Süper Lig'in 11.haftasında Fenerbahçe, deplasmanda Beşiktaş'ı 3-2 mağlup etti ve zirve yarışını sürdürdü. SABAH Spor yazarları, heyecan dolu anlara sahne olan derbinin ardından çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. İşte yazarların yorumları…
MURAT ÖZBOSTAN: Fenerbahçe'de değişim devam ediyor. Tedesco kısa sürede neler başardı sizce?
BÜLENT TİMURLENK: Tedesco, Mourinho'nun antitezi gibi bir teknik adam. Mikrofon uzatıldığında rakipleri hedef alan, küçülten demeçler vermiyor. Takımla iletişimi üst düzeyde, rakip analiz için önemli bir vaktini ayırıyor ve her şeyden ötesi futbolcuların oyun kimliklerini keşfedip doğru pozisyon almalarını sağlıyor. Alvarez, İsmail, Asensio ile doğru orta sahayı bulduğu ortada. Mourinho geçmişteki büyük başarıların verdiği öz güvenin üstünü kibirle örttüğünde 'özel biri' olmaktan daha çok çekilmez bir adam portresi çiziyordu.
Tedesco daha sempatik, daha mütevazi, rakipler açısından da daha adil bir teknik direktör. Elbette onun da çözmesi gereken, geliştirmesi gereken şeyler var. F.Bahçe'nin Kerem ve Nene'li kanatları hâlâ yüksek verim vermekten uzakta ve en önemlisi, Duran'ın bu derbi galibiyetinin ardından en azından ocak ayına kadar F.Bahçe'ye neler vereceği. Bu da Tedesco'nun tercihleriyle netleşecek.
LEVENT TÜZEMEN: Fenerbahçe, Beşiktaş'ı yenerek zirve yarışında dev bir engeli aştı. Ancak Tedesco'nun galibiyet sonrası Mourinho kimliğine büründüğünü gördüm. Rakiplerin maçlarını izlemiyormuş, sadece F.Bahçe'ye odaklanıyormuş. Almanya'da yetişmiş bir teknik adamın bu söylemi, aldığı akademik eğitime ters düşüyor. Eğer böyle davranıyorsa ben ona kaderci derim.
Üstelik Beşiktaş maçında Orkun atıldığı için kazanma silahını eline geçirdi. Üstelik Yalçın'ın atılması ne kadar doğruysa sahanın içine girip rakip kulübeyi tahrik eden Tedesco'nun atılmaması da bir hakemlik skandalıydı.
GÜRCAN BİLGİÇ: Yeni nesil hocaların kalıpların dışına çıktığını çok ender görüyoruz. Tedesco da ilk geldiğinde buradan hareket etti ve çok yanıldı. Doğru 11'ler çıkartamadığı gibi doğru görevlendirmeler de yapamadı. Sistem oturtmak için zamanı da yoktu. Çok sıkışık bir maç trafiğine girmişti. Milli takım arasından sonra ise taşları yerine oturttu, 11'ini buldu, düzenli oynamadan gelişmesini sağladı, oyuncularının görevlerini netleştirdi ve performansları da yukarıya taşıdı.
Her şeyden önemlisi rakibe önem verip teknik analizde tedbirini alan bir hoca. Antep maçında bunu çok net gördük. Yönetim onu 'steril' tutuyor. Futbol dışında konuşmuyor, tartışma odağı olmuyor. Sahadaki fotoğraflara baktığımız zaman oyuncu grubuyla da ilişkisinin iyi olduğunu görüyorsunuz.
AHMET ÇAKAR: Tedesco, takıma sevinç, coşku ve arkadaşlık getirdi. Taraftarla gönül bağını kurdu. Diğer takım taraftarlarına antipatik gelecek hiçbir şey yapmadı. Bazı oyuncuları adeta sabitledi. Bunların başında İsmail Yüksek geliyor ki haftalardır çok iyi oynuyor, diğeri de Asensio. Şansı da var.
Mesela Beşiktaş derbisinde Orkun atılmasaydı, F.Bahçe bence maçı asla kazanamazdı ve biz bugün farklı şeyleri konuşuyor olurduk. Üstelik sayısal olarak da Tedesco çok başarılı. Çünkü iki derbiyi de kazandı. Hem Trabzonspor'u hem Beşiktaş'ı yendiler. Dolayısıyla Tedesco'ya şu anda çok başarılı diyebiliriz. Tabii bu başarısını taçlandırması lazım. Bu taçlanma da 1 Aralık'ta oynanacak G.Saray derbisi olur.
MURAT ÖZBOSTAN: Beşiktaş'ta Sergen Yalçın da aranan kan olamadı. Bundan sonra ne olacak? Beşiktaş gülebilecek mi?
BÜLENT TİMURLENK: Şampiyon yaptıktan sonra ertesi sezon Sergen Yalçın için 'Çok çabuk vazgeçti' demiştim. Görünen o ki futbol yorumculuğu, onun konfor alanı. Bunu bozup kulübeye geldiğinde o eski soğukkanlı, öz güveni her zaman tavan yapmış futbol aklını sahaya koyan Sergen Yalçın yok artık. Derbide Orkun ne kadar hatalıysa o takımı yalnız bırakan Sergen Yalçın da bir o kadar hatalı.
Kasımpaşa'da futbolun patronu olmak, yedek kulübesinde maç izleyip oyuna müdahil olmak yanlıştı ama kabul edilebilirdi. Fakat burası Beşiktaş. Serkan Reçber'in Beşiktaş yedek kulübesinde ne işi var. Tribünde olması gereken adam kulübede, kulübede olması gereken Sergen Yalçın 60 dakika tribünde.
LEVENT TÜZEMEN: Beşiktaş, G.Saray'a karşı 11'e 10 oynadı. Önde olmalarına rağmen skoru koruyamadılar. F.Bahçe maçında da Orkun atıldığında 2-0 öndeydiler, savunma kültürü gelişmediği için oyunu tutamadılar, 2 gol yediler ve bol pozisyon verdiler. Sergen hocaya önerim, gönlü yoksa bahane üretmesin, Beşiktaş'ı tribünden izlesin.
GÜRCAN BİLGİÇ: Sergen hoca ile takımın önemli oyuncuları arasında problem olduğunu düşünüyorum. Takımı taşıyan Rafa ortada yok, Cerny ilk çıkan oyuncu oluyor, Abraham kulübeye geçti ve takımın kaptanı skor lehlerineyken kendini attırıyor.
Normalde Orkun, Ndidi, Rafa orta sahasının maçlara hükmetmesi lazım ama Sergen hoca, bu kurguda performans oluşturamıyor. Yönetimin yaşadığı ibra krizinin takıma yansımaması da mümkün değil.
AHMET ÇAKAR: Beşiktaş için lig bitti. Büyük kaos kapıda. Derbi maçında Sergen Yalçın'ın hatası affedilemez. Tecrübesiz bir antrenör olsa tamam diyeceğim. O anda Beşiktaş 2-0 mağlup olsa tamam, sinirlerine hakim olamadı diyeceğim. Hakemin kararı yanlış olsa isyan etti diyeceğim. Ama bunların hiçbiri yok. 2-0 öndesin, kırmızı kart mutlak doğru.
Göstere göstere su şişesine tekme atarak kendini attırıyorsun. Beşiktaş, 2-0 öndeyken 10 kişiyle F.Bahçe'yi yenemez mi? Ama sen kenarda olmazsan oyuncularına hakim olamazsın. Olası paniği kontrol edemezsin. Orkun çok hatalı ama belki de Sergen Yalçın ondan da hatalı.