Trendyol Süper Lig'in 9. haftasında Galatasaray, sahasında Beşiktaş'ı 2-1 mağlup etti. SABAH Spor yazarları, Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Ali Gültiken, Ömer Üründül, Levent Tüzemen, Bülent Timurlenk ve Fatih Doğan, bu zorlu karşılaşmayı detaylıca değerlendiren yazılar kaleme aldı. Usta isimler maçla ilgili çarpıcı yazılar yazarken; Ahmet Çakar, VAR kararlarıyla ilgili flaş ifadeler kullandı. Peki Icardi'nin pozisyonu penaltı mı? İşte tüm ifadeler...
FATİH DOĞAN: BEŞİKTAŞ SAVAŞARAK KAYBETTİ
Galatasaray'ın Beşiktaş karşısında dikkat çeken hamlesi, Kerem başta olmak üzere hücum hattının önde topsuz alanda baskı yapıp hataya zorlamasaydı. Rosier'in ilk 15 dakikada 3 net hatası, Amartey ve Colley'in uyumsuz görüntüleri de G.Saray'ın bu planına top taşıdı. Özellikle Rosier'in ikinci yarıdaki 1-1'e taşıyan goldeki koşusu ve asisti olmasa, bu top kayıplarıyla forma alma şansı kalır mıydı, emin değilim.
Bu pozisyonlara geçit vermeyen Mert'in atılması, oyunun dengesini bozdu. MHK, destek el nedir, ne değildir cevabı veremiyor! Burada VAR, normal akış dışında bir bilek hareketi gördü de mi verdi, net değil. Burak Yılmaz'ın orta sahada Amir'in yanına Tayfur'u, Tete'nin karşısında Bakhtiyor'u koyması takım dinamizmine katkı sağladı.
10 kişi kaldıktan sonra Beşiktaş'ın mücadele gücüne, pes etmemesi ve 1-1'i bulup G.Saray'ı birçok zaman diliminde sürklase etmesine saygı duydum. Yılmaz'ın sakatlık sonrası hazır görünmeyen Gedson'u çıkarıp ikinci yarıda Chamberlain'i alması da doğru hamleydi ve sonuç aldı. Hatta Rosier'e sabredip ondan bile verim aldı. Taraftarın beklediği öncelik sahada savaşan bir takım. Dün Beşiktaş kaybetti ama verdiği mücadeleyle alkışı hak etti.
BÜLENT TİMURLENK: ARJANTİNLİ TİLKİ MAURO ICARDI
Burak Yılmaz bu derbileri çok iyi oynardı. Ama teknik adamlık başka bir şey. Özelikle ilk 20 dakikada büyük baskı yiyeceğinin farkındaydı. O baskıdan çıkabilmek için top oyunda yokken ağırdan alan ve orta sahada G.Saray duvarına çarpan bir Beşiktaş izledik. Okan Buruk'un Kaan Ayhan tercihi, orta sahaya yeterli sertliği getirirken oyunu da iki stoperin üzerinden kurduğunda kanatlarda Tete ve Zaha, rakibin iki bekiyle bire birde çok pozisyon buldular.
Onların final paslarının iyi olmaması, Boey ve Angelino'nun hücumda verimsizliğine rağmen rakip kaleye gidemeyen Beşiktaş karşısında, G.Saray devreyi 3-4 farkla da bitirebilirdi. İcardi'yi gören rakiplerin ekstra panik yaptığı ortada. Arjantinli, golde ve Mert'in atılmasında tilki gibiydi. Derbide rakip 10 kişi ve 1-0 öndeysen vidaları gevşetmeyeceksin. Laubali oyunun faturasını, Beşiktaş kestiğinde Buruk girdi devreye.
Yılmaz'ın takımının birinci bölgesinde yaptığı pas hatalarıyla, kendi kendini imha ettiğini söyleyebiliriz. Bu oyunun adı sonuçta Güneş'in gittiği, başkanın kongre kararı aldığı oyun. Derbilerin adamı, penaltıdan 3 puanı getirdi. Evet, alternatifi yok ama İcardi'nin son dakikaları topallayarak acı içinde oynamasına da gerek yok.
LEVENT TÜZEMEN: İSYANKAR ICARDI!
Galatasaray'ın iki farklı yönünü izledik. Kaleci Mert atılıncaya kadar oyun hakimiyeti, pozisyon zenginliği Galatasaray'ın elindeydi. Bu süreçte İcardi'nin yoktan var ettiği gol, bireysel kalitesinin ve pozisyon takibinin güzelliğiydi. Beşiktaş 10 kişi kaldıktan sonra Galatasaraylı futbolcular, buna ister rakibi küçümsemek, ister, "Nasılsa kazanırız" duygusuna kapılmak deyin, gereksiz yere vites düşürdü.
Final paslarında ciddi hatalar yaptılar, hücuma çıkarken inanılmaz top kayıpları yaşadılar. Tete'nin iyi oyunu Torreira'nın mücadele gücü, Boey'in savaşçılığı, Sanchez ile Abdülkerim'in mükemmel uyumuna Zaha; Kerem, Kaan Ayhan ve özellikle geldiği günden beri hiçbir maçta etkili oynayamayan Angelino eşlik edemedi. Okan hoca, oyuna müdahalede geç kaldı.
Zaha'yı daha erken kenara almalıydı. Galatasaray; temposuz, etkisiz oynarken ve maç bitti gibi davranırken Chamberlain cezayı kesti. Golün başlangıcında Angelino'nun rakibini engellememesi çok büyük hataydı. Amir'in hediyesi ile kazanılan penaltıyı İcardi gol yaparken Galatasaray'ın aklını başına getirdi ve bu gol arkadaşlarını Bayern Münih öncesi yaşayacakları travmadan çıkardı.
Beşiktaş'ı da kutlamak gerekir 10 kişilik süreçte Galatasaray'dan daha iyi pas yaptılar, daha organize atağa çıktılar. Tek zaafları savunmalarının ağır olmasıydı. Okan hoca, Zaha'yı ve Tete'yi daha uzun süreli oynayabilecek fiziksel performansa taşımalı. İcardi, çok çalıştı, takımını sırtladı, mükemmel bir golün yanı sıra penaltı golüne imza attı ve tribünleri ayağa kaldırdı. Galatasaray'ın beraberlik skoruna isyan eden oyuncusuydu. Galatasaray, Mertens girdikten sonra Beşiktaş savunmasının önünde daha çok top tutup, daha etkili paslar yaptı.
ÖMER ÜRÜNDÜL: G.SARAY ŞANSLIYDI
Burak Yılmaz, 'Ben oyunu önde oynayayım, Galatasaray'ın bizi baskı altına almasına izin vermeyeyim' diye bir taktik plan düşünmüş. Ama hesaplayamadığı çok önemli bir şey vardı. Galatasaray gibi güçlü ve değişik silahları olan bir takıma, kendi sahasında defans bloğunu öne doğru çıkararak oynarsanız, onlara beklediklerinden de elverişli bir ortam verirsiniz.
Nitekim G.Saray'ın attığı gole kadar defans arkasına basit sarkmalarla kaçan 3 net pozisyon var. Hele hele İcardi yapısında bir oyuncunun sürekli geniş alanda kaçışlar yapması, bu taktiğin yanlış olduğunun göstergesiydi. Galatasaray, ilk devrede skor avantajını yakalayıp bir de rakibi 10 kişi kalınca rehavete girdi. Şöyle düşünüyorlardı; 'Biz 11'e 11 iken 4-5 pozisyon bulduk. Artık güle oynaya kazanırız.' Ama Beşiktaş pes etmeyip bir onur mücadelesi yapacaktı. Nitekim ikinci yarı öyle oldu.
Rosier'in mükemmel götürüp verdiği akılcı pasta, Chamberlain skora denge getirdi. Bu golden sonra Galatasaray beklendiği gibi uyandı. Tekrar maça tempo verdi ama bunlar yeterli olmayabilirdi. Ama Masuaku'nun yaptığı gereksiz bir faul, o faulün ortasında da yapılan gereksiz bir penaltı G.Saray'ı kurtardı. Tabii şans faktörü de G.Saray'ın yanındaydı.
Rosier, uzatmada yakaladığı önemli pozisyonu değerlendirseydi, G.Saray büyük bir şok yaşardı. Beşiktaş kritik hatalar yapsa da bugünkü kadro yapısına göre oyuncular dün gece ellerinden geleni yaptılar, Aboubakar hariç! B.Münih maçı öncesi G.Saray'da Tete ve Zaha'yı iyi bulmadığımı söyleyerek yazımı noktalayayım.
ALİ GÜLTİKEN: ICARDI VARSA DAHA AZ HATA YAPMALISINIZ
Karşılaşma öncesinde favori gösterilen Galatasaray, maç sonunda skor olarak kendi adına bunu doğruladı. Oyun olarak çok mutlu oldu mu, onu bilemiyoruz ama derbiyi kazanmanın mutluluğunu cebine koydu. Beşiktaş'ın 10 kişi kalmasından sonra bunun G.Saray için avantaj olacağı düşünülse de sahadaki oyun aslında sarı-kırmızılıların çok istediği şekilde gelişmedi.
Beşiktaş'ın 10 kişi kaldıktan sonra önemli dirençler ortaya koyduğunu gördük. G.Saray'ın penaltısına kadar hem beraberlik golünü buldu hem de oyuna ortak oldu. Bunu yaparken ciddi şekilde G.Saray'ın oyun dengesini bozdu. İcardi'nin penaltı golünden sonra da oyunu olan potansiyeli içinde zorlamaya çalıştı. Bunu da ancak bir yere kadar yapabildi.
İcardi, çok ekstrem bir oyuncu. Derbi maçlarının en önemli aktörü olmaya devam ediyor. Karşınızda bu tür oyuncular varken daha az hata yapmanız lazım. Üstüne bir de derbi mücadelesi tarafından baktığımızda bu kadar bireysel hatayla eksik kalmak ve bu eksikliği taşımak her zaman mümkün olmuyor.
Beşiktaş oyuna iyi başladı. Belli bir noktaya kadar da götürdü. Mert ve Colley'in üst üste yaptığı iki hata, golle neticelenince bunu taşımak kolay olmuyor. Hele bu tür kritik süreçlerde oyunun gol yemeden devam eden bölümüne tutunmanız gerekir. Bu bir viraj noktası oluşturur. Bu nokta, Beşiktaş için erken kırıldı.
AHMET ÇAKAR: HALİL UMUT MELER ÇOK BAŞARILIYDI
Galatasaray maçın 3/2'sini bir kişi eksik oynayan Beşiktaş'ı şaşırtıcı da olsa zor yendi. 'Zor yendi' diyoruz çünkü karşılaşmanın bitimine 15-20 dakika kala skorda eşitlik vardı. Gecenin en çok konuşulan isimlerinin başında hakem Halil Umut Meler geliyor. Kaleci Mert'i oyundan attı. Gerekçe ceza sahası dışında topu elle oynayarak bariz gol şansına engel olmak. Karar tartışmasız doğru.
O el destek eli filan değil. Destek elinde avuç içi yere basar. Bu pozisyonda Mert açılmış koluyla topu engelledi. İkinci yarıda yine Beşiktaş defansının saçmaladığı anlarda Amir Hadziahmetovic'in pozisyonuna penaltı verdi. Bu VAR'dan döndü. Çünkü topa vuran Amir… VAR yine doğruyu verdi. Maçın sonlarına doğru da Galatasaray'a 3 puanı getiren penaltıda da karar doğru. Yine Amir, kafaya çıkıyor, Torreira'dan seken top eline çarpıyor, tartışmasız penaltı.
İkinci yarıda İcardi vole vururken, Ghezzal'ın bir hareketi var. Hakem ve VAR'a göre penaltı değil. Bana göre de değil. İki futbolcu ayaklarını topa uzatmış ve çarpışmış. Genel olarak baktığımızda kritik pozisyonun çok fazla olduğu bir derbide Halil Umut Meler, çok başarılıydı. Belki bir-iki faul hatası, biriki sarı kart hatası yoruma açık olabilir ama genel anlamda baktığımızda başarılıydı.
Beşiktaş, Türkiye'nin en kötü savunma yapan takımı. Yediği gol savunma hatası. Mert'in kırmızı gördüğü pozisyon savunma hatası. Çıkarken kaptırdılar ve dağıldılar. Galatasaray ise farka gideceği maçta ikinci yarıda Rosier'i kesemedi, sıfıra indi ve Chamberlain bomboş vurdu bu da Galatasaray için savunma zaafıydı.
ERMAN TOROĞLU: BU ADAMLARIN GİTMELERİ LAZIM!
Beşiktaş maça iyi başladı. 15 dakika kontrollü ve iyi işler yaptılar, Galatasaray kalesinde de pozisyonlar yakaladılar. Sonra Galatasaray sahneye çıktı. İyi baskı kurdu. Burada Beşiktaş defansının da hatası büyüktü. Nitekim öyle bir pozisyondan gol yediler. Zaten Beşiktaş defansı büyük hatalar yaptığı için kalecilerini kaybetti. Çünkü kaleci defansın hatasını kapatayım derken kırmızı kartı gördü. Hakemin buradaki yorumu doğruydu.
İlk yarı Galatasaray ikinci golü bulamadı. Bulsa maçın rengi çok daha değişik olacaktı kendileri açısından. İkinci yarı Beşiktaş oyuna yine tavrını koydu. İyi işler yaptılar golü de attılar. Hakem açısından burada bir pozisyon var. Hangisi, İcardi tam topa vururken Beşiktaşlı oyuncu İcardi'nin topuğuna vuruyor, top havalanıp gidiyor. Bu bence penaltı. Enteresandır VAR devreye girmedi. Kafam karıştı. VAR'da kim var diye baktım, Abdulkadir Bitigen… Kafamın karışması da normal. Artık bu adamların gitmeleri lazım. Bu maç için söylemiyorum, genelde diyorum ama tutanlar var. Sebebi de vardır o da ileride çıkar.