Son dakika... Süper Lig'in 23. haftası dev bir derbiye sahne oldu. Galatasaray, ezeli rakibi Trabzonspor'u konuk etti. Sarı-kırmızılılar öne geçmesine karşın Bakasetas ve Visca'nın gollerine engel olamadı ve sahadan mağlup ayrıldı. Derbiye Galatasaraylı futbolcuların bireysel hataları damga vurdu. Sabah Gazetesi'nin usta kalemler, Galatasaray-Trabzonspor derbisini masaya yatırdı. İşte detaylar...
BÜLENT TİMURLENK: CELLADINA AŞIKSAN...
Galatasaray için durum "bıçak kemiğe dayandı"dan öteydi santra noktasına gelirken. Bunun oyuna tezahürü büyük baskı oldu. Trabzonspor'un öndeki dörtlüsüyle bağlantısı kopmuş, Hamsik'in yokluğunun açtığı kraterde Avcı'nın takımı top tutamıyordu.
Emre Kılınç'ı kanattan sağ içe çeken Torrent oyuncusundan istediğini aldı, ilk maçta iki gol atan Emre'nin yönettiği pas trafiği net pozisyonlar olmasa bile tek taraflı oyunu getirdi. VAR'ın görmediği penaltı, sonra gördüğü ikinci penaltı. Uğurcan havada yön değiştirmese ev sahibi çok rahat 2-0 önde gidecekti ilk 45'te soyunma odasına...
Avcı'nın eli dardaydı, Siopis hamlesiyle orta sahayı almayı başarırken elbette bunda yetenek fakiri Berkan'ın çok koşan ama pas atamayan oyunu da yardımcı oldu. Oyun artık Trabzon'daydı. Puchacz, Novak'ın iyi zamanlardaki bir performansla Nwakaeme'nin oyununu rahatlatırken, 3 pası bir arada yapamayan Galatasaray'a Torrent'in müdahalesi geldi.
Halil-Babel değişikliğine diyecek bir şey yok ama bitik Feghouli orta sahaya gelip Emre Kılınç kanada gidince, ters kanatta da 3 maçın yorgunu Kerem'in pili bitince takım, celladına aşık olduğu sezonun bir devam maçını oynadı.
Ömer ve Marcao'nun hatası ardından Taylan'ın artık klasikleşen kaptırdığı top. Trabzonspor ilk yarıda belki de sürklase olduğu 90 dakikadan, forveti son 20'de ayakta kaldığı ve ligin en iyi kalecisine sahip olduğu için 3 puanla çıktı. Galatasaray 10 gün ya da aylardır bitiremediği Gedson, kaleci ve hatta santrfor transferi yüzünden kaybetmeye devam ediyor. Bu takımda neyin eksik olduğunu görmek için Luis Campos olmaya gerek yok.
LEVENT TÜZEMEN: BÖYLESİNİ GÖRMEDİM
Birçok maçta sürpriz sonuçlara tanık oldum. Son dakikada yenilen ya da atılan golleri gördüm. Ama hayatımda maçın büyük bölümünü çok iyi oynayan ve mükemmel mücadele eden, ciddi pozisyonlar bulan Galatasaray'ın Trabzonspor'a karşı kaybediş şekline rastlamadım.
Oysa Galatasaraylı oyuncular, Avrupa Ligi'ndeki namağlup oyunu Trabzonspor'a karşı sergilediler. Topun arkasına geçip hızlı hücumlarla rakip kaleye indiler. Özellikle ilk 45'te Trabzon'a alan bırakmayan, şut izni vermeyen ve top rakipteyken çabuk basan, ikili mücadeleleri kazanan agresif, istekli, panik yapmayan, coşkulu, dikkatli ve yardımlaşmayı üst düzeye taşıyan bir Galatasaray izledik.
Kerem'e ceza alanında yapılan faul sonrası haklı olarak verilen penaltıyı Cicaldau soğukkanlı bir vuruşla gol yaptı. Eğer Kerem, Halil, Emre Kılınç final paslarında dikkatsizlik etmese farkı büyütecek pozisyonlar kaçmazdı.
İkinci yarı Trabzonspor önde baskı yapınca Galatasaray ayağa pas yapıp topla çıkmayı bırakıp gol yememek için anlamsızca geriye yaslandı. Galatasaray baskı yiyor ama pozisyon vermiyordu. Orta alanda Berkan çok top kaybı yapıyor ve rakiple girdiği ikili mücadeleleri kazanamıyordu. Domenec'in aslında Cicaldau'nun yerine Berkan'ı oyundan alması gerekirdi. Cicaldau çok koşuyor, iyi top kullanıyordu. O Berkan, Bakasetas'ın attığı golde yine pozisyona hamle yapmakta geç kaldı.
Taylan-Berkan ikilisi Galatasaray tarihinin orta alandaki en kötü futbolcuları. Bu ikilinin oyun aklı hiç yok. Sadece Türk oyuncu oynatma kuralından dolayı forma buluyorlar ve Galatasaray'a yazık oluyor. Galatasaray hak etmediği bir yenilgi yaşadı. Trabzon'a 3 puanı ise kalesinde yaptığı kurtarışlarla devleşen Uğurcan kazandırdı.
ÖMER ÜRÜNDÜL: USTA İŞİ GALİBİYET
Galatasaray'ın dün geceki maça üst düzey bir motivasyon ile çıkacağını tahmin ediyordum. Taylan, Berkan ve Cicaldau gibi tempolu, presli orta saha ile ilk devre hem oyunu domine ettiler hem de Trabzonspor'u hiç oynatmadılar. İlk yarıdaki genel saha içi görüntüsü Galatasaray'ın Avrupa Ligi'ndeki Lazio ve Marsilya maçlarındaki futbolunun benzeriydi. Takım presi aynıydı, tek farklılık ofansif girişimlerdeki etkinlikti.
İlk 45 dakikadaki gol penaltıdan geldi ama harcanan çok da pozisyon vardı. Tabii bir de madalyonun öbür yüzü vardı. Formsuz bir takımın bu kadar yüksek tempoyu ikinci devreye yayması mümkün değildi. Öyle de oldu... Maçın kontrolü Trabzonspor'a geçti ama hırslı savunma ve Nelsson'un Cornelius'u hiç oynatmaması, Nwakaeme'nin de hazır olmaması Galatasaray'ın işine yarıyordu.
Teknik direktör Torrent baskıyı kırmak için top tutsunlar diye Babel ve Feghouli hamlelerini yaptı. Fakat futbol her zaman söylediğim gibi ilginç bir oyun. Son dakikalarda iki basit hata ve oyunun genelinde düşük performans sergileyen Bakasetas ile Visca öylesine mükemmel iki vuruş yaptı ki maçı bir anda lehlerine çevirdiler. Galatasaray da iyi mücadele ettiği maçta makus talihini yenememiş oldu.
Trabzonspor iyi futbol sergileyemedi. İlk yarı oyunda hiç yoktu. İkinci devre Galatasaray'ın yorulmasıyla aktif oldular ama yine üretkenlik yoktu. Ama iki usta vuruş çok önemli üç puanı kendilerine getirdi. Ve maçın kilit oyuncusu yine Uğurcan oldu. 1-1 iken müthiş bir kurtarış yaptı.
Son saniyede de sakatlanma pahasına ikinci bir kurtarışı buna ekledi ve galibiyette baş mimar oldu. Visca çok önemli bir kanat forveti. Ancak Başakşehir'deki kurgu olmadığı için uyum sağlayamadı geldiğinden beri. Ama o mükemmel galibiyet golü ile büyük moral kazanmış oldu.