TAİF'TEN GETİRİLDİ
Demokrat Parti Hükümeti, 1951 ilkbaharında Midhat Paşa'nın kemiklerinin Taif'ten İstanbul'a getirilmesine ve Hürriyet- i Ebediye Tepesi'ndeki Hürriyet Âbidesi'ne defnedilmesine karar verdi. Suudi Arabistan ile gerekli görüşmeler yapıldı, Paşa'nın Taif'teki mezarı açılarak kemikleri bir tabuta kondu, tabut Cidde'den bir gemiye yüklendi ve İzmir'e, oradan da İstanbul'a doğru yola çıkarıldı.
"KAHRAMAN VE HÜRRİYET ŞEHİDİDİR"
Uray, önergesinde şöyle diyordu: "Mithat Paşa hürriyet kahramanı ve hürriyet şehididir. Bu stadın Dolmabahçe Sarayı'nın karşısında bulunması Türk gençlerine her spor karşılaşmasında Mithat Paşa'yı ve onun mücadelesini hatırlatacak, hürriyet idealinin bekçileri olan gençlere istibdatla hürriyetin mukayesesi imkânlarını verecektir. Hürriyet Kahramanı Mithat Paşa'nın kemiklerinin İstanbul'a doğru yol aldığı şu dakikalarda, stada verilecek Mithat Paşa ismi, İstanbullu hemşehrilerinin büyük bir ölüye hürmet nişânesi olacaktır". Önerge oylamaya konmadan önce çok sayıda üye söz aldı, hemen hepsi teklifin lehinde konuştular. Sadece gazeteci Recep Bilginer "bu konuda acele edilmemesini" istedi ama Bilginer'in sözlerine kulak verilmedi ve önergenin komisyona gönderilmeden derhal oylanması kararlaştırıldı.
"AYAĞA KALKILARAK KABUL EDİLSİN"
O sırada söz alan Şehir Meclisi'nin Bakırköy Üyesi Mehmet Kuran, teklifin "Midhat Paşa'nın aziz hatırasına hürmeten ayağa kalkılarak oylanmasını ve bu şekilde kabulünü" istedi. Delegeler ayağa kalktılar, oylanan önerge kabul edildi ve hemen ardından da Midhat Paşa için saygı duruşu yapıldı.
TEKRAR 'İNÖNÜ' OLDU!
Stadyumun isminin değiştirilmesinin kararlaştırılmasından sonra söz alan bir başka üye ise, stadda İsmet İnönü'nün isminin bulunduğu bütün kitabelerin kazınmasını ve üzerinde "İnönü" isminin bulunduğu plâketlerin de kaldırılmasını istedi. Bazı üyelerin "Dünyanın her yerinde, önemli inşaatların üzerine eserin kimin zamanında yapıldığını gösteren ibâreler konması âdettir. İnönü'nün adının kitabelerden kaldırılması bir hata ve tarihimize indirilmiş bir darbe olacaktır" demeleri üzerine önerge komisyona havale edildi ama sonraki aylarda kabul edilerek kitabeler kaldırıldı!
Stadyumun adı daha sonra tekrar değiştirildi, 1973'te İsmet Paşa'nın vefatından sonra yeniden "İnönü" oldu, bundan böyle 15 sene boyunca da artık "Vodafone Arena" denecek. İşte, futbolcuların senelerden buyana top peşinde koştukları ve bundan sonra da koşacakları stadın kısa geçmişi: Önce mezarlık sonra ahır, derken tütün deposu ve nihayet stadyum...
BALOLAR VE ETKİNLİKLER
Beşiktaş Klübü'nden bahsetmişken, kulübün Cumhuriyet'in ilk senelerindeki bazı "kültürel" etkinliklerini de hatırlatmam gerekiyor...
Bu etkinliklerin başında özellikle Taksim Bahçesi'nde, yani şimdilerin "Gezi Parkı" nda verilen balolar ve müsabakalar gelir...
Meselâ, Türkiye'nin ilk "Güzel Bacak ve Baldır Yarışması"nı da Beşiktaş Klübü organize etmişti...
Daha önce dostum Prof. Dr. Vahdettin Engin'in de bir dergide yayınladığı yarışma şöyle cereyan etmişti: Klüp 1925'in 4 Eylül akşamı Taksim Bahçesi'nde bir eğlence düzenlemiş, o gece güzel bacak ve dans yarışmaları yapılmış, dört hanımın iştirak ettiği ve jürinin diz altından ayak bileğine kadar olan kısımları, özellikle de baldırları değerlendirerek karar verdiği Güzel Bacak Yarışması'nı Amerikan Kolleji'nde okuyan Enise, Dans Müsabakası'nı da Nadide Hanım ile arkadaşı kazanmışlardı.