Zaar ustaları, Mısır, Sudan ya da Fas zaarı çeşitleriyle izleyicinin karşısına mütevazı giyimleriyle çıkıyor. Zaar ustası Şeyha, tütsüler yakarak dumanıyla salonun çevresini kötü ruhlardan temizliyor.
Mısır neyi, defler ve zillerle başlayan ilahiler, dinleyenleri müzikle birlikte hareket etme duygusuna zorluyor. Ayin müdavimleri müziğin ritmine göre vücutlarını sağa ve sola sallayarak tempoya ayak uyduruyor.
Öncelikle müzik eşliğinde "Ben kimi öveyim, Muhammed'i öveyim. Kıyamet günü bana şefaatçi olacak odur. Ben süs ve güzelliğin aşığıyım, Ey Peygamber!" sözleriyle ruhaniyete adım atılıyor.
Zaar ayininin icra edildiği Mekan Kültür Merkezi'nin başkanı Ahmed Magrabi yapılan etkinliği tarif ederken "Zaar, Mısır'ın geleneksel folklör çeşitlerinden biridir. Çok eski bir gelenektir" diyor.
Magrabi Zaar'ın kökeni ve yayıldığı bölgelere ilişkin "Mısır'a güney ve doğu Afrika'dan Habeş ülkelerinden, Somali ve Sudan'ın güneyinden gelmiştir. Kuzeye doğru yayılmış Mısır'ın ardından doğuda Arap Körfezi hatta İran'a kadar ilerlemiş. Zaar'ın çeşitli örneklerini Afrika'nın kuzeybatısında, Fas'ta da görmek mümkündür" şeklinde konuşuyor.