Beşiktaş, Trendyol Süper Lig'in 27. haftasında sahasında Gaziantep FK ile karşı karşıya geldi. Tüpraş Stadyumu'nda oynanan maçı Selçuk İnan'ın öğrencileri 2-1 kazandı.
Siyah-beyazlı takımın ligdeki 4 maçlık galibiyet serisi sona erdi. Beşiktaş, Norveçli teknik adam Ole Gunnar Solskjaer ile de ilk kez kaybetti.
Karşılaşmanın hakemi Zorbay Küçük'ün verdiği kararlar hem siyah-beyazlı taraftarlar hem de Beşiktaş yönetimi tarafından tepki topladı.
SABAH Spor yazarları Mustafa Çulcu, Ali Gültiken, Ömer Üründül ve Fatih Doğan, karşılaşmanın ardından değerlendirmeler yaptı. İşte yazarların sözleri...
MUSTAFA ÇULCU: "HAKEM ÇOK KÖTÜYDÜ"
"Gaziantep FK, Beşiktaş deplasmanında 10 kişi ile galibiyeti aldı. Hakem Zorbay Küçük'ün kararlarına gelirsek… Beşiktaş lehine VAR'a yaslanmadan verdiği penaltı net doğru. Kayarak gelen Viana, yediği çalım sonrası sağ eli ile Rafa Silva'yı ayağından çekerek düşürüyor.
Bu çekme eylemi kırmızı kart olmalıydı. Çünkü kale Rafa'nın karşısında, bariz gol şansı… Çekerek, tutarak yapılan eylemde kart sarı değil kırmızı olmalıydı. G.Antepli diğer oyuncu Husic kademede değil gerideydi.
G.Antep'in attığı golün hemen öncesi Boateng topla elle oynuyor, gol iptali doğru. Chamberlain'in 55'te Ogün'ün ayağına basması sarı olmalıydı, vermedi. Sarısı olan Ogün'ü, 58'de Chamberlain'e yaptığı faulde ikinci sarıdan ihraç etmeliydi ama UEFA tavsiyesi aklına geldi herhalde, "bir tık" sabretti. Ancak bu net fauldü.
Emirhan ve Sorescu karşılıklı sportmenlik dışı davranınca sarı kart gördüler. Sorescu sarı karttan sonra bir alkışlama yaptı, ekranda kime yaptığını göremedik. Hakeme yaptı ise ihraç olmalıydı.
PENALTI VAR MI?
G.Antep ceza alanı içinde 72'de Viana ile İmmobile güreşinde başlatan İmmobile idi, hakem ne "penaltı" ne "defans lehine faul" dedi, en kötü kararı verdi, "devam" dedi. Viana ikinci sarıdan kırmızı doğru lakin geç kalınmış bir kırmızı. Hatta direkt kırmızı göstermiş olsa kabul görürdü. Çünkü gaddarlık içeren bir fauldü. Gösterdiği ve göstermediği kartlar çok tartışma yaratacak. Bir FIFA hakemi için kabul görmeyen, çok konuşulacak ve çok eleştirilecek kötü performans oldu."
FATİH DOĞAN: "PROVOKE Mİ VAR!"
Beşiktaş'ta barış rüzgarları esmeye, saha dışında ve içinde işler yoluna girmeye başlamıştı ki Gaziantep ve Galatasaray maçları öncesi camianın hassas noktalarına dokunuldu. Tesadüf müdür bilmem ama TFF ve MHK hakem kararları üzerinden siyah-beyazlı camianın sinir uçlarına bastı. Resmi açıklama yapmadan Gaziantep maçından iki gün önce "Beşiktaş-G.Saray derbisine yabancı getirilmeyecek.
G.Saray-F.Bahçe maçı öncesindeki gibi "gerilim-kaos" oluşmadı" tavrını ortaya koydu. Bu karar ve tavır, derbi öncesi gerilimden ziyade "Yabancı hakem isteriz" diyen Beşiktaş ve Trabzonspor taraftarına "Sizi iki rakibinizin gerisinde tutuyorum" demek olarak algılandı. Nereden mi biliyorum, dün Dolmabahçe'de "Derbiye Türk hakem istemiyoruz" diyen ve Hakem Zorbay Küçük'e öfke kusan tribünlerden...
"ASIL TEHLİKE BUDUR"
TFF yönetimi bilerek ya da bilmeyerek bu kararıyla Beşiktaş tribünlerini provoke etmektedir. Bir nevi "Derbinize yabancı istiyorsanız F.Bahçe ve G.Saray gibi kaos çıkartın" demektedir! Asıl tehlike budur. Adaleti, eşitliği ayaklar altına alanlar, günlük politikalarla günü kurtarmaktan öteye gidemezler. Kutsadıkları derbinin kaos çukurundan çıkmaları mucize olur.
Zorbay Küçük provakatif bir hakem. Konu "Beşiktaş yendi, yenildi" değildir. Sarı kart gösterdiğin oyuncu Sorescu, gözünün içine baka baka protesto ederek alkışlar ve 2. sarıdan atamazsan, bunu nasıl izah edersin? Vermediğin penaltı bir yana, Türk hakemliğini böyle mi temsil edeceksin? Beşiktaş provokatif kışkırtmalara gelmeden ve dengesini kaybetmeden hakkını doğru şekilde aramalıdır. Ayrıca Solskjaer'in oyuncu değişimleri de hakemler kadar kötüydü. Onun da kendini sorgulaması şart
ALİ GÜLTİKEN: "AVANTAJ DERKEN HAYAL KIRIKLIĞI"
Beşiktaş'ın son haftalarda değiştirdiği, iyi yaptığı birçok şey var. Bunlardan en önemlileri takım olarak doğru savunma yapabilmek. Bir diğeri de kendi oyununu ve taktiksel olarak yapmak istediklerini sabırlı bir şekilde yapabilmesi.
Bu maç Beşiktaş açısından bunların bir tekrarı gibi oldu. İlk yarıda çok yüksek tempo bir oyun yok ama siyah-beyazlıların kontrolünde bir oyun vardı. Özellikle Rafa Silva üzerinden geliştirilen merkez hücumlarında Rashica'nın da buna dahil olmasıyla Beşiktaş ceza sahası içinde birçok denemeler yaptı.
Dünü farklı kılan şey Gaziantep'in de aynı ölçüde yüksek mücadeleyle Beşiktaş'a cevap vermesiydi. Beşiktaş bunları yaparken, Gaziantep de Beşiktaş kalesini ciddi şekilde yokladı. İlk yarıyı Beşiktaş skor olarak 1-0 önde bitirse de toplam kaleyi tutan şut adedinde Gazintep daha öndeydi.
İkinci yarı skorun da verdiği avantajla siyah-beyazlılar çok yükseltmeden devam eden temposuyla oyun kontrolüyle bu yarıyı oynamayı düşündü. Fakat futbolda duran toplar çok büyük bir silah. Doğru kullanıldığında etkili sonuçlar alınabiliyor. Gaziantep, Maxim'in ortası Arda'nın becerili vuruşuyla bir anda maça ortak oldu. Aslında maç başından beri oyuna ortak olma düşüncesini skora yansıttı.
Antep'in 10 kişi kalmış olması Beşiktaş adına büyük bir avantaj yaratır beklentisi de kalesinde gördüğü ikinci golle Tüpraş Stadı'nın çimlerine gömüldü. Beşiktaş'ı son haftalarda farklı kılan şey gösterdiği geri dönüşlerdi. Antep karşısında avantajı yakaladıktan sonra rakibinin bunu yapmasına müsaade etmiş olması büyük hayal kırıklığı oldu.
ÖMER ÜRÜNDÜL: "DÜZENİ BOZDU"
Dün gece yüksek tempolu, karşılıklı etkili ikili mücadelelerin sergilendiği bir 90 dakika izledik. Tabii bu kora kor maçta tek eksik iki takımın da üretkenlik sıkıntısı çekmesiydi. Diyeceksiniz ki üç tane gol var… Ama onu dışında ben iki takım adına da en fazla iki pozisyon sayarım.
Beşiktaş'ta dün bazı saha içi sıkıntıları vardı. Alışmadığı sağ bekte görevlendirilen Taha, yapısı gereği ileriyle katkı veremedi, Rashica'yı da yalnızlığa itti. Bunun yanında son haftalarda çıkış yakalayan Joao Mario etkisizdi. En önemeli sorunlardan biri de orta sahada iki yüksek yetenek var.
Chamberlain fizik olarak istenen seviyede değil. Rafa Silva'nın da defansif yönünün yetersiz olduğunu göz önüne aldığımızda Gaziantep kazandığı toplarda ileriye rahat çıkma imkanı buluyordu. Haftalardır yürüyerek oynayan Immobile, biraz kıpırdanmış gibi gözükse de çok etkisizdi. 75. dakikada rakip 10 kişi kaldı.
Beşiktaş bütün riskleri almaya başladı. Ama Solskjaer'in çok oyuncu değiştirmesiyle düzen bozulunca yoğun baskıda pozisyon bulamadığı gibi bir de gol yiyerek önemli bir üç puan kaybetti. Bu da teknik adam hatasıydı.
Bu sonuç Solskjaer için soğuk bir duş etkisi yarattı. Ama son derece olumsuz giden bir takıma kısa sürede yaptığı olumlu dokunuşları göz ardı etmemek lazım. Son paragrafı Selçuk İnan'a ayırmak istiyorum... Elindeki kapasitesi sınırlı kadroyla sahada savaşan bir takım yarattı. Bu da takdir edilmesi gereken bir durum.