DÜNYANIN EKONOMİK PROBLEMLERİ SALGINLA DERİNLEŞTİ
-Gelişmiş ülkeler sağlıkta iyi bir sınav vermedi. Küresel ekonomiyi pandemi sonrasında nasıl bir gelecek bekliyor?
Ben gelişmiş ülkelerin çoğunun en az bir yıl sürecek bir resesyon dönemi yaşayacaklarını düşünüyorum. Yine tüm ülkeleri ciddi bir borçlanma sorunu bekliyor olacak. Bunlar zaten salgın öncesinde de sinyalleri görünen problemler idi. Salgın bunu hem öne çekti hem de derinleştirdi. Uzun bir süredir gelişmiş ülkeler para politikası yolu yani sıfır faiz ile ekonomilerini canlandırmayı denediler. Bunun başarısız olduğunu gördükleri için maliye ve gelir politikalarını devreye almayı tartışmaya başlamışlardı. Şimdi bunları, üstelik çok daha şiddetli ve tabii maliyetli bir şekilde uygulamak zorunda kaldılar.
DÜNYADAKİ PARASAL GENİŞLEME İŞE YARAMADI
-Parasal genişleme kısa vadede bir işe yaramadığı söyleniyor. Buna katılıyor musunuz?
Burada bir gözlem olarak şunu da belirtmek isterim, parasal genişlemenin başarısız olmasının iki nedeni vardı. İlki burada oluşan kaynağın geniş kesimlere ulaşmak yerine çok kısa bir sürede belli bir azınlığın elinde toplanması -bu talepte istenen artışın oluşmamasına yol açıyor-, diğeri ise aşırı "finansallaşma". Aslında bunlar birbirinden tamamen ayrı da sayılmazlar. Maalesef aşırı finansallaşma, finans ile reel kesim arasındaki bağı neredeyse tamamen koparmış durumda. Bir tarafta insandan tamamen kopuk, kendi içerisindeki milyonlarca işlemden ibaret bir finansal sistem var. Diğer yanda ise milyarlarca insanı yaşatması gereken üretim, tüketim, istihdam vb. kavramları içeren ve öznesi insan olan bir "reel" sistem var. Bu ikisi arasındaki bağ tekrar sağlıklı bir şekilde kurulmadıkça sistemin sürdürülebilirliği söz konusu değil. Tam da bu yüzden önümüzdeki dönemde finansın insanileşmesi tartışmalarını da fazlası ile göreceğiz. Zaten başlamış olan bu akım gittikçe güç kazanacak. Biz İslami Finansın, diğer bir ifade ile Katılım Finans uygulamalarının burada önemli bir işlevi olacağını görüyoruz. Bu yüzden başından beri İstanbul Finans Merkezi'nde ana alanlarımızdan birinin bu olacağını söyledik.
İSTANBUL FİNANS MERKEZİ 2022'DE HAZIR
- İstanbul Finans Merkezi çalışmaları ne durumda?
İnşaat tarafındaki tüm sorunlar giderildi ve çalışmalar oldukça hızlı bir şeklide yeniden başladı. Projede bazı değişiklikler yapıldı. Biliyorsunuz Varlık Fonumuz İFM projesine yatırım yaparak yaklaşık 1/3'lük paya sahip oldu. Elbette salgın sürecinde inşaat çalışmaları bir miktar yavaşladı ancak kapatılmayacak bir gecikme olduğunu düşünmüyorum. Biz, daha önce söylediğimiz gibi, 2022 yılbaşından sonra taşınmaları başlatmayı planlıyoruz. İFM ile ilgili ikinci önemli çalışma alanı, buraya dair oluşturacağımız strateji ve bu stratejiye uygun yapılacak mevzuat ve benzeri çalışmalar. Bu alanda da oldukça yol aldık. Hazine ve Maliye Bakanlığımızın katkıları ile birçok paydaşımızın görüşlerini alarak hazırladığımız bu düzenlemeleri Cumhurbaşkanımızın takdirlerine sunacağız. Hedefimiz, 2020 içerisinde buradaki süreci nihayetlendirmek. Üçüncü bir alan ise İFM'nin konumlandırılması ve bunun iletişimi. Özellikle yoğun rekabetin olduğu bu alanda tüm avantajlarımızı öne çıkartacak çok etkin bir tanıtım sürecini yönetmemiz gerekiyor. Bu alanda Varlık Fonumuz çok önemli bir işlevi üstlenmiş durumda. Bu yıl içerisinde bu alanda da çalışmalara şahit olacaksınız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Ofisimiz ve Varlık Fonumuz, diğer tüm kamu ve özel sektördeki paydaşlar ile birlikte bu projeyi Türkiye'nin en değerli yatırımlarından biri yapmaya çalışıyoruz ve bunu başaracağımıza olan inancımız tam.
BU YILIN SON ÇEYREĞİNDE SERMAYE HAREKETLERİNDE ARTIŞ BEKLİYORUM
-Bu dönemde çok sık görüşmeler yapılıyor. Yabancı yatırımcının Türkiye'ye ilgisi nasıl?
Şu anda net bir şey söylememiz pek mümkün değil. Zira dünya ekonomisi hâlâ büyük bir toz bulutunun içerisinde. Az da olsa doğrudan yatırımlara dair işaretleri görmeye başladık. Önümüzdeki dönem bu, hiç olmadığı kadar hızlanma potansiyeline sahip. Sermaye hareketleri için ise finans kesimi bir süre daha önünü görmeyi bekleyecek. Malum salgının başlaması ile birlikte gelişen ülkelerden ciddi bir sermaye çıkışı oldu. Özellikle FED vb. bazı kurumların aldıkları panik kararlar bu süreci gereğinden fazla hızlandırdı ve derinleştirdi. Ben yılın son çeyreğinde "ikinci dalga" korkusunun atlatılması ile birlikte sermaye hareketlerinde de ciddi bir artış bekliyorum. Özellikle yaşanan büyük parasal genişlemenin bir süre daha devam etmesi ve gelişmiş ülkelerde finansal getirinin neredeyse negatif olması bu hareketliliği arttıracak.