Beşiktaş, Trendyol Süper Lig'in 31. haftasında konuk ettiği Başakşehir'e 2-0 mağlup oldu.
Samsunspor'un kaybettiği haftada üçüncülük koltuğuna oturma fırsatını tepen Kartal, sergilediği kötü performansla eleştiri aldı.
SABAH Spor'un usta yazarları Mustafa Çulcu, Ali Gültiken, Ömer Üründül ve Fatih Doğan, kritik maç için olay ifadeler kullandı. İşte o çarpıcı yorumlar...
MUSTAFA ÇULCU: AYDIN İYİ YÖNETTİ
Aydın iyi yönetti Beşiktaş'ta sakatlıklar ve cezalı oyunculardan dolayı savunmada Svensson stoper, Chamberlain hibrit sağ bek oynuyor. Muçi de sakatlanınca oyun kurgusu sıkıntıya uğradı. Beşiktaş'ta kavga divanda değil esas kavga verilen mücadele ile sahada. Başakşehir doğal olarak Chamberlain'ın bölgesinden geliyor.
Başakşehir ilk yarıda etkili oldu. Hele Brnic'in şutunu köşeden çelen Mert muhteşemdi. İkinci yarı Salih çıktı, Onur sağ beke, Chamberlain orta alana yerine gelince Beşiktaş, üçlü savunmaya döndü ve hücumda daha etkili başladı. Tüm ikinci topları aldı. Paulista'nın kafa şutunda kaleci Muhammed müthiş bir refleks gösterdi. Önde baskı yiyen Başakşehir çıkmakta zorlandığı dakikalarda kontratakla golü buldu. Golde Piatek boş koşu yaptı, Yusuf'a alan açtı. Gedson sahada basmadık yer bırakmadı. Çok koştu, çok çalıştı. Beşiktaş'ın gol umutları yine Rafa Silva'ya kaldı. Başakşehir kontratak futbolundan örnekler sundu.
"PIATEK'İN İPTAL EDİLEN GOLÜ"
Beşiktaş'ta bu derece sakatlıkların oluşması gözden geçirilmeli. Başakşehir galibiyeti hak etti. Hakem Cihan Aydın'ın tecrübesine maçın başlarında basit temaslara çaldığı fauller yakışmadı. Hakemler oyuncularla çok konuşmamalı. 72'de Piatek, gol öncesi Paulista'ya faul yaptı, hakem oynattı, sonuç aldı, sonra faule döndü. VAR destekledi, doğru kararla golü iptal etti. Protokole uygun davrandı. Cihan Aydın başarılıydı."
ÖMER ÜRÜNDÜL: ELDEKİ MALZEME İLE BU KADAR
Dün gece Tüpraş Stadyumu'nda yüksek tempolu kora kor bir mücadeleye sahne olan bir 90 dakika izledik. Solskjaer, elindeki kadroda sadece 1 stoper kalması nedeniyle çareyi 3'lü defansta bulmuştu. İlk devre iki takım da hırslı oynuyor, modern futbolun gereği olan rakibi oynatmama ilkesini iyi uyguluyorlardı.
Karşılıklı az pozisyon oldu. Beşiktaşlı futbolcuların iştahları da açıkça görülüyordu. İkinci yarıya Beşiktaş alışılmış dışı bir vites yükselterek başladı. Dalga dalga hücum girişimlerinde bulunuyorlardı. Rakibi baskı altına aldılar. Ama bu tempo içinde savunma güvencesini ihmal ettiler. Bir kontrada 50 metre genişlikte yakalanınca, skor dezavantajına düştüler. Artık işler zorlaşmıştı. Bu gol moralleri de bozmuştu. İlk golün sahibi Yusuf Sarı, kısa bir zaman sonra mükemmel bir frikik golüyle farkı 2'e çıkarınca Beşiktaş da pes etti. Ve önemli bir 3 puanı kaybetti.
"BEŞİKTAŞ TARAFTARI UNUTMASIN..."
Beşiktaş taraftarı netice dolayısıyla tepki gösterdi. Ama unutmamaları gerekir ki eldeki kadronun kapasitesi bu. Oyuncular iyi niyetle mücadele ettiler. Bu kadarını yapabildiler. Mustafa, üzerinde durulması gereken genç bir santrfor. Temel eksiklikleri var. Ama çalışkanlığı, topla rakip arasına girmesi ve alan boşaltmasıyla faydalı oluyor. Başakşehir aslında iyi bir takım. Ama bu seneki genel görüntüleri beklentileri karşılayamadı. Dün gece de iyi oynayarak haklı bir galibiyet elde ettiler. Cihan Aydın, mükemmel bir yönetim gösterdi.
ALİ GÜLTİKEN: HER HAFTA DAHA AŞAĞI GİDİYOR
Beşiktaş'ta bal yapmayan arı durumu devam ediyor. Tempo olarak 65 dakika iyi oynayan, rakibine baskı yapan, çalışan, isteyen Beşiktaş görüntüsü yine ete kemiğe bürünemedi. Oyunu belli bir yere kadar getirebilmek beceri ama sonuç alabilmek büyük takım işi. Beşiktaş, rakibini çok ciddi şekilde baskı altına almasına ve zorlamasına rağmen skor üretecek oyun ortaya koyamadı.
Rafa'nın hareketlendiği süreçte, Rashica ile oyunun zorlandığı bölümlerde Beşiktaş'ın kazanacak hissi verdiği bölümler var. Fakat bitirme noktasında hâlâ etkisizliği devam ediyor. Birçok futbolcusu eksik olmasına rağmen oyunu belli bir noktaya kadar tutabildi, burada bir sorun yok. Fakat gol atamadığınızda rakibiniz oyunun içerisinde kalıyor. Başakşehir sabırla kendi yarı alanında kaldı. Savunma yaptı, mücadele etti.
Beşiktaş'ın savunmasını eksik yakalayabileceği anları kovaladı. Büyük ihtimalle Çağdaş hoca, Yusuf'u oyundan alacaktı. Ama en önemli özelliği olan sağ kanattan içeri girip şut atma yeteneğini maçın içerisinde kullanmayı bulduğu tek pozisyonda da Beşiktaş kalesine imzasını attı. Beşiktaş'ı tarif etmek çok zor. Bir takım bu kadar nasıl düşebilir, nasıl bu kadar etkisiz olabilir, bunu tarif etmek çok zor. Her hafta kendini bu kadar aşağı çeken bir takımı Beşiktaş camiasının da taşıması çok zor. Elle tutulacak oyuncu bulmak bile her hafta daha da zorlaşıyor.
FATİH DOĞAN: KARTAL'I YARALADILAR
Kartal'ı yaraladılar! Beşiktaş taraftarı, içinde yaşadığı fırtınayı uzun bir aradan sonra dışarıya vurdu. Futbolculara yönelik haykırışla, "Formanın hakkını verin" uyarısı yaptı... Mesele sonuç değil, takımın kendi saha ve seyircisi önünde rakibin oyununa ve planına reaksiyon gösterememesidir.
Tribünleri sinirlendiren en acı fotoğraf, Başakşehirli oyuncuların sahada eğlenirken bu tabloya müsaade eden ve bunu alışkanlık haline getiren futbolcuların tepkisizliğidir. Dün yaşananlardan sonra Solskjaer'in destek ve güven terazisinde kaybettiğini gördük. Maç sonu tribünlere, "Bu takım neden oynamıyor?" sorusuna cevap vermeye çalışması ve kaotik fotoğraf, tribünlerdeki öfke patlamasının bir yansıması. Taraftara iyi oyun veremiyorsanız umut vermek zorundasınız.
"NASIL CAMİA OLUNUR!"
Umudun olmadığı yerde öfke olur. Öfkeden de kaos doğar. Hocayı soyunma odasından tribüne getiren taraftar yeni umutlarla beslenip bezenmezse sürece müdahalesi sert olabilir. Divan Kurulu'nda yaşananları tasvip etmek mümkün değil. Gerilim ve saldırının parçası herkes, sebep oldukları şeyin Beşiktaş'a büyük yaralar açılmasının kapısını aralamışlardır. Sorgulanması gereken, kendini haklı, ötekini haksız ve düşman görüldüğü bir ortamda nasıl camia olunur!"