Trendyol Süper Lig'in 11.haftasında Galatasaray-Trabzonspor ve Beşiktaş-Fenerbahçe derbileri oynandı. SABAH Spor'un usta yazarları, art arda iki derbinin oynandığı haftayı ve ligdeki şampiyonluk yarışını değerlendirdi.
MURAT ÖZBOSTAN: Galatasaray'da bir formsuzluk görüyor musunuz yoksa Şampiyonlar Ligi'ndeki maçı mı düşündüler Trabzon karşılaşmasında?
BÜLENT TİMURLENK: Ligin lideri, ligin ikincisi ile berabere kalınca 'Form grafiği düşük' denmez. Bir takımın form grafiği de bir maçın sonucuyla ölçülmez. G.Saray'da İlkay, Singo ve Trabzon maçında Davinson önemli eksiklerdi. Takımın enerjisinde bir problem yok. Tek sorun, Barış Alper'in kendi kendine düştüğü çukurdan bir türlü geri çıkamaması.
Buruk'un takımı, Amsterdam'daki maç için hazır. G.Saray'da Barış kadar yeşeren bir diğer sorun ise, son dönemde bazı muhabirler üzerinden İcardi'ye karşı başlatılan itibarsızlaştırma kampanyası. Özel uçak şu kadar, kira bu kadar… Bel altı işler başladı. İcardi bunu unutmaz ama şunun altını çizeyim, ona yapılanı kaptanı olduğu takımın başta diğer yabancı futbolcuları olmak üzere tüm fertleri unutmaz.
LEVENT TÜZEMEN: G.Saray'ın istikrarlı bir kadrosu var ancak geniş bir kulübesi yok. Sanchez'in yerini Lemina doldurdu ama orta alan Lemina'nın eksikliğini yaşadı. Sallai'nin ideal bir sağ bek olmadığını gördük, Singo oynasaydı G.Saray hücumda çok daha farklı görünürdü. Yine de kötü oynadı diye düşünülen G.Saray'ın sayılmayan iki ofsayt golü var, final vuruşlarında beceriksizliği var.
GÜRCAN BİLGİÇ: G.Saray'ı zirvede tutan iki şey var. Birincisi önde baskısı, ikincisi ise oyuncu performansı. Rakibi hataya zorlayıp kalitesiyle işi bitiren bir takım. Fatih Tekke de bunun farkındaydı. İki silahı da susturdu. Bu sene öne çıktıkları iki maç var; Liverpool ve Bodo… İkisinde de topu rakibe vermişlerdi ve enerjik oynamışlardı.
Ama aynısını yapan rakibe karşı aradıkları hatayı bulamayınca sıkıntı başladı. Ciddi ritim kaybı var ve yine ön taraftaki coşkuyu yaratacak Barış Alper performansına muhtaçlar. Yoksa Osimhen de yok.
AHMET ÇAKAR: Ben oyuncular maç seçiyor kavramına kesinlikle inanmıyorum. Maç başladığında adrenalin ve efor bir sonraki karşılaşmayı unutturur. Fakat bazı düşüşler var. Örneğin Barış ve Yunus… Bunlar kötü oynadığında takımın ofansif organizasyonu zayıflıyor. Osimhen de sahada istediği topları alamıyor.
MURAT ÖZBOSTAN: Fenerbahçe'nin Beşiktaş'ı yenmesiyle zirvede puan farkı 4'e düştü. Şampiyonluk yarışında yeni bir perde açıldı mı?
BÜLENT TİMURLENK: Lig 34 hafta. Yarışta çok perde açılır, çok perde kapanır. İki takım da son 3 sezonda minimum kayıpla oynayınca ve F.Bahçe de lig başında üç beraberlik aldığında kimilerine göre sezon finali yapılmıştı.
GÜRCAN BİLGİÇ: Tam bir kırılma haftasıydı. G.Saray ile Trabzonspor'un puan kaybetmesi üstüne gelen bu galibiyet, F.Bahçe'yi sadece yarışın içine yeniden sokmakla kalmadı, camianın üstündeki ölü toprağını da attı. 2-0 geriden gelerek kazanmak da önemliydi.
Bu hem oyuncuların güvenini tazeledi hem de yeniden büyük takım olduklarını hatırladılar. Değişimin temelinde 'dokunmak' var. Saran başkanlığında takıma bir huzur geldi. Oyuncularla iletişimi, sohbeti ve hareketleri insanın olduğu yerde her şeyin para olmadığını da gösterdi.
LEVENT TÜZEMEN: Köprünün altından çok sular akar. G.Saray'ı sezon başı şampiyon ilan edenler, işini gücünü algıyla kazanan kişilerdir. Milli maç, lig ve kupa üçgeninde geniş kadrosu olan takım ayakta durur. F.Bahçe ve G.Saray çok kulvarda yarışıyor, Milli Takım'a da çok oyuncu gönderiyor.