UZMANLARDAN AÇIKLAMA GELDİ
Dr. Süerdem, "Bu köpüklenme tamamen gölün dip suyu ile yüzey suyu sıcaklığı arasındaki farktan kaynaklanıyor. Dipte bulunan mikroorganizmalar özellikle de bakteriler hücre etraflarında müsilajımsı, jelatinimsi bir biyofilm tabakası oluşturabiliyor. Milyonlarca bakteri bir arada birbiriyle kontak hale geçtiğinde, iletişim kurduğunda ve su yüzeyine çıktığında; bazen jelatinimsi bir görünüm olabiliyor. Bu durum bazen bir film görünümü, bazen de köpüklenme olarak karşımıza çıkıyor.
Dolayısıyla yine sıcaklıkların artmasıyla beraber gördüğümüz ama daha da fazla sıcaklık görüldüğü yaz aylarında da ortadan kalkan bir durum. Çünkü güneş ışınlarının da ultraviyole etkisiyle mikroorganizmalar ölüyor ve bundan dolayı da tamamen hangi dönemde bakteri yoğunsa; köpüklenme durumu söz konusu olabiliyor. Nisan ayında birden havaların ani sıcaklık artışıyla, 20 derecelerin üstüne çıkmasıyla beraber de böyle bir köpüklenme görmemiz çok olağan bir durum" dedi.
'FARKLI İKİ BİYOLOJİK OLAY SÖZ KONUSU'
Köpüklenmenin müsilajdan farklı bir olay olduğunu söyleyen Dr. Süerdem, "Müsilaj oluşumu yine hava sıcaklığıyla meydana gelen bir oluşum. Ancak daha çok deniz suyuna ya da göl suyuna bir yerden bir fosfat girdisi varsa ya da dışarıdan bir kanalizasyon atığı gibi organik atık girdisi varsa; özellikle meydana gelebilen bir durum.