Nazlıcan, Köşk'e yaklaşmayacak
İşadamı Halis Toprak'ın, boşanma aşamasında olduğu eşi Nazlıcan Tagizade Toprak'ın evden uzaklaştırılması talebi kabul edildi. Nazlıcan'ın 6 ay süreyle eve bin metreden fazla yaklaşmaması, Toprak'ı telefonla bile aramaması kararlaştırıldı. Bu karara, Halis Toprak'ın "yaşlı oluşu ve ölümle tehdit edildiği iddiası" gerekçe gösterildi. 9 ay önce evlendiği 54 yaş küçük Nazlıcan'dan boşanmak için dava açan Halis Toprak, kendisini ölümle tehdit ettikleri gerekçesiyle eşi ve kayınvalidesinin evden uzaklaştırılmasını da istemişti. Kamuoyuna yansıyan olaylar nedeniyle iki ayrı tazminat davası da açan Toprak'ın başvurusundan iki gün sonra da Nazlıcan misillemede bulunmuş ve işadamının uzaklaştırılmasını istemişti.
Sarıyer Aile Mahkemesi, iki haftalık incelemenin ardından Halis Toprak'ın evde kalmasına, Nazlıcan Toprak'ın da müştemilat dahil eve bin metreden daha fazla yaklaşmamasına karar verdi. Mahkeme, "yaşlı olan Halis Toprak'ın eşi tarafından ölümle tehdit edildiği, kendisine iftira atıldığı, hakaret ve şantaja maruz kaldığı yönündeki şikayetlerini" kararına dayanak gösterdi. Aslanlı Köşk'ten Halis Toprak'ın uzaklaştırılması yönündeki Nazlıcan'ın talebi ise kabul görmedi. Kararda Nazlıcan'a ekonomik ve sosyal yaşamı gözetilerek nafaka da takdir edildi. Nazlıcan'a 5 bin lira aylık tedbir nafakası bağlanmasına karar verildi. Ayrıca Nazlıcan'ın tedbir isteyen Toprak'a karşı korku ve şiddete yönelik hareketlerde bulunmamasına, ünlü işadamını iletişim vasıtasıyla rahatsız etmemesine de hükmedildi. Tedbirin 6 ay uygulanması karara bağlandı. Nazlıcan, 10 milyon TL tazminat, aylık 10 bin TL de nafaka istemişti.
Nazlıcan daha önce de yaşadıklarıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. Nazlıcan Vatan Gazetesi'nden Gülşen Yüksel'in sorularını yanıtlamıştı ve bu röportaj yüzünden Halis Toprak da eşine dava açmıştı. İşte o röportaj ve davaya konu olan sert sözler...
Seni intihar noktasına ne getirdi?
Polisteki ifademde ailevi sorunlar yüzünden intihar ettim demiştim ama insanlar ailevi sorunumu annem ve babamla yaşıyormuşum gibi algıladı . Halbuki Halis Toprak’tı ailem diye kastettiğim. İntihar, benim şu yaşıma kadar hiç düşünmeyeceğim bir şeydi . Artık son raddeye kadar geldim. O evin içinde köle gibi kullanılıyorum açıkçası.
Köle gibi tabirini biraz açabilir misin?
Öyle yalan şeyler yazdılar ki neymiş ’Halis Bey beni hastaneye götürmüş, yok bir an olsun yanımdan ayrılmamış’. İntihara kalkışmamın üzerinden 3 gün geçti, Halis Bey beni hala aramadı. Hastaneye bile beni şoförü götürdü. Bana bir telefon bile açmadı. Bırakın beni görmeyi insan arayıp sorar, nasıl oldun der. Ben onun nikahlı eşi değil miyim? En çok da bu beni yaraladı.
Eve dönünce neler yaşadın?
Hastaneden taburcu olduğumda evde çalışanları sıkı sıkı tembihlemiş ’Bu köşke bir daha girmesin’. Bu yüzden evdeki hizmetlilerin kaldığı kulübe gibi yerde kalıyorum annemle birlikte. Bugün kıyafetlerimi almak için köşke gittim. ’Sizi alamayız, kusura bakmayın’ dediler, kapıdan döndüm. Orası benim evim tabii ki de oraya gideceğim. Ben hala onun nikahlı eşiyim. Dostu değilim, nikahlı karısıyım. Çok merak ediyorum ben Halis Ağa’nın canını acıtacak ne yaptım? Halis Ağa hastaneye gittiği zaman, yoğun bakımda yanından bir an olsun ayrılmadım. Halis Bey’e her zaman elimden geldiği kadar dört dörtlük bakmaya çalıştım, o anlamda vicdanım çok rahattır.
Herkes onun için Züğürt Ağa dedi.
Beni onun ne züğürtlüğü ne de başka bir şeyi ilgilendirdi. Zaten ilgilendirseydi o kadar olaylar yaşandı, TMSF bütün mallarına el koydu, o zaman ben onun yanında olmaz giderdim. Sadece amacım para olsaydı TMSF el koyduktan bir hafta sonra çekip giderdim.
Yine de lüks bir hayat yaşamıyor muydun?
Zaten herkes böyle düşünüyordu. Nerede yaşıyor? Aslanlı Köşk’te. Ne yapıyor? Hizmetçilerle yaşıyor. Kimin karısı? Halis Toprak’ın. Halbuki hiçbir şey dışardan göründüğü gibi değil, bir tek yaşayan bilir. Sözde hizmetçilerim ayağımın altında ne desem ne istesem yapıyorlar. Halbuki bizim evliliğimizdeki en büyük sorun başkaydı.
Neydi o sorun?
Ne Halis Toprak beni eşi olarak benimseyip evin hanımı yaptı, ne de evde çalışanlar. Halis Toprak çalışanlarına benim o evin hanımı, o evin patronu olduğumu hissettiremedi, çalışanlarına bile hissettiremedi. Eğer hissettirseydi, ben o evde köle değil hanım gibi yaşardım. Sonuçta ben onun resmi nikahlı eşiyim. O çalışanların yanında bana ettiği hakaretleri size anlatamam bile. Hiçbiri kaldırılacak şeyler değil. Başkası olsa bir dakika durmazdı.
Kriz ne zaman patlak verdi?
Evliliğin başından beri, hatta ilk haftasından beri. Şu olay oldu da ben intihar ettim diyemem, bir şeyler birikmişti ve patladı. Bütün gazeteler yazmış ’Ölüme teşebbüs değil, korkutmak amaçlı yapılmış bir eylem’. Hayır ben gerçekten ölmek istedim. Benim için her şey bitmişti. Ben o intiharı kimseye gözdağı vermek ya da korkutmak için değil, ölmek için yaptım. Bir insan kolay kolay intihara teşebbüs etmez, çok bıkarsın, çaresiz kalırsın, yaşamak istemezsin, bu dünyadan gitmek istersin. Ben de o psikolojideydim. En basit bir olay anlatayım size: ’Yemek yiyorum mesela. Bana ’Bütün yediklerin sana haram, yediklerin sana zehir zıkkım olsun’ diyordu. Düşünün bu laflar aslında hiç kaldıramayacağım şeyler. O evde çalışan değilim, dini nikahlı eşi değilim, dostu değilim.. Resmi nikahlı eşiyim.
Keşke evlenmeseydim diyor musun?
Geleceğimi kurma pahasınaysa bu anlamda hiç pişman değilim. Ben daha 17 yaşında bir insanım ve önümde yaşamam gereken nice seneler var. Bu evlilik uğruna okulumdan ayrıldım, bütün imkanlarımı bıraktım. İnsanların bütün tepkilerine rağmen ailem başta olmak üzere herkesi karşıma alıp onunla nikah masasına oturdum.
Ailen karşı çıktı mı?
Annem çok karşı çıktı. Son ana kadar ’Kızım yapma, iyi düşün. Bu olacak şey değil’ dedi. Babam hiç istemedi.
72 yaşında bir adamla neden evlendin?
Tabi ki geleceğimi kurtarmak için evlendim. Ama Halis Bey’in yakasına yapışıp beni al diye yalvarmadım. O beni istedi...
Nerede tanıştınız?
Onun Kars’taki otelinde garson olarak çalışıyordum. Otelin Genel Müdürü Halis Bey’e benden bahsetmiş. O da beni görmek istedi. Genel Müdür bizi bir araya getirmek için çok çabaladı. Bir anda oldu her şey. Beni karısı yapabilmek için günlerce uğraştı.
Genel Müdür'e babam yaşında bir adamla ne işim olur demedin mi?
İlk önce tabii ki düşündüm. Çünkü bu pat diye verilecek bir karar değildi. Tamam önümde durumu maddi anlamda dört dörtlük olan bir insan vardı ama nasıl olacaktı. Sonuçta her şey maddiyat değil. 72 yaşındaydı ve ben onunla nasıl anlaşacaktım. Acaba ben bu adamla geçinebilecek miydim acaba her şey para mı diye düşündüm. Günlerce düşündüm. Geceleri hep bunu düşündüm. Çünkü hayatımın ‘evet’ini söyleyecektim.
İlk nerede karşılaştınız?
Bizi İstanbul’daki köşküne davet etti. Görür görmez benden çok etkilendi ki bana sürekli ’kraliçem’ demeye başladı.
Evlenmeye nasıl ikna etti?
Çok büyük vaatlerde bulundu. Ben Halis Bey ile evlendiğim zaman ona şu şartları koydum. Halis Bey ‘Okuyorum. Okumayı çok seviyorum’dedim. Bana ‘Seni elimden geldiği kadar en iyi şartlarda okutacağım. Seni ve aileni kraliçeler gibi yaşatacağım. İstediğin her şeyi yapacağım’ dedi. Bir de ‘Aileme çok düşkünüm onlardan kopamam’ dedim. Zaten bu evliliğe de hem kendi hem de ailemin geleceği için evet dedim. Çünkü bana ‘senin annen benim başımın tacıdır’ dedi. Bu sözle benim kalbime girmeyi başardı. ‘Ben sizi ele güne muhtaç etmem’ dedi. ‘Kardeşini özel okulda okutucam’ dedi ama benim kardeşim devlet okulunda. Eskiden dershaneye gidiyordu artık gidemiyor...
Bu evliliği kendi geleceğinden önce annen için yaptın galiba..
Çünkü benim annem bizim için saçlarını süpürge etti. Anneme hakkını ödeyemem. (ağlıyor) Neyse sonra evlenmeye karar verdik. Annem ona sordu ’bu evlilik için kızlarından yakınlarından izin aldın mı’ dedi. O da anneme ’Aldım, merak etmeyin’ dedi.
Aslanlı Köşk’e ilk girdiğinde ne hissettin?
Onun Aslanlı Köşkü'nü hiçbir zaman gözüm görmedi. Ben Kars’ta son 2 yıl zor bir yaşam sürdüm. Ama Antalya’da yaşarken çok iyi şartlarda büyüdüm. Ailemle sürekli tatillere gidiyordum. Babamın halı mağazaları vardı tabi iflas etmeden önce. Çok iyi şartlarda bizi büyüttü. Bir dediğimizi iki etmedi. Ama düşmez kalkmaz bir Allah. Benim yaşadıklarım beni çok büyüttü. Halis Bey ‘yediklerin zehir zıkkım olsun diyordu yemek yiyemiyordum. Boğazımdan geçmiyordu. ‘Niye yemiyorsun’ diyordu ‘doydum diyordum. (ağlıyor) Ben şu anda gerçekten hiç iyi durumda değilim. Bir şeylerin görülmesi için benim illa ölmem mi gerekiyor. Her şey göz önündeydi.
Hiç bunları yaşamasaydım diyor musun?
Yeri geldiğinde tabi ki düşünüyorum. Çünkü yaşadıklarım bırakın 17 yaşındaki bir insanın 47 yaşındaki bir insanın da kaldırabileceği şeyler değil. Buna rağmen onu bırakıp gitmedim. Ama o ne yaptı. Bir röportaj yaptı ’dua ediyorum eşim beni boşasın’ dedi. Çok üzüldüm. Gittim sordum ’Ben sana ne yaptım’ dedim. ‘Böyle bir laf etmedim’ dedi. Bir de evlendikten sonra yaşadıklarını bana mal etmeye başladı. ‘Senin yüzünden TMSF benim mallarıma el koydu, senin yüzünden ben bittim’ diyordu. Ama ben onu batıracak ne yaptım ki. Gelin evime gardırobumu size göstereyim benim eskiden aldığım kıyafetler ağırlıkta. Tabi o da giysiler aldı ama öyle abartılacak şeyler değil. Neymiş Fransa tatilinde bana pırlanta yüzük ve saat almış. Benim saatimin fiyatı 5 euro, pırlanta yüzük ise 100 TL. Onları da kendim aldım.
"İngilizce öğretmenini iki günde evin hanımı yaptı"
İntihar gecesi neler yaşandı?
Aslında bir sürü şey birikti ve son birkaç gün yaşananlar intiharı tetikledi. Güya Halis bey benim ingilizce öğrenmem için bana bir tane ingilizce öğretmeni tuttu. Öğretmen değil ingilizce bilen bir bayan. Aradan bir gün geçti bakıyorum Halis Bey kıza sürekli ‘gel benimle yemek ye, benim yanımda otur’ diyor. Halis Bey kızı yanına çekmeye çalışıyor. Cumartesi sabahı kalktım bu ingilizce öğretmeniyle baş başa kahvaltı yapıyorlar. Bana ‘gel sen de otur’ demiyorlar. Öğlen öyle canım sıkıldı ki akşama kadar odamda geçirdim. Sonra akşam oldu. Bir baktım İngilizce hocasıyla yine yemek yiyorlar. Beni yine çağırmıyorlar. Evde çalışan bir kadın gibi davranıyor bana. Yanıma gelip bir sıkıntın mı var diye sormuyor.
Kıskandın mı?
Evet kıskandım. Sonuçta ben onun nikahlı eşiyim. Çünkü erkeklik iç güdüsü çok farklı bir şey. Bir kadına sürekli yanımda dur diyorsa tabi bu benim kafamı kurcalar. Niye evde çalışan aşçıya gel yanımda dur demiyor da ona diyor. Kadını 2 günde sanki evin hanımı yaptı. Tabi bu olay da canıma tak etti. O anki psikolojimi size anlatamam.
"Aslanlı Köşk'ten en az altı ay uzaklaştırılsın"
İşadamı Halis Toprak ile 54 yaş küçük eşi Nazlıcan Tagizade Toprak arasındaki sular durulmuyor. Aslanlı Köşk'ün müştemilatında kalan Nazlıcan, dün avukatı aracılığıyla eşi Halis Toprak'ın evden uzaklaştırılması için mahkemeye başvurdu. Nazlıcan'ın avukatı Fatih Volkan, dün Sarıyer Adliyesi Aile Mahkemesi'ne verdiği dilekçede şöyle dedi: "Nazlıcan zaman zaman hapsedilerek terbiye edilmeye çalışılmıştır, köle hayatı yaşatılmıştır. Halis Toprak, resmi eşinin zaruri ve insani ihtiyaçlarını karşılamamıştır, açıklanmayacak muamele ve işkenceler yapmıştır. Aile Mahkemesi, Nazlıcan Toprak'ı korumalıdır. Halis Toprak evden uzaklaştırılmalı, 6 aydan az olmamak üzere tedbir alınmalıdır." Avukat Volkan, adliye çıkışında yaptığı açıklamada da "Nazlıcan bakımsız ve kötü şartlarda bir yerde kalıyor. Şu anda dayısının yardımıyla geçinmeye çalışıyor" dedi.
Nazlıcan'ı evde görmek istemiyor
Halis Toprak, Fransa'ya giderken boşanma davası açtığı 17 yaşındaki eşinin evden uzaklaştırılması için mahkemeye başvurdu.
Halis Toprak, şantaj ve ölüm tehdidi altında aynı yerde yaşayamayacaklarını öne sürerek eşi Nazlıcan Tagizade Toprak ve ailesinin evden uzaklaştırılması için mahkemeye başvurdu. Fransa'da bulunan müvekkili adına önceki gün boşanma ve iki ayrı tazminat davası açan Toprak'ın avukatı Turgut Tavşanlıoğlu, dün de Sarıyer Aile Mahkemesi'ne başvurarak, Nazlıcan ve ailesinin evden uzaklaştırılması için başvuru yaptı. Tavşanoğlu, dilekçesinde Nazlıcan Tagizade Toprak'ın boşanana kadar müvekkilinin evinden uzaklaştırılmasını istedi. Dilekçede, "Tarafları bir arada tutmak ileride telafisi imkansız zarar ve olayların çıkmasına neden olabilir" denildi.
"EVDE OLMASIN"
Adliye çıkışı açıklama yapan avukat Tavşanoğlu, "Şu anda köşkten uzaklaştırılmasını istedik. Tehdit ve şantaj var. Halis Bey devam etmemi istedi. Bir an önce kamuoyu gündeminden düşmek istiyor. Terör olayları varken, böyle gündemde kalmak istemiyor. Halis Bey, Fransa'dan geldikten sonra Nazlıcan ve ailesini evde görmek istemiyor" dedi. Nazlıcan Toprak'ın avukatı Fatih Volkan ise, Halis Toprak'ın verdiği dilekçe ile re'sen karar verilmemesi, kendilerinin de dilekçelerinin beklenmesi için dilekçe verdi. Avukat Volkan, yazılan her şeyin asılsız olduğunu öne sürdü.
54 yaş küçük eşle evlilik 8 ay sürdü
Halis Toprak, kendisinden 54 yaş küçük eşi Nazlıcan Tagizade Toprak'a boşanma davası açtı. Toprak, Nazlıcan'ı şantajla servet avcılığı yapmakla suçladı Yurtdışında olan Halis Toprak'ın avukatı Turgut Tavşanoğlu, dün İstanbul Sarıyer Adliyesi'ne gelerek müvekkili adına boşanma dilekçesini verdi. Dilekçede, Nazlıcan'ın annesiyle birlikte tehdit ve şantaj yoluyla servet avcılığı yaptığı öne sürüldü.
Önceki gün bir gazetede yayınlanan röportajda gerçek dışı beyanlarda bulunduğu gerekçesiyle Tagizade aleyhine 50 bin liralık manevi tazminat davası açan Tavşanoğlu, ayrıca olayların yarattığı travma ve kişilik haklarına saldırı gerekçeleriyle 100 bin liralık daha tazminat davası açtı. Tavşanoğlu, "Milyonlarca dolar koparmaya çalışan Nazlıcan Tagizade Toprak, isteğini elde edemeyince çok profesyonelce yazılmış bir senaryoyu annesiyle birlikte devreye sokmuştur" diye konuştu.