11.07.1998
Pınar Selek gözaltına alınır. Gözaltı boyunca kendisine Mısır Çarşısı ile ilgili tek soru sorulmaz. Kürt meselesi ile ilgili yaptığı araştırması nedeniyle görüşme yaptığı kişiler sorulur, isim vermeyince ağır işkence görür, sahte tutanaklar düzenlenir. Filistin askısında sol kolu çıkar. Soruşturmanın hiçbir aşamasında avukat yardımından faydalandırılmaz.
20.07.1998
Mısır Çarşısı patlaması ile ilgili Emniyet bomba uzmanlarının olay yeri inceleme sonuç raporu: "Bomba değil." "Patlama neticesi ölenlerin vücudundan çıkarılan parçalar ve diğer inceleme konuları üzerinde bombaya ait olabilecek herhangi bir parça, madde ve malzemeye rastlanılmamıştır. "
15.08.1998
Abdülmecit Öztürk'ün polis ifade tutanağı: "Mısır Çarşısı'na bombalama eylemini Selek ile birlikte gerçekleştirdik."
18.08.1998
Abdülmecit Öztürk savcılık ifadesinde polisteki ifadesinin işkenceyle alındığını söylüyor ve savcılık ifade tutanağına, Mısır Çarşısı ile ilgili hiçbir ilgisi ve bilgisi olmadığını geçirtebiliyor. Ancak sonradan bu savcılık ifade tutanağına "15 dakika yan odada bekletilen A. Öztürk müracaatla ifadesinde değişiklik yapacağını belirtmesi üzerine yeniden huzura alındı" cümlesiyle başlayan bir bölüm ekleniyor: "pişmanım. polis ifade tutanağı doğrudur" Ancak savcılığın bu ek ifade tutanağında savcının imzası yok! (Abdülmecit, soruşturmanın hiçbir aşamasında avukat yardımından faydalandırılmaz.)
14.04.1999
Bu tarihli duruşmada sanık A. Öztürk'ün ifadesi: "Selek'i tanımıyorum. Polis ifadesi gerçek değil. Ağır işkence gördüm."
(Olay yerinde Pınar Selek ile ilgili bir eşkal bilgisi veren, gören, benzeten tek bir tanık ifadesi de bulunmamaktadır.)
05.07.1999
Olay yeri inceleme Bomba uzmanı Baş komiserin Mahkemedeki ifadesi: Herhangi bir bomba izine rastlamadık. Mısır Çarşısı'ndaki patlama kesinlikle bomba olamaz. Şayet bomba patlaması olsaydı, mutlaka patladığı yerde en azından 50 cm.lik çukur açardı. Bütün bombalar patladığı yerde mutlaka çukur yapar. Olay yeri incelememizde böyle bir çukur tespit edilemedi." "Tüp gaz kaçağıdır"
15.06.2000
İ.Ü. Analitik Kimya Anabilim Dalı Başkanı Reşat Apak:"Nitroselüloz birçok maddede bulunur, bomba olduğuna kanıt değil. Nitroselüloz,nitriniyon, günlük hayatta çok kullanılır, sosis, salam, sucuk, pastırma gibi et ürünlerinden vernikten boyaya, suni deriye, mürekkebe, yapıştırıcı benzeri bir çok materyalde bulunur. Mısır Çarşısı, bu malzemelerin yoğun olduğu bir yer"
27.07.2000
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı raporu: " Savcılık raporu bilimsel değil. Ölenlerin bedenlerinde parça tesirli bomba etkisi bulunmamıştır. Olguların hiçbiri bomba patlamasına bağlı yaralama örneklerine uymuyor. Hele iddianamede belirtildiği gibi (TNT kalıplarının rendelenerek boş kola kutusuna doldurulması, pim ve kablolar kullanılması) bomba kesinlikle olamaz.
27.10.2000
tarihli duruşmada amme tanığı Ş. Güler'in Türkçe ve okuma yazma bilmediği ortaya çıkar. Bunun üzerine tercüman aracılığıyla ifadesi alınır. Kürtçeden Türkçe'ye çevrilen ifadesinde Ş. Güler şöyle diyor: "Selek'i daha önce görmedim, tanımıyorum. Önüme bir kağıt uzatıp parmak bastırdılar , orada neler yazlı bilmiyorum. Okuma yazmam da yok. Kimseyi teşhis etmedim. " Böylece türkçe bilmeyen bir kişiye tercüman olmadan türkçe yazılmış bir tutanağa parmak bastırmak suretiyle sahte delil yaratıldığı anlaşılmıştır.
21.12.2000
Mahkemenin tayin ettiği uzmanlık alanları bomba ve gaz olan profesörlerden oluşan bilirkişi heyetinin raporu: "Kesinlikle bomba değil, tüp gaz kaçağı." Raporda ayrıca, gazın hava sirkülasyonun azaldığı yerlerde toplandığı, havadan ağır olan kaçak gaz zeminde toplandığında ayakta duran kişiler tarafından solunmadığını, tanık ifadelerinden havanın yağışlı olması nedeniyle büfe içinde ve kapıların önüne sığınmış pek çok insan olduğu, zaten ufak olan hacmi azalttığı, havalandırmayı engellediği" belirtilmiştir.
19.04.2001
Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı, davaya taraf olmamalarına ve Mahkemenin de talebi olmamasına rağmen, patlamadan üç yıl geçtikten sonra yargılamaya yasadışı şekilde açıktan müdahale ederek Pınar Selek'in tahliye olmasından duydukları rahatsızlıkları ifade edip bir bilgi notu ile birlikte dosyaya imzasız ve tarihsiz bir rapor sokarlar: "Patlama bombadan kaynaklanmıştır. Yeni bir bilirkişi heyeti oluşturun." (Oysa Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı bomba uzmanı birimleri olaydan sonra yaptıkları incelemelerde patlamada bomba bulgusuna rastlanılmadığını açıkça tespit etmişlerdi.)
27.04.2001/24.01.2002
Adli tıp 1. ihtisas ve Adli Tıp Genel kurulunun ölüler ve yararılar üzerinde yaptığı incelemede, vücuttan çıkarılan parçalarda bombaya ilişkin tıbbi olarak herhangi bir emare tespit edilememiştir.
04.07.2002
(Davanın tarafı olmayan İçişleri Bakanlığı ve Emniyetin isteği üzerine alınan yeni rapor) - Patlamanın menşei konusunda uzmanlıkları olmayan jandarmaların da mütalaaları ile muhalefet şerhli rapor: Emniyetin gönderdiği raporla aynı: Bomba. Ancak bombanın nasıl bir bomba olduğu açıklanamamıştır.
10.07.2002
Mahkemenin tayin ettiği bilirkişi raporu: kesin olarak Gaz Kaçağı Patlamasıdır. Gazın birikmiş olduğu yerin lahmacun fırını olduğu tespit edildiği raporda ayrıca "Gaz kaçağının Mısır Çarşısı patlaması olayında olduğu gibi dar bir yerde yoğunlaşması halinde, bir merkez oluştuğu" ifade edilir.
21.12.2002
ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği heyetinin "Görüntülü işlem teknolojisi"nden yararlanarak hazırladığı raporu: Patlama merkezi, gaz kaçağı tespitini yapan merkezle uyumlu, bomba diyen raporda belirtilen merkez ise fiziken mümkün değil. Patlama merkezinin tam koordinatları tespit edilmiştir. Patlama, lahmacun fırınının içinde meydana gelmiştir."