Yıldız Haritası (Maps to the Stars) (2014): David Cronenberg'in kariyerinin tek kötü filmini, 'yönetmenin ilk günlerine geri dönüşü' olarak ananlar oldu. Ama bu kadar ucuz oyunculuklar ve görüntülere, Hollywood taşlaması için bile ikna olmak zor.
Birdman (2014): 20 milyon doları bulan bütçesine karşın 'tek planda çekilmiş film' üretmeyi beceremeyen bir yapıt. Lubezki'nin ve oyuncuların emeğine karşın dünya sinemasındaki örneklerinin seviyesini yakalayamadı.
Self/less (2015): Tarsem'in renkli dünyasından uzak kalan bilimkurgu, bilinçaltının dehlizlerini gerektiği kadar yaratıcı kullanamadı. Bu sebeple de başrol oyuncusunun yeteneksizliğinin gözümüze batmasını sağladı.
Beyaz Tanrı (Féher Isten) (2014): Kornél Mundruczó'nun önceki işlerinin rahatsız edici ve minimalist taraflarını törpüledi. Etkileyici finaline karşın, yönetmenin ilk dört eserinin yanında Disneyland yolculuğu gibi kalıyordu.
Marslı (The Martian) (2015): ABD'de romanı beğenildiği için baş tacı edilen Ridley Scott bilimkurgusu, 'hayatta kalma' meselesinin ekmeğini yedi. Yine 'Er Ryan'laşan Matt Damon'ın durumu her açıdan tahammül sınırlarını zorluyordu.
Citizenfour (2014): Snowden ile ilgili gizli bilgilere ulaşmayı beklerken daktilo başına geçmemizi salık veren tuhaf bir belgesel. Oscar ödülü, yazışmaların üzerlerine yağmasını isteyen garantici ve tembel Akademi üyelerinden kaynaklanıyor.
Pasolini (2014): Abel Ferrara'dan ümidi kesmiştik belki. Ama Pasolini'nin hayatının kritik bir dilimini görme heyecanını bile yaşayamadık. Neredeyse bir hafta içinde tek bir evde çekilmiş kadar acemi duruyordu film.
Labirent: Alev Deneyleri (The Maze Runner 2) (2015): En özgün genç yetişkin bilimkurgu filminin ikincisi olmasından mı, yoksa hikayesinin ara bölümünün ilgi çekmemesinden mi bilinmez, ama tatmin etmedi. Üçüncüsü için ümitliyiz.
Müzede Bir Gece: Lahitteki Sır (Night at the Museum: Secret of the Tomb) (2015): Özündeki fikirle belli bir seviyeyi tutturan serinin uçuruma sürüklendiği bölümü. Robin Williams'a veda etme arzusuyla izlememizi bile lehine çeviremeyen bir film.
Rüzgarın Hatıraları (2015): Dönem filmi çekmesi imkansız olan bir yönetmenin, bu deneyiyle 'ucuzluk' sınavından geçen, dekorlarıyla TV dizisi gibi gözüken bir film... Özcan Alper, spesifik konulardaki becerisini genele yayamıyor bu kez.
Karanlık Yerler (Dark Places) (2015): Gillian Flynn adı ile yol çıktı. Ama bundan bile nemalanamadı. "Kayıp Kız" hayranları için 'duvara çarpmak' kaçınılmazdı. Charlize Theron'un debelenmesi bile fayda etmedi.