-Milli Takım'a sessiz sedasız veda ettin. Misyonunu tamamladığını düşündüren şey neydi? Ben ülke sevgisinin çok yoğun yaşandığı bir evde büyüdüm. Futbola başlarken en büyük hayalimdi ay yıldızlı formayı giymek, şükürler olsun ki bu hayalimi gerçekleştirdim. O forma ile sahaya ilk ayak bastığım anı dün gibi hatırlıyorum, hayatımın en özel anlarından biriydi. Sonrasında çeşitli yaş gruplarında neredeyse 100 kere yaşadım bu gururu, her seferinde de benzer heyecanı ve gururu hissettim. Ama bu bir bayrak yarışı. O bayrağı taşıyan, doğru zamanda bir sonraki nesile devretmekten de sorumludur. Ben hayatta gelişimin gerekliliğine ve değişimin gücüne inanırım. NURİ ŞAHİN, ESQUIRE'E KONUŞTU! TIKLAYIN... İyi bir planlama ile önümüzdeki 10-15 sene içinde büyük başarılara imza atabilecek genç bir jenerasyon var. Zamanında bana tanınan fırsatların, onlara da tanınması için milli takım kariyerine nokta koymam gerektiğine karar verdim. Her ne olursa olsun, ülkesini bu kadar seven bir sporcu için inanın bu hiç kolay bir karar değildi. Bu kararı hangi nedenle verdiğimi ve ne hissettiğimi çok iyi ifade etmem gerekiyordu. Bunu başardığıma inanıyorum. Sessiz sedasız değil de olması gerektiği gibi veda ettiğimi düşünüyorum. Beni çok iyi tanıyan, iletişim konusunda tecrübeli, profesyonel bir ekip ile çalışmanın faydasını gördüğüm anlardan biridir. - Uluslararası düzeyde bu kadar tecrübe sahibi olan bir oyuncunun ileride bir gün Milli Takımımızın başına geçmesi iyi olmaz mı? Olur değil mi? Olur, olur. (Gülüyor) Uzakta olsam da ülkemdeki insanların beni iyi tanıdığına inanıyorum. Bana, bilgi ve birikimime ihtiyaç duyulduğunda, ay-yıldız forma için elimden ne geliyorsa yapmaya hazır olduğumu herkes biliyordur. Onur duyarım. - Sence Türk futbolunun en temel sorunu ne? Bu kadar büyük potansiyeli olan bir ülke olmamıza rağmen neden yol alamıyoruz? Günlük zaferlere aldandığımız için. Farkındalığımız düşük, özleştiri yapma konusunda isteksiziz. Mesela Hırvatistan'ı yendik ya, hemen herkeste süper oynadık, bizim karşımızda kimse duramaz, hissiyatı oluştu. Zafer sarhoşu olduk birden bire. Oysa ki hiç iyi oynamamıştık, mağlubiyete yakın taraf bizdik. Bu maç özelinde bir örnek ama aslında hep böyleyiz biz; gündelik zaferler peşindeyiz. Bence temel sorunumuz da bu. - Almanya'da altyapılarda verilen futbol eğitimi her zaman övgü konusu olmuştur. Bizde eksik olup onları bu kadar özel kılan nedir? Türkiye'deki altyapı eğitimlerini tam olarak bilmediğim için karşılaştırma yapmam doğru olmaz. Evet, genç Milli Takım'da oynadım ama benim hocam Abdullah Avcı'ydı. O çok özel bir teknik adam, onun olduğu dönemi genele vurmak doğru değil. Karşılaştırma yapamıyorum ama temel sorunumuz altyapı değildir. Altyapı olsa şimdiye çoktan çözmüş olurduk herhalde değil mi? O kadar zor değil çünkü çözümü. Demek ki daha büyük sorunlarımız var. - Sence Türk oyuncuların Avrupa futbolunda yer edinebilmesinde birden fazla yabancı dil konuşabilmeleri ne kadar önemli? Ben Dortmund'a gelen yabancı oyunculara da ilk günden itibaren tek bir tavsiyede bulunuyorum, ne yapın ne edin Almanca öğrenin. Enes transfer olduğunda da hemen aradım, bunu söyledim; inan bana zor değil hemen dil öğren diye tembihledim. İnanın adaptasyon sürecinde çok büyük etkisi oluyor. Ben Real Madrid'e transfer olmadan 3 ay önce, eşimle birlikte çok yoğun bir dil programına girmiştim. Haftada 5 gün 5'er saat evde özel bir eğitim alıyorduk. İmza attığım gün İspanyolcayı sökmüştüm. - Cenk Tosun'un Everton'a transferi hakkında ne düşünüyorsun? Sence kendine nasıl bir hedef koymalı ve bu hedefine giden yolda neler yapmalı? Ben son yıllarda Türkiye'de oynayıp kendini Cenk kadar geliştiren bir oyuncu daha görmedim. Bu nedenle çok başarılı olacağına inanıyorum. İmza atmadan önce beni aradı, ligi, ülkeyi, şehri konuştuk. Everton profilinin de bir takıma ne kadar uygun olduğunu konuştuk. Cenk genç bir oyuncu değil, kendini kanıtlamış bir sporcu, ona sportif anlamda tavsiyede bulunmama ihtiyacı yok. Ama memleketten zeytin taşımasına gerek yok, ben ona Liverpool'daki Türk marketinin adresini vereceğim. -Arda Turan'ın Barcelona'dan Başakşehir'e transfer olması, şu anda spor gündemimizin ana maddesi. Yakın arkadaş olduğunuzu biliyoruz, karar aşamasında sana danıştı mı? Kararını öğrendiğinde ne hissettin? Danışmadı. Çünkü profesyonel açıdan bu konuda ne düşündüğümü gayet iyi biliyor. Biz ikimiz de Şampiyonlar Ligi finali oynadık ve kupaya ulaşamadık. Ben ona sakın bu kupayı kazanana kadar Türkiye'ye dönme demiştim. Ama görünen o ki, koşullar bunu gerektirdi. Şu anda hangi takımda oynadığından çok, hangi hoca ile çalıştığı önemli bence. Onu yeniden eski günlerine döndürebilecek tek isim Abdullah Avcı. Bu kararı neye dayanarak verdiğini anlıyorum. Ama eleştirilerin dozunu ve üslubunu anlamam mümkün değil. Bu ülke insanının hayal bile edemediği şeyleri gerçekleştirmiş bir sporcu Arda, kredisi bundan fazla olmalıydı. Biliyorum ki oynamaya başladığında her şey geride kalacak. - Futbolu bıraktıktan sonra yoluna nasıl devam edeceğine karar verdin mi? Futbol oynamayı bıraktıktan sonra da futbolun içinde kalmaya devam etmek istiyorum. Çalıştığım önemli isimlerden edindiğim bilgi ve birikimlerimi, sonraki nesillere aktarmak istiyorum elbette. Ama bunlar yeterli olmayacaktır, yeni nesil bizden çok farklı. Üstelik futbol çok hızlı büyüyen ve dinamikleri sürekli değişen bir sektör. Bu değişime ayak uydurmak için kendime yatırım yapmak, farklı alanlarda kendimi geliştirmek zorundayım. - Hazırlıklara başladın mı? Elbette. Son bir yıldır, okuduğum kitapların tarzını değiştirdim. Liderlik ve insan yönetimi alanındaki kitaplara yöneldim. Ağırlıklı olarak futbolu bırakıp teknik direktör olan oyuncuların biyografilerini okuyorum. Uluslararası firmaların üst düzey yöneticileri ve elit sporcular ile çalışan, ünlü bir akademisyenden bireysel danışmanlık almaya başladım. Performans istikrarı ve liderlik konusunda Dr. Alan Watkins ile özel olarak çalışıyorum. Beni çok heyecanlandıran bir diğer gelişme de, Harvard'a yaptığımız başvuru. Eğer kabul edilirsem, futbol kariyerimle üniversite eğitimimi birlikte yürüteceğim. Dünyanın en iyi üniversitesinden yöneticilik dersleri almış olmak, o havayı solumuş olmak, futbol sonrası kariyerim için çok değerli olacak.