Oruç tutarken soframızda viral enfeksiyonlardan koruyucu, bağışıklık sistemini güçlendirici etki sağlayan iki arı ürünü olan bal ve propolis bulundurmanız faydalı olacaktır. Sahurda propolis mideyi korurken, iftarda tüketilen bal bağışıklığınızı kuvvetlendirir.
Bu yıl da orucu pandeminin gölgesinde tutmak zorunda kalıyoruz. Bu nedenle virüsten korunmak ve orucu daha sağlıklı geçirmek için öncelikle yeterli ve dengeli öğünler planlayarak, farklı besin gruplarından iftar, ara ve sahurda uygun porsiyonda yiyeceklerimizi yemeliyiz. Çünkü aşırı yemek, doğru besin seçmemek ve aç kalacağım korkusuyla öğünlere yüklenmek vücudumuzun gün boyu halsiz kalmasına, yorgunluğun artmasına, tansiyonun yükselmesine, mide ekşimesinden reflüye kadar birçok sağlık sorunlarının nüksetmesine neden olur. Bunun yanısıra hem mutfağımızda hem de soframızda viral enfeksiyonlardan koruyucu, beslenme açısından bağışıklık sisteminde süper etki sağlayan doğal besinlerin daha sık yer almasına da özen göstermemiz gerekiyor.
Kolay ulaşabileceğimiz iki arı ürünü olan bal ve propolis hem viral enfeksiyondan bedeni korumada hem de virüs bulaşması olduğunda virüsün vücutta yayılımını önlemede süper itici güç!
Doğanın en güçlü antioksidanı olan propolisin bağışıklık ve koronavirüs etkileri son yıllarda çok iyi araştırılıp etkinliği yayınlandığı için oruç döneminde propolisi düzenli kullanmak çok önemli. Propolis içerdiği farklı çeşitte süper antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemimizin normal çalışmasını desteklemekte ve Covid-19 virüsünün yarattığı metabolik sorunlara karşı farklı biyolojik mekanizmalar üzerinden virüsün etkinliğini bloke ederek koruyuculuk sağlayabilmekte. Ramazan boyunca özellikle sahurda propolis kullanmanızı tavsiye ederim.
Sahuru yapmadan hemen önce ya da sahurdan sonra saf su bazlı propolisi suyla karıştırarak içebilirsiniz. Günde 500-1000 mg kadar düzenli olarak en az 21 gün tüketilen propolisin sağlığımıza olumlu etki yarattığının da altını çizmekte fayda görüyorum. Sahurda tüketilen propolis mideyi korumakta, gün içinde vücut direncini arttırmakta, bağışıklığın düzenli çalışmasını sağlayarak aç kaldığınız sürece enerjik olmanıza da destek olmakta.
KOVANDAN ALINDIĞI HALİYLE TÜKETMEYİN!
Propolisin etken maddesinin yüksek dozda olması çok önemli. Tüm bilimsel araştırmalar, propolisin kovandan alındığı haliyle tüketilmemesi gerektiğini belirtmekte.
Araştırmalar, ham propoliste bulunabilen balmumu, birçok organik ve inorganik yabancı maddelerin uzaklaştırılması gerektiği ve daha sonra da ekstraksiyon işlemi uygulanarak etken maddelerin çözücüye geçirilmesi sonucunda elde edilen saf propolis şeklinde tüketilmesinin doğru olduğunun altını çizmekte.
Propolisin değerli olmasını sağlayan ayrıcalığın, kovandan alındıktan sonra uygulanan ekstraksiyon işlemine bağlı olduğu özellikle vurgulanıyor. Kovandan alınan propolisin son ürünündeki biyoaktif bileşenlerin miktarı ve kalitesinin uygulanan ekstraksiyon tekniğinden oldukça etkilendiği belirtiliyor. Propolisin ekstraksiyonunda çözücü olarak etanol veya propilen glikol gibi alkol türevleri yaygın olarak kullanılmakla birlikte; günümüzde yeni geliştirilen teknolojiler sayesinde tüketicilere son üründe alkol içermeyen yeni nesil propolisler sunulmaya başlandı.
Propolis seçerken mutlaka etiketini okumanız, son üründe etil alkol, propilen glikol gibi alkol türevleri yerine su ve saf propolis miktarı belli olanları tercih etmenizi tavsiye ediyorum.
Çünkü birçok sağlık otoritesi ve bilimsel araştırmalar ekstraksiyonda taşıyıcı olarak kullanılan propilen glikol gibi alkol türevi maddelerin yetişkinlerde hatta çocuklarda merkezi sinir sistemi, böbrek, karaciğer, solunum ve kalp fonksiyonları üzerinde olumsuz etkilerini vurguladığının uyarısını da hatırlatmak isterim.