Trendyol Süper Lig'in 13. haftasında lider Galatasaray ile Bodrum FK karşı karşıya geldi. Sarı-kırmızılı ekip, maçı Batshuayi'nin golüyle 1-0 kazandı. Bodrum FK, mücadeleyi 10 kişi tamamladı. Sabah Spor'un usta kalemleri Levent Tüzemen, Bülent Timurlenk, Mustafa Çulcu ve Ahmet Çakar, karşılaşmayı ve hakemi yorumlarken, maçta çıkan kırmızı kart da değerlendirildi.
LEVENT TÜZEMEN: OYNANAN FUTBOL TARAFTARLARI ÜZDÜ
Galatasaray, Bodrum duvarını yedekteki altın golcüsü Batshuayi'nin golüyle aşarken, oyun olarak izleyenlere azap çektirdi. Bodrum, Galatasaray'ı iyi analiz etmiş olacak ki kalabalık savunma yaptılar. Kontra ataklarla gol aradılar. Ege, oyundan atılıp Bodrum 10 kişi kalıncaya kadar Galatasaray'ın ilk yarıda akılda kalacak tek pozisyonu yoktu. Okan Buruk, doğru bir hamle ile rakibinin eksik olduğunu düşünüp Batshuayi'yi oyuna alarak çift forvete döndü. Osimhen'i markajdan kurtardı ve Galatasaray'ın daha üretken olmasını sağladı. Sallai çok top kaybetti. Gereksiz yere attığı çalımlarla pozisyonları tüketti.
Karadağ maçında çok yorulmuş olacak ki Yunus, alıştığımız patlayıcı gücünde değildi. Sanchez, olmayınca oyunu geriden başlatma görevi Sara'ya kaldı. Sanchez olduğunda Sara hücuma daha fazla katkı veriyor. Batshuayi'nin golünde vatandaşı Mertens'in etkili ortasının payı çok büyüktü. Ancak Mertens duran topların hepsini kullanmamalı. Bu görevi Sara'ya bırakmalı. İlk yarıdaki olumsuz oyunun bir başka nedeni de Galatasaray'ın rüzgâra karşı oynamasıydı. İkinci yarı Galatasaraylı oyuncalar rüzgârı arkalarına alınca Bodrum kalesini dışarıdan attıkları şutlarla tehdit ettiler. Sara, Ziyech ve Batshuayi şut denemelerinde bulundu.
Kaleci Gökhan'ın yerine giren Sousa kalesinde devleşti ve akıl almaz kurtarışlar yaptı. Galatasaray, Bodrum'da sadece 1 maç ve 3 puan kazandı. Akıllarda kalan tek pozisyon ise Ziyech'in, Osimhen'in "Al da at dediği" pasta topu boş kaleye gönderememesiydi.
BÜLENT TİMURLENK: TAT VERMEYEN GALATASARAY
Kravatı gevşetmek, bağcıkları çözük ayakkabıyla gezmek gibi milli ara. Teknik adamından futbolcusuna -milli mesaiye gidenler hariç- herkes için bir nefeslenme, bir tatil arası. Sezon içi ritmini yakalayan hedefleri yüksek takımlar için büyük handikap. Galatasaray için de bu geçerliydi. En az Davinson'un yokluğu kadar büyük bir soru işareti. Bir de ünlem var elbette! Deplasman biletlerini, üstelik de 150 kişi kapasite varken 3250 TL'den satan Bodrumspor başkanı. Kendisine hatırlatırım, herkesin ya da o herkesin babasının benzin istasyonları yok. Bu konuda kulüplere azami fiyat belirleme konusunda sınırlama getirmeyen TFF de bir o kadar suçludur.
Metehan ile başladı Okan Buruk... Yine üçlü defans ama Icardi'nin yokluğunda 3-4-2-1 dizilen Osimhen'in arkasında Mertens ve Yunus'u kullanan bir oyun anlayışı. Toplasanız bir 5 dakikalık yoğunluk dışında Galatasaray futbolu tarifine uymayan bir 40 dakika. Kaleci Gökhan'ın sakatlığıyla ara verilen, Buruk'un da her zaman takım konsantrasyonu adına şikâyetçi olduğu ufak stadyum ambiansı mıdır nedir; tat vermeyen bir Galatasaray. İkinci yarı 10 kişi kalmış rakibi karşısında dörtlüye dönen ve rüzgârı arkasına almış Galatasaray, beklenen baskıyı da kurdu golü de buldu.
Maç boyunca Buruk'un sürekli değişen dizilişi ve çözüm arayışları, bardağın dolu tarafında övgüyü hak ediyor ama çoğu zaman taşları da yerinden oynatmamak lazım. Artık yoğun bir fikstür var, kravatlar da sıkılacak bağcıklar da bağlanacak. Bodrum'daki oyunu unutmak kolay ancak Buruk ve takımının bu sezon başlangıcı hafızalarda elbette kalacak.
MUSTAFA ÇULCU: EGE'NİN İKİNCİ SARISI BASİT KALDI!
Bodrum geriye yaslanarak bekleyen, kontratak ile çıkmaya çalışan, Galatasaray ise rakibe önde basan golü arayan taraftı. Osimhen'e kaliteli ortalar gelmiyor. Abdülkerim ve Metehan birlikteliği güven vermiyor. Galatasaray'da futbolcular pas yerine topla bir tık fazla oynayınca gol bulmakta zorlandı.
Rakip 10 kişi, kalede Gökhan sakatlandı, Sousa kalede yan topta çıkış hatası yapınca Batsuhayi ile golü buldu. Hakem Muhammet Ali Metoğlu, bundan önceki maçlarında tüm spesifik hatalarına rağmen MHK desteği ile yetişmesi için sürekli maç verilen yeni yüzlerden. Ancak hakemlik tekniği, yer alma, kartlarını kullanma ve oyunu okuma açısından ciddi eksiklikleri var. Ege'nin ikinci sarıdan ihracında ne diyorlar, "İkinci sarı uzaydan bile kabul görmeli". Evet, adım frekansı gereği arkada kaldı.
Bir dokunuş var ama bu ikinci sarı kabul görmedi, basit kaldı. Kendisi de içine sindirmemiş olmalı ki uzatmalarda Abdülkerim Bardakcı'ya gereksiz bir sarı kart gösterdi. Aklınca kart balansı yaptı. Oysa Barış Alper'e göstermediği daha net sarıydı.
AHMET ÇAKAR: KARŞILAŞMADA TEK HATASI VARDI!
Gecenin ikinci maçında Galatasaray kazanmayı bildi. Zaten maç öncesi de kimse G.Saray'ın puan kaybedeceğini düşünmüyordu. Fakat ilk yarı çok tuhaf bir futbol izledik. Daha doğrusu hiçbir şey seyretmedik. Okan Buruk takımla çok oynamış, sistemle oynamış.
Mesela Yunus'un nerede oynadığı, ne yaptığını bilen yok. Sanırım futbolcular da bu sisteme alışmakta zorluk çektiler. İlk yarının son dakikasında Bodrum 10 kişi kalınca Galatasaray'ın işi rahatladı. İlk devre topa hakim olan Galatasaray'dı ama pozisyon üretememişlerdi. İkinci yarı ise sonradan oyuna giren Batshuayi'nin kafa vuruşuyla öne geçtiler ve ardından da en az 3-4 net pozisyonu cömertçe harcadılar.
Maçın kırılma anı belki de Ege'nin oyundan atılmasıydı. Karar kesinlikle doğru. Daha önceden sarı kartı vardı, ilk yarının son dakikasında da atağa kalkan Torreira'nın topuğuna bastığı için haklı olarak ikinci sarı karttan kırmızıyı yedi. Fakat aynı hakem, ilk devrede Barış Alper Yılmaz'ın rakibini dirseğiyle durdurmasına hiçbir şey vermedi. Belki de maçtaki tek hatası bu.