ENDİŞESİ HÂLÂ GİTMEMİŞ
Aralık 1996'da Aczmendi Tarikatı Lideri Müslüm Gündüz'le basıldıktan sonra bir anda Türkiye'nin en medyatik figürü haline gelen Şahin, şöhretten kısa sürede bıktı ve ismini değiştirerek kendini uzun yıllar saklamayı becerdi. SABAH ekibi tarafından 15 gün boyunca sabah akşam adım adım izlendiği güne kadar da kim olduğu fark edilmeden, sessiz ve derin bir yaşantı sürdü. Şahin, artık yolda yürürken kolay kolay tanınmayacağını bilse bile 28 Şubat günlerindeki yoğun ilginin yarattığı endişeyi hâlâ bir nebze de olsa taşıyor. Öyle ki, yolda yürürken takip edilip edilmediğini anlamak için zaman zaman arkasına bakıyor. On üç yıl aradan sonra Türk basınında ilk kez görüntülenen Şahin, 28 Şubat günlerindeki gibi halen tesettürlü. Ancak çalıştığı fabrikaya girerken saçlarını açıyor, eve dönmek üzere servise bindiği zaman tekrar örtünüyor.
ADINI DUYUNCA ŞOK OLDU
Günler süren takibin sonunda işe gitmek üzere sokağından çıkarken birden SABAH Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek'i karşısında bulan Fadime Şahin, "Merhaba Fadime Hanım, sizinle konuşmak istiyoruz" deyince bir an duraksadı, gözlerini kapattı, hafifçe titredi. Her zamanki gibi siyah çerçeveli gözlüğünü takmış olan Şahin, tanınmamak için atkısıyla yüzünü kapatıp, kendini mümkün olduğunca gizlemeye çalıştı. SABAH ekibinin Şahin'e yönelttiği ilk soru, "28 Şubat sürecinde bir operasyonun parçası olduğunuzu düşünüyor musunuz?" idi. Şahin bu soruyu dikkatle dinledi ve cevap vermedi. Ekibimiz, "Ümit Oğuztan'ı ve Seyhan Soylu'yu tanıyor musunuz?" sorusunu yanıtsız bırakan Şahin'e şu soruları da yöneltti:
- Ergenekon davasında gizli tanık olduğunuz yönünde bir iddia ortaya atıldı. Bu iddia doğru mu? - Türkiye'de 28 Şubat sürecinden bu yana pek çok şey değişti. Neden hâlâ saklanıyorsunuz?
- Müslüm Gündüz'le birlikte görüntülenme olayı, bir operasyon muydu? - 28 Şubat kararları alınmadan önce 'postmodern askeri müdahale'ye zemin hazırlamak amacıyla tarikatlarda eğitim aldığınız iddia edildi. Bu iddia doğru mu?
- Konuşmamaya kararlı mısınız? Fadime Şahin, sorularımızı dinlerken kameraya da alındığını fark edince yüzünü iyice kapattı, 28 Şubat süreciyle ilgili bütün sorularımızı yaklaşık beş dakika boyunca sessizce dinledi ve hiçbir sorumuza cevap vermedi. Şahin, ısrar üzerine SABAH Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek'in kartvizitini aldı ve yedi dakikalık bir yürüyüşten sonra bir taksiye atlayıp uzaklaştı.
13 YIL SAKLANMIŞ
İstanbul'dan Malatya'ya, Diyarbakır'dan Konya ve Bursa'ya kadar Türkiye'nin çeşitli illerinde iz süren SABAH ekibinin tespitlerine göre Fadime Şahin, 13 yıl boyunca kendini gizlemek için büyük çaba sarfetti. Meşhur olduktan sonra Şahin'in ilk işi, tarihi 28 Şubat kararlarının alındığı 1997 yılının sonunda ismini ve soyadını değiştirmek oldu. Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2 Aralık 1997 tarih ve 997/214-186 No'lu kararından sonra T. A. Y. adını alan Şahin'in TC Kimlik No'su 375........ ile başlıyor. Zaman zaman adres değiştiren Fadime Şahin, şu anda İstanbul dışında bir şehirde mütevazı bir evde yaşıyor. Şahin'in babası Hasan Şahin, Aralık 2007'de vefat etmiş. Ailenin maddi durumu çok iyi sayılmaz. Öyle ki, baba Şahin ölmeden önce yeşil kart kullanıyormuş.
FADİME Şahin, 1997'de Türk televizyon tarihinde bir dönemin kırılması güç reyting rekoruna imza atmış bir isim. Başörtüsünün altına taktığı bone ve başını bağlama biçimiyle halen kullanılan bir modanın ilham kaynağı olan Şahin, Aczmendi Tarikatı Lideri Müslüm Gündüz'le 28 Şubat müdahalesinden tam iki ay önce, 28 Aralık 1996'da bir evde uygunsuz durumda basıldıktan sonra Türkiye'nin gündemine oturmuştu.
PERDE ARKASINDAKİ İSİMLER
Gizli tanığın iddiasına göre, 28 Şubat döneminde Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Ali-Emire Kalkancı skandallarının perde arkasında organizatör olarak Veli Küçük, finansör olarak ise Strateji dergisinin sahibi Turgut Büyükdağ vardı.
TANIK KORUMA
Gizli tanığın bu ifadesi üzerine Fadime Şahin'in Ergenekon savcıları tarafından da ifadesi alınmak üzere çağrıldığı, ancak bulunamadığı iddia edilmiş ve Şahin için "Tanık koruma programı ile buhar oldu" ifadesi kullanılmıştı. Ancak SABAH'ın yaptığı araştırmalar bu iddianın doğru olmadığını ortaya koyuyor.