almaya devam ediyor. Son zamanlarda internette sıklıkla koronavirüsten korunma yolları araştırıldığı ortaya çıktı. Uzmanlara göre koronavirüse karşı korunmanın en temel yolu bağışıklığı güçlendirmek ve temizlikten geçiyor. Metabolizma, soğuk havayla daha kolay mücadele etmek için yavaşlamaya başlar. Metabolizmanın yavaşlaması sonucu bağışıklık sistemi zayıflar ve hastalıklarla mücadele edemez, kilo kontrolü sağlanamaz. Sağlık Federasyonu Başkanı Raşit Dinç, korona virüsü kapsamında günlük hayatta alınacak 10 basit önlem ile virüse karşı mücadele edilebileceğini ve hastalığa yakalanmamış kişilerin maske kullanmasına gerek olmadığını belirtti. Peki korona virüse karşı bağışıklığı güçlendirmek için hangi besinlerden yararlanmalıyız? Corona virüsten korunmamızı sağlayan önlemler neledir? İşte bağışıklığı güçlendirip koronavirüs salgınına karşı kalkan olacak besinler ve öneriler…
Korona virüsünden etkilenen ülke sayısı her geçen gün artıyor. İlk olarak 2019'da Çin'in Hubei eyaletinin Wuhan kentinde ortaya çıkan COVİD-19 adıyla bilinen korona virüsünden korunma yöntemlerini ve günlük hayatta atılması gereken adımları Türkiye Sağlık Federasyonu Başkanı Raşit Dinç açıkladı. Dinç yaptığı açıklamada; korona virüslerin, havyandan insana geçerek mutasyona uğrayan, insan dolaşımında bulunan farklı alt tipleri ile hafif düzeyli soğuk algınlığından, şiddetli solunum sıkıntısına kadar farklı hastalıklara neden olan virüs grubu olarak tanımladı.
Virüsün solunum problemlerine neden olması ile birlikte; yorgunluk, nefes darlığı ve böbrek yetmezliğini de neden olduğunu belirten Dinç; "COVİD-19 virüsünün insandan insana bulaşması, genellikle sağlıklı bir insanın hasta olmuş bir insanın vücut salgılarıyla temas etmesi sonucu mümkün olmaktadır. Virüs hastalıklı kişilerden öksürme, hapşırma yoluyla ortaya saçılan damlacıklarla ve hastaların temas ettiği yüzeylerden göz, ağız, burun mukozası ve el sıkışması ile bulaşabilmektedir. Yüksek risk grubu 60 yaş üzeri ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerdir" dedi.
Virüsü önlemeye yönelik henüz bir ilaç tedavisi bulunmamakla birlikte, aşı geliştirme çalışmaları ABD Kara kuvvetleri Tıbbi AR-GE merkezinde, Rusya ve İsrail araştırma merkezi MIGAL'de devam etmektedir. Son açıklamalara göre İsrail araştırma merkezi MIGAL, daha önce tavuklardaki "infeksiyoz viral bronşite" karşı geliştirilen aşının, mevcut korona virüsüne karşı da kullanılabileceğini ve aşının birkaç haftaya hazır olabileceğini belirtmiştir" diye konuştu.
Dinç, alınacak basit önlemler ile virüse karşı konulabileceğini söyledi. Dinç, 10 basit önlemi şöyle sıraladı:
"El hijyenine azami dikkat edilmelidir. Eller sık aralıklarla en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkanmalı, yıkamanın mümkün olmaması halinde alkol bazlı el antiseptiği veya alkol bazlı kolonya kullanılmalıdır. Özellikle hasta kişi ve çevresi ile temastan sonra eller mutlaka yıkanmalıdır. Eller yıkanmadan yüze dokunulmamalı özellikle kirli eller ile göz ve burun temas etmemelidir. Öksürürken ve hapşırırken tek kullanımlık mendiller tercih edilmeli, kâğıt mendil bulunamadığı durumlarda dirsek içi kullanılmalıdır. Hasta olmuş kişilerin dokunduğu yüzeyler dezenfekte edilmelidir. Uzun süre kapalı ortamlarda durulmamalı, oda sık sık havalandırılmalı ve doğrudan güneş ışığı alması sağlanmalıdır.
Et ve yumurta gibi hayvansal gıdalar iyice pişirilmelidir. Hasta kişilerin mümkünse kalabalık yerlere gitmemesi, eğer gitmek zorunda kalınıyorsa ağız ve burnun kapatılması, mümkünse tıbbi maske kullanılmalıdır. Alışveriş merkezleri, toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Sağlıklı beslenilmeli ve yeterince uyku uyumaya özen gösterilerek, bağışıklık sistemi güçlü tutulmalıdır. Hazır gıdalardan uzak durularak, doğal ve taze besin tüketimi ile yararlı bakteriler içeren ev yoğurdu gibi besinlerin tüketimi artırılmalıdır. Tuzlu ılık su ile boğaz gargarası yapılması ve bol ılık su tüketimi virüsün yerleşmesini engelleyebilir. Hastalık belirtileri olan yüksek ateş, kuru öksürük, kas ve eklem ağrıları, solunum zorluğu gibi belirtiler başladığı zaman vakit kaybetmeden ve maske takılarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır."
Her COVİD-19 vakasının ağır ve ölümcül yönde ilerleyeceği yönünde bir kanı olduğunu ve bunun yanlış olduğunu vurgulayan Dinç, "veriler doğrultusunda yüzde 10-15 oranında ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve organ iflasları görülürken, ölüm oranı ise yüzde 3 civarındadır. Toplumlarda ki bir diğer yanlış kanı ise, virüs salgını geçene kadar herkesin maske takarak korunacağını düşünmesidir. Oysaki sadece virüs bulaşmış kişilerin virüsü etrafa yaymaması adına maske takması gerekmektedir. Ancak kapalı alanlarda çok sayıda kişi ile bir arada bulunacak kişilerin maske takmaları, olası hasta ile karşılaşma açısından anlamlı olabilir" yorumunda bulundu.
SELENYUMDAN ZENGİN BESİNLER TÜKETİN!
Bağışıklık sistemini güçlendiren bir mineral olan selenyum grip ile doğrudan ilişkilidir. Zararlı mikro organizmalar ile savaşan ve hücrelerini koruyan selenyuma günlük beslenmede mutlaka ver vermelisin. Özellikle selenyum eksikliği depresyona, mutsuzluğa ve karamsar düşüncelere neden olabilir. Tüm deniz ürünleri, brezilya fındığı, ton balığı, mantar, susam, tam tahıllar, sarımsak, soğan, yumurta ve tavuk eti selenyumun en iyi kaynaklarıdır.
C VİTAMİNİ OLMAZ İSE OLMAZ!
C vitamini iyi bir antioksidan ve iyi bir enfeksiyon savardır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kuşburnu, domates, soğan, yeşilbiber, kırmızı biber maydanoz, tere, roka, brokoli, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kivi gibi besinler en güçlü C vitamini kaynaklarıdır.
ÇİNKO ZENGİNİ BESİNLER TÜKETİN!
Çinko, bağışıklık sisteminin temel mekanizmasında ve serbest radikallerin vücuda verdiği hasarı önlemede önemli bir role sahiptir. Ayrıca immün sistemi güçlendirir, metabolizmayı hızlandırır, enerjik ve pozitif olmanıza katkıda bulunur. Mevsim geçişlerinde mutlaka çinko seviyelerine bakılmalıdır. Çinko değerlerini besin yoluyla desteklemek için ana ve ara öğünlerinizde hindi eti, kabak çekirdeği, kuru baklagiller, deniz ürünleri, rüşeym, susam, fındık, badem, ceviz, fıstık gibi besinlere yer vermelisiniz.
KALSİYUM VE PROTEİNDEN ZENGİN BESİNLER TÜKETİN!
Kalsiyum, vücudun su dengesini sağlar, ödemi azaltır, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Süt ve süt ürünleri sadece protein değil, aynı zamanda kalsiyum içeriği sayesinde de kilo kontrolü sağlar. Buna bağlı olarak, beslenme programına yetişkin bireylerin günde 2-3 su bardağı kadar süt ve süt ürünlerin mutlaka eklemeleri gerekir. Enfeksiyon geçirildiği dönemlerde, protein kaynaklarının yeterli tüketilmesi, vücutta oluşan yıkımı yapıma çevirmesi için oldukça önemlidir. Ayrıca protein yetersizliği depresyona yatkınlığı tetikler ve bağışıklık sisteminin çalışmasını engeller. Süt, yoğurt, kefir, ayran, peynir, yumurta, et, tavuk ve balık gibi gıdalar proteinin en iyi kaynaklarıdır.
MUTSUZLUK VE YORGUNLUĞUN NEDENİ B12 EKSİKLİĞİ!
B12 vitamini eksikliği; sinir sistemi harabiyetine, depresyona, duygu durum bozukluklarına, hafıza kaybına ve öğrenmede güçlüğe sebep olabilir. Güçlü bir hafızaya sahip olmak ve sabahları dinlenmiş uyanmak, mutsuz ve karamsar ruh halinden kurtulmak için beslenme programında mutlaka B12 vitamini içeren besinlere yer ayrılmalıdır. Yumurta, et, balık, süt, peynir, soya sütü ve yoğurt gibi besinlerde yoğun olarak B 12 vitamini bulunur.
OMEGA 3 KAYNAĞI BALIK VE SEMİZOTU!
Omega-3 bağışıklığı düzenleyici ve destekleyici özelliğe sahiptir. Balıkta, cevizde, keten tohumunda, avokadoda ve sebzelerden semizotunda bolca bulunan Omega-3, bağışıklık sistemine iyi geldiği gibi depresyon tedavisinde de kullanılır. Sonbahar balıkların bollaştığı dönemdir. Dolayısıyla haftada 2-3 gün balık tüketimi günlük Omega-3 gereksinimini karşılayacaktır. Eğer balık yenilmiyorsa, mutlaka balık hapı şeklinde takviye alınmalıdır.
PROBİYOTİKLER İLE SAĞLIKLI BAĞIRSAKLAR GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ!
Yararlı bakterilerin insan sağlığı üzerindeki etki mekanizmaları saymakla bitmez. Sindirim sistemi ve bağırsakların düzenli çalışmasında önemli katkıları vardır. Sistemik ve mukozal immün hücrelerin ve intestinal epitel hücrelerin fonksiyonlarını düzenleyerek bağışıklık üzerinde olumlu sonuçları çalışmalarca gözlenmiştir. Sağlıklı bir flora ve güçlü bir bağırsak için probiyotikten zengin beslenme ihmal edilmemelidir. Probiyotik kaynaklar arasında; ev yapımı turşu, yoğurt, kefir, peynir, elma sirkesi gibi besinler bulunur.
BOL VE SÜREKLİ SU İÇİN!
Bağışıklık sistemi başta olmak üzere vücuttaki toksin atımını hızlandırmak ve metabolizmanın çalışması için su vazgeçilmedir. Günlük en az 10-12 su bardağı su içilmelidir.
DÜZENLİ VE YETERLİ UYKU ŞART!
Düzenli ve yeterli uyku ruhsal ve fiziksel sağlığı korur. Yapılan araştırmalar düzensiz uykunun bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ve birçok kronik hastalığa zemin hazırladığını göstermiştir. Günde 5 saatten daha az uyuyanlarda obezite, kalp hastalıkları, hipertansiyon ve diyabet daha fazla görülmektedir. Ayrıca yetersiz uyku, glikoz toleransını ve insülin hassasiyetini azaltır, leptin(tokluk) hormonu seviyesini azaltır, bunun yanında ghrelin(açlık) hormonu seviyesini arttırır yani iştah mekanizmasını harekete geçirerek fazla kalori alınmasını sağlar.
CORONAVİRÜS BELİRTİLERİ NELERDİR?
Coronavirüs belirti veren bir hastalıktır. "Corona virüs" ya da "Corona virüsü" olarak da geçen coronavirüsün belirtileri şöyle sıralanabilir: Kuru öksürük, ateş, halsizlik, boğaz ağrısı, burun akıntısı, vücut ağrıları, zatürre, solunum sıkıntısı, nefes darlığı, ishal, bulantı, kusma, iştahsızlık. Yapılan son açıklamaya göre tat ve koku kaybı da görüldüğü belirtildi.
CORONAVİRÜSTE RİSKLİ KİŞİLER KİMLERDİR?
Özellikle yaşlılarda, kanser ya da bağışıklığı baskılayan hastalıkları olanlarda, akciğer hastalıkları bulunanlarda bu tablo daha da ağır seyrediyor. Bu virüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin tamamında altta yatan farklı hastalıkların varlığının söz konusu olduğu söylenebilir.
CORONAVİRÜS BULAŞICI MI? CORONAVİRÜS HANGİ YOLLA BULAŞIR?
Dünyayı alarma geçiren koronavirüs soğuk algınlığına yol açan virüslerden biridir. SARS ve MERS-CoV olarak bilinen virüs ailesinin üyesi coronavirüsün bu kadar çok korkutmasının sebebi yayılma gücünün yüksek olmasındandır. 2002-2003 yıllarında salgın yapan SARS da tıpkı şu an olduğu gibi çok korkutan bir virüs olmuştu.
SARS hızlı yayılmıyordu; ancak bulaştığı hastalarda ölüm oranı çok yüksekti. Coronavirüsün 100'ün üzerinde çeşidi bulunmaktadır. Büyük çoğunluğu hayvanlarda enfeksiyona yol açan, çok azının insanlara bulaşan bir virüs çeşididir. İnsanlara geçen coronavirüsün büyük çoğunluğu hafif bir soğuk algınlığıyla atlatılabilmektedir.
CORONAVİRÜS NEDEN OLUR?
"Corona virüs neden olur?" sorusuyla da internette yer alan coronavirüsü, influenza virüsünün neden olduğu gribal enfeksiyonlara benzer şekilde hapşırık ve öksürük sonucu, havadan damlacık yoluyla solunum sistemine ulaşabilir. Ayrıca enfekte yüzeylerden temasla, ağız ve gözler de bulaş yolu olabilir. "Coronavirüs kaç saatte etki eder?" gibi soruların yanıtı bulunmamaktadır; ama "Coronavirüs kaç günde etkisini gösterir?" sorusunun yanıtını şöyle vermek mümkündür: