11 Mart 2020 tarihinden bugüne kadar etkilerini ülkemizde sürdüren corona virüsü pandemisine ilişkin yerli ve yabancı haber ajanslarından son dakika haberleri peş peşe gelmeye devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Twitter hesabı üzerinden paylaştığı günlük koronavirüs son durum verileri ile bugünkü vaka, ölüm, hasta sayılarını içeren 19 Ocak koronavirüs tablosu detayları, öğrenilmek istenerek yoğun şekilde araştırılmaya devam ediyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca son dakika olarak Türkiye'de corona virüsü vaka sayısı son durum bilgileriyle 19 Ocak koronavirüs tablosu verilerini paylaştı, detaylar şöyle;
VAKA SAYISI: 6 bin 818
HASTA SAYISI: 761
VEFAT SAYISI: 167
İYİLEŞEN SAYISI: 7 bin 218
VAKA SAYISI: 5 bin 826
HASTA SAYISI: 749
VEFAT SAYISI: 164
İYİLEŞEN SAYISI: 7 bin 905
Koronavirüste vaka sayılarında yüzde 60'a varan gerileme ve aşılama çalışmalarıyla birlikte salgın yasaklarında esneme gündeme geldi. Bu kapsamda hafta içi sokağa çıkma yasağının saati 21.00'den 23.00'e çekilmesi gündeme gelirken hafta sonu gündüz yasağı da kaldırılabilir. Ayrıca okullar ve lokantalar belli kurallarla açılabilir. İşte koronavirüs mücadelesinde sosyal hayatın ve ticaretin bir nebze de olsa kendini bulması için yeni normale geçilmesi için ortaya çıkan tarih...
Son dakika haberi: Yeni normal olarak adlandırılan ve bir önceki düşüş sürecinde deneyimlenen koronavirüste normalleşme ve kontrollü sosyal hayat dönemi için tünelin ucundaki ışık göründü. Hem koronavirüs vakalarının azalması hem de aşı çalışmaları beklenenden daha iyi gidiyor. Uzmanlara göre 'yeni normale' geçiş için az kaldı. İşte ortaya çıkan tarihe dair son dakika detayları ve normalleşme takvimine dair son dakika detayları.
Covid-19'la mücadele çerçevesinde uygulanan sınırlamalarla vaka sayıları bir ay öncesine göre yüzde 60'tan fazla düştü. Bunun akabinde şubat başından itibaren bazı sınırlamaların gevşetilebileceği gündeme geldi.
Türkiye artan vaka sayıları ile birlikte okulların uzaktan eğitime geçmesi, hafta içi akşam, hafta sonu tam gün sokağa çıkma kısıtlaması, restoran ve cafelerin kapatılması gibi önemleri hızla devreye soktu. Bu önlemler etkisini gösterdi ve kısa bir süre içinde günlük vaka sayısı 30 binlerden 6 bin seviyelerine kadar geriledi.
Aşılama sürecinin de devreye girmesi ile birlikte bunların çok daha aşağı inmesi bekleniyor. Önümüzdeki ayın başlarına kadar 10-15 milyon kişinin aşılanması ile önemli bir rahatlama sağlanacağı belirtiliyor.
Hafta içi sokağı çıkma yasağının saatlerinin 22.00-23.00 saatlerine çekilmesi, hafta sonu tam gün sınırlamasının ise tamamen kaldırılabileceği ifade ediliyor.65 yaş üstü 18 yaş altı gruplara getirilen sınırlamanın esnetilmesi üzerinde duruluyor.
Çin'den gelecek aşıların uygulama takvimi, normalleşme adımlarının da seyrini belirleyecek. Uzmanlara göre şubat ortasına kadar 13-14 milyon kişi aşılanırsa toplumdaki bağışıklık oranı da dikkate alındığında hayatın normale dönmesi konusunda adımlar atılabilir.
Çin'den gelen üç milyon doz aşının sağlık personeli, bakımevleri ve huzurevlerinde kalan 65 yaş üstü vatandaşlara uygulamasının bu hafta sonuna kadar tamamlanacağı belirtiliyor.
Öte yandan koronavirüs vakalarının artması sebebiyle birçok hastanede acil olmayan, hayati tehlikesi bulunmayan cerrahi girişimlerin ileri bir tarihe ertelenmesine karar verilmişti. Vakalardaki gerileme hastanelerdeki yükü azaltınca önümüzdeki günlerde ertelenen operasyonlar ve tedavilere yeniden başlanacağı belirtildi.
Türkiye'de aşılama sürecinin başlamasının ardından yeni planlar yapılmaya başlandı. İlk parti aşılar sağlık çalışanlarına yapılırken, edinilen bilgilere göre yeni aşılara ilişkin planlamalar sürüyor. Sağlık çalışanlarına aşıların bir hafta-on gün içinde tamamlanacağı belirtiliyor.
Yeni parti aşıların gelmesi, klinik çalışmaların tamamlanması ve diğer gruplara aşılamanın şubat ayının ikinci yarısından önce mümkün olmayacağı ifade ediliyor. Buna bağlı olarak aşılamanın hızlanması ve sonuç alınmasının mart ayının ikinci yarısını bulacağı belirtiliyor.
Edinilen son dakika bilgisine göre koronavirüs mücadelesinde yetkililer aşı konusunda tereddütlerin büyük ölçüde giderildiği, zorunlu olmamasına rağmen sürecin normal işleyeceği görüşünde. Aşının yapılan kişiyi korumasının yanı sıra, dışarıya yaydığı virüs yükünün de azalmasının, bulaştırıcılık düzeyini düşüreceği ifade ediliyor.
Buna göre mart ayının ikinci yarısından itibaren kuralların yumuşatılabileceği, sonbahar döneminde virüsün kış gribi haline dönebileceği iddia ediliyor. Haziran ayından itibaren yerli aşının devreye girebileceği, tekrar aşılamalarının yerli üretimle yapılacağı öne sürülüyor.
Hükümette yapılan değerlendirme toplantılarında, son iki ay içerisinde uygulanan önlemlerle vakaların yüzde 60 oranında düştüğü, ölüm oranlarında da gerileme beklendiği bildirildi. Toplumsal bağışıklığın da etkisiyle, özellikle büyükşehirlerde önemli oranda sonuç alındığı ifade edildi.
İŞTE ADIM ADIM NORMALLEŞME PLANI
Normalleşme takvimine gidilen süreçte koronavirüs günlük vaka ve ölüm sayılarında beklenmedik bir patlama yaşanmazsa ve söz konusu kararlar alınırsa Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın anılan tarihlere yakın bir dönemde Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrasında açıklaması bekleniyor.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yüz yüze eğitimle ilgili spekülasyonlara son noktayı koydu. Selçuk bu konuda alınmış bir ilke kararı olduğunu resmen ilan etti ve konuyla ilgili belirlenen tarihi de son kez duyurdu. Selçuk ayrıca 2021 yılı için eğitim öğretimde okullarda yüz yüze şekilde geçişin gerçekleşeceği tarihle ilgili değişikliğin ancak pandemi koşulları nedeniyle olabileceğini belirtti. İşte Selçuk'tan gelen EBA, sınav ve yüz yüze eğitime ilişkin son dakika açıklamaları.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk okulların açılması ve yüz yüze eğitimin başlamasıyla ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu ve konuya dair spekülasyonlara tarih, yöntem ve karar çerçevesinde kesin ve detaylı cevaplar verdi. Selçuk EBA, okulların açılacağı tarih ve MEB'de 2021 öğretmen atamalarıyla ilgili kurum ve kuruluşlar ile Hazine ve Maliye Bakanlığıyla çalışmaların ve görüşmelerin sürdüğünü ve sonuçlandığı dakikada bunu paylaşacaklarını söyledi.
İşte canlı yayında soruları cevaplayan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un söylentiye kapalı olarak verdiği yüz yüze eğitim, okullar ve öğretmenlere ilişkin bilgiler;
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan ve Türkiye'nin eğitim konusunda Tanzimat'tan beri bir arayış içerisinde olduğunu ve bunu sürdürdüğünü dile getirdi
Selçuk, eğitimde herhangi bir ülkeyi model almanın söz konusu olmadığını, her ülkenin kendi özgün modelini üretmesi gerektiğini, Türkiye'nin de bu anlamda 2018'de 2023 Vizyon Belgesi'ni ortaya koyduğunu ve bunu adım adım uyguladıklarını anlattı.
Geçen günlerde açık öğretimle ilgili sosyal medya duyurusu yaptığını anımsatan Selçuk, şöyle konuştu:
"5-6 Aralık 2020'de yapılması gereken sınavlar vardı ve bunları o dönemde yüz yüze yapıp da bir riske girmek istemedik, erteledik. 25 Şubat'ta birinci dönemin sınavlarını çevrim içi yapacağız. 25 Mart'ta ikinci dönem ve ilerleyen süreçte üçüncü dönem sınavları olacak. Bunların hepsi çevrim içi olacak. Üçüncü dönem sınavları e-sınav salonlarımızda çevrim içi olacak.
Milli Eğitim'de 15 Şubat'ta okulları açmakla ilgili zaten bir ilke kararı aldık. Bunun ne şekilde olacağına dair de geçmişten gelen deneyimlerimiz de var. İki gün iki gün bölmek gibi ya da belli sınıf seviyelerinde kademeli olarak açmak gibi.
Çok farklı senaryolarımız, uyguladıklarımız ve uygulamadıklarımız var. Sınav grubunda olan çocuklarımız da var, öğretmenleriyle yüz yüze çalışmak istiyorlar. Kısa süreli de olsa. Onlarla ilgili birtakım senaryolarımız var. Salgının seyrine bağlı olarak Bilim Kurulu'yla yapacağımız görüşmelere bağlı olarak da bunlardan hangisinin hayata geçeceğini de yaklaşık 10 gün önce paylaşmış oluruz.
"Uzaktan eğitim süreci açık öğretim liselerine talebi artırdı mı?" sorusu üzerine Selçuk, "Aslında 4+4+4'ten sonra açık öğretimle ilgili lise kısmında özellikle kısmi artış oldu. Çok farklı liselerden açık öğretime bir kayma oldu ama çok dramatik bir artıştan tabii ki söz etmiyoruz." dedi.
Öğretmen atamalarıyla ilgili beklentilerin sorulması üzerine Bakan Selçuk, son 5-6 yıla bakıldığında atamaların farklı tarihlerde açıklandığı, Bakanlığın bu konuda tek başına karar alma durumunda olmadığını, bunun genel mali politikalarla ve bütçe disipliniyle ilgili bir konu olduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Öğretmen atamalarıyla ilgili kurum ve kuruluşlar ile Maliye Bakanlığıyla çalışmalarımız, görüşmelerimiz sürüyor. Neticelendiği gün değil dakika bunu zaten paylaşırız." dedi.
2020'de 41 bin, 2019'da 40 bin civarında öğretmen alımı yaptıklarını hatırlatan Selçuk, "Dikkat edilirse kamudaki kadroların en fazlasını hep Milli Eğitim alıyor. Yine öyle olacağı konusunda Türkiye'nin bir teamülü var ancak bunun ne olacağının genel bütçe içerisinde bir karara bağlanması lazım.
'Hangi bakanlığa ne kadar kadro verilecek?' bunun kabinede belirlenmesi ve belirleme sonucunda bir genel açıklama yapılması gerekiyor. Çift ya da tek atama olacağı da burada belli olacak. Atamalar üzerinde epeydir çalıştığımız bir konu. Yakın zamanda bir çözüm üretmeyi elbette çok istiyorum. Arkadaşlarımız bu atamanın yüksek olmasını bekliyor. Çabamız şu yönde, daha çok öğretmen atanması noktasında gereken çalışmaları, hazırlıkları yapıyoruz." sözlerini kullandı.
"Mülakatların salgın şartları ya da kışın yapılması durumunda her ilde yapılması mümkün olur mu?" sorusu üzerine Selçuk, mülakatların nasıl yapılacağının salgının durumuna bağlı olduğunu, belli dönemlerde kontrollü olarak yapabilecekleri mülakatların riskine bakacaklarını, bunu yüz yüze yapmaktan çekinmeyeceklerini, duruma göre de erteleyebileceklerini ifade etti.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yüz yüze eğitimin 15 Şubat'ta yeniden başlamasına ilişkin alınmış bir ilke kararı olduğunu söyledi.
Katıldığı canlı yayında soruları yanıtlayan Selçuk'un açıklamalarından satır başları özetle şöyle:
Milli Eğitim'de 15 Şubat'ta okulları açmakla ilgili zaten bir ilke kararı aldık. Bunun ne şekilde olacağına dair de geçmişten gelen deneyimlerimiz de var. İki gün iki gün bölmek gibi ya da belli sınıf seviyelerinde kademeli olarak açmak gibi. Çok farklı senaryolarımız, uyguladıklarımız ve uygulamadıklarımız var.
Sınav grubunda olan çocuklarımız da var, öğretmenleriyle yüz yüze çalışmak istiyorlar. Kısa süreli de olsa. Onlarla ilgili birtakım senaryolarımız var. Salgının seyrine bağlı olarak Bilim Kurulu'yla yapacağımız görüşmelere bağlı olarak da bunlardan hangisinin hayata geçeceğini de yaklaşık 10 gün önce paylaşmış oluruz.
Liselilerin sınava girmeleri onların bir sonraki sene rahat etmeleri açısından... Diyelim ki 9. sınıfta bir öğrencimiz ve ikinci dönemi geçen yılki gibi dikkate almazsak 'Sadece birinci dönemden sorumlusunuz.' dersek, o zaman bir sonraki yılın eğitim öğretim süreci zafiyete uğruyor. 10'lar 11'de sıkıntı çekiyor, 11'ler 12'de, 12'ler de üniversite matematiğinde sıkıntı çekiyor.