SABAH Spor yazarları Erman Toroğlu, İskender Günen, Bülent Timurlenk ve Ali Gültiken Adana Demirspor - Trabzonspor maçını detaylıca değerlendirdi. Usta isimler maç analizini yaparken, Erman Toroğlu'nun o yorumları gündeme oturdu. İşte tüm yazılar...
İSKENDER GÜNEN - YILDIZLAR KARMASINA ALKIŞLAR
Dört haftadır galibiyete hasret bir Trabzonspor… Rakip Adana Demirspor, ligin zorlu deplasman takımlarının başında geliyor. Şampiyonluk için mutlak puan alınması gereken bir maç. Çünkü ligin sonu yaklaşırken istenilen sonuçlar gelmediği için oyuncular mental ve fiziksel yönden bir baskı içindeydiler.
"MAÇIN KİLİT İSMİ ADANA DEMİRSPORLU RASSOUL'DU"
Böylesi zorlu bir deplasmanda ilk 12 dakikalık bölümde 2-0'lık bir sonuç ortaya çıktı. Adana ekibi, orta alan ve önde yetenekli oyunculara sahip ama takım savunmasındaki zaafları ve savunmadaki bireysel hatalar öne çıktı. Özellikle maçın kilit ismi Adana Demirsporlu Rassoul'du. Önce Visca'ya yaptığı penaltı, ardından yine rakibi serbest bıraktığı anda gelen Trabzonspor'un ikinci golü…
2-0'dan sonra Trabzonspor oyunu tamamen kendi alanında kabul etti. Adana Demirspor'un yaptığı baskılar, Uğurcan'ın çıkardığı pozisyondan başka direkten dönen topları vardı. İkinci yarı yapılan oyuncu değişikliklerinden sonra Adana Demirspor her ne kadar Trabzonspor yarı alanında topa sahip olsa da pozisyon bulmakta zorlandı. Bu bölümde ani gelişen bir atakta Cornelius'un mükemmel duvar pası ve Djaniny ile üçüncü gol geldi. Oyunun sonlarına doğru önce Vargas'la golü bulan Adana Demirspor, bir de penaltı atışından yaralanamadı.
İkinci yarı yapılan oyuncu değişikliklerinden sonra Adana Demirspor her ne kadar Trabzonspor yarı alanında topa sahip olsa da pozisyon bulmakta zorlandı. Bu bölümde ani gelişen bir atakta Cornelius'un mükemmel duvar pası ve Djaniny ile üçüncü gol geldi. Oyunun sonlarına doğru önce Vargas'la golü bulan Adana Demirspor, bir de penaltı atışından yaralanamadı.
Cornelius bu maçta öne çıktı. Bütün hava toplarını rahatlıkla aldı. Rakip alanda takımının çoğalmasını sağlarken mükemmel bir gole de imza attı. Visca penaltıyı alan ve ardından Cornelius'a asisti yapan kişi. Dorukhan ise saygı duyulması gereken isim. Bu sezon değişik mevkilerde görev aldı. Buna rağmen sorumluluğunun bilincinde büyük bir mücadele örneği gösterdi. Alınan 3 puandan sonra şampiyonluk için artık gün saymaya başladılar.
ALİ GÜLTİKEN - BU TAKIMDA ÇOK KAHRAMAN VAR
Trabzonspor, Adana'da 'işlem tamam' dedi. 'Bu maçı kazanır, haftaya turumu atarım' mesajı, atılan gollerle çok net verildi. Sezon başından beri hiçbir tereddüte yer bırakmadan yoluna devam eden Trabzonspor'dan da bunları görmek son derece doğal. Ligin en çok kazanan, en çok pas yapan takımı olarak zaten bu mesajları bütün sezon verdi. Her şeyi en iyi yapıyorsan, doğal olarak sezon bitiminde de ligin en iyisi olarak şampiyon oluyorsun.
Birkaç haftadır devam eden güven kaynaklı puan kaybı sürecine de koyduğu nokta artık bu işin bitiş habercisiydi. Trabzonspor, bu sezon bir sürü güzel hikâye yazdı. Birçok kahramanı var. Tabii en başta sayın başkan Ahmet Ağaoğlu ve yönetimini kutlamak lazım. Göreve geldikleri günden itibaren hem takımı düzgün bir mali yapıya oturtmak açısından hem de oyuncu seçimi noktasında mükemmel işlere imza attılar. Seçilen oyuncular hem maliyet hem de fayda açısından büyük isabet sağladı.
Cornelius, Siopis, Peres, Vitor Hugo, Djaniny, Denswil, Bakasetas, Hamsik gibi seçimlerin yanında Visca ve yerli oyuncu tercihleri çok başarılı oldu. Uğurcan, Dorukhan, Abdülkadir, Berat da bu yolda büyük katkı sağladı. Elbette ki bu inşaanın başında olan Abdullah hocaya da ayrı bir parantez açmak gerekiyor.
Uzun yıllardır Türkiye'de devam eden başarılı sürecini Trabzonspor'da artık şampiyonlukla taçlandırmak üzere. O da büyük takdiri hak ediyor. Trabzonspor uzun yıllar bekledi, acılar da çekti ama artık çok güzel günlerin eşiğinde. Bu takım hem bu sezon hem de önümüzdeki dönemler için çok güzel günler vadediyor.
ERMAN TOROĞLU - BÖYLE MAÇTA TEKNİK-TAKTİK OLMAZ!
Tansiyonu yüksek bir maç… Maç 3-0 Trabzonspor lehine. Bordo-mavililer, saha içinde top yapamıyor. Yapacak oyuncuları var ama öyle bir halde ki hepsi aynen kemanın telleri gibi. 'Tık' deyince sanki kopacaklar. Bu maçların tekniği taktiği yoktur. Bu maçları çıkarsın, ölümüne oynarsın. Düşen takım için, şampiyon olacak takım için.
"BEN HAKEM OLSAM..."
Trabzonspor, defansını sağlama tutarak nasıl olsa gol bulurum dedi ve buldu. Ama devamında topu gezdirip rakibini oyundan düşüremedi. Topu Adana Demirspor kazandı. Her pozisyonda Trabzon kalesinde tehlike yarattılar. Mesela Trabzonspor'un kazandığı ilk penaltıyı ben hakem olsam vermem. O temas düşüşüyle penaltı olmaz. Ama penaltı tekrarı doğru. Adana Demirspor'un kazandığı penaltı da doğru. Yani öyle bir maç oldu ki Trabzonspor için korku filmi gibi.
Peki bu neden oldu? Altı maç kala şampiyon olacakken, rekor kıralım havasına girdiler. Bu havaya Trabzon seyircisi ve Trabzon şehri de girdi. Bu futbolcuyu da gerdi, teknik adamı da gerdi. Sonunda da bugünlere gelindi. Aslında bu maçta Trabzonspor'a bir beraberlik kafi gelebilirdi. Zaten sahaya yayılış biçimleri de mantık olarak oydu. Kötü mücadele etmediler ama iyi futbol oynamadılar. Şansları da yaver gitti.
Rakibin iki topu direkten döndü ama bordo-mavililere lazım olan 3 puanı aldılar. Futbolda dün yoktur, bugün vardır. 'O an' var! Trabzonspor'un erken havaya girmesi bazı futbolcuların transfer olayları çok iyi tesir etti. Ee düşünün Trabzonspor 38 sene şampiyon olamamış. Haliyle teknik adamın da futbolcuların da sırtında bir yük var. Yani düşünün bir çocuk olsa şu anda 38 yaşında olacak.
Yani Cahit Sıtkı Tarancı'ya göre yolun yarısını geçmiş. Öyle veya böyle tansiyonu yüksek, kalitesi düşük, mücadelesi düşük bir maç seyrettik. Daha fazla ne beklersiniz bilmem. Çünkü Türkiye'de futbol bu kadar. Hakemiyle, Futbol Federasyonu'yla, Tahkim Kurulu'yla, disiplin kurullarıyla... Hepsiyle biz buyuz. Onun için fazla bir şey beklemeyin.
BÜLENT TİMURLENK - AVCI ÇÖZDÜ!
Bütün sezon galibiyet hasreti en fazla iki maçla (iki kez) sınırlı olan Trabzonspor'un Adana gibi zorlu bir deplasmana gelirken 3 puanı bir arada görmediği maç sayısının dört olmasını elbette en kolay "şampiyonluk stresi" tarif ederdi. O stres nefes nefese bir yarışta mı olur yoksa uzak ara lider olduğunuz puan tablosunda arkanıza bakmadığınızda mı?
Avcı'nın takımının enerjisi düşmüştü, bu gerçeği sakatlıklar ve sürekli değişen kadro problemiyle bir araya getirdiğinizde dün 0-2'den maçın 2-2'ye ilk yarıda gelebileceğini de anlarsınız... Avcı'nın 3 yerlide stoper Dorukhan tercihi, Peres'in 30'daki sakatlığıyla kalan bir saatte Ahmetcan'ı stopere getirdi. Visca son yılların en iyi devre arası transferiydi.
Tabelacı Visca dün penaltı ve ikinci golde asistiyle kalitesini sahaya koyarken, Abdülkadir ve Kouassi hayal kırıklığı içinde ikinci yarı sahaya gelemediler… Montella'nın takımı ilk 10 dakikada kaybetti. Vargas-Yunus ikilisiyle çok zorladılar ama ilk yarıda Yunus'un nefis şutunu çıkartan Uğurcan, Bjarnasson'un şutuna engel olup direkt tabelaya ortak olmalarını engelledi.
Abdullah Avcı ikinci yarıda değişikliklerle geçiş oynayacak takımına doğru müdahalede bulunurken, Montella'nın, Balotelli'nin cezalı olduğu maçta eli dardaydı, Rize'deki hayalet Remy dün de ilk maçında penaltı kaçırdı. Yaşar Kemal Uğurlu iyi hakem değil, böylesine zorlu bir maçta ona görev verilmesi sezon boyunca süren MHK kaosunun bir tezahürü… Trabzon'da bayramın ilk günü haftaya cumartesi…