Kolombiya'da Risaralda şehrinin başkenti olan Pereira, aynı zamanda Dünya kahve üretiminin de başkenti konumunda. Talebin her geçen gün arttığı ve modern çağda ayrı bir kültür haline gelen kahvenin en kalitelileri Güney Amerika'da bu bölgelerdeki kahve ekim alanlarında elde ediliyor. Bölgede yüksek kalitede kahvenin üretilmesinde en etken özellik mineral açısından zengin olan volkanik And Dağları. Kahve üretimi şu şekilde oluyor; Kahve ağacı, yağmur mevsimi sonrası beyaz çiçek açıyor, ardından çiçekler tomurcuk haline geliyor. Bir kaç ay sonra da yeşil renkli üzüm salkımları gibi bir araya gelerek meyve oluşuyor Bu meyvelerin rengi olgunlaşmasını tamamladıkça önce sarıya, sonra kırmızıya dönüyor. Kolombiyadaki bu en kaliteli kahveler ağaçlardan elle toplanarak işleme fabrikalarına götürülüyor. GÜNDE 2 FİNCAN TÜRK KAHVESİ İÇİN Kahve, şeker ve kakule karışımı olan Türk kahvesi, normal bir kahveye benzer bir şeyden daha hoş bir ikramdır. Türk kahvesinin bir takım sağlık faydaları mevcut iken, kahvenin faydaları söz konusu olduğunda şeker temel engelleyicidir. KALORİLER, YAĞ VE DİĞER TEMEL ÖĞELER Bir fincan Türk kahvesi yaklaşık 46 kalori içermektedir. Türk kahvesi herhangi bir yağ içermez iken iyi bir sağlık için iki temel besin maddesi olan lif ve protein de sağlamamaktadır. Türk kahvesi etkileyici bir miktarda ne kalsiyum ne de demir içermektedir. TATLI BİR İÇECEK Bir fincan Türk kahvesi 11.5 gram şeker içerir. Bu miktar neredeyse 3 çay kaşığına eşittir. Amerikan Kalp Birliğine göre bu miktar, kadınların günlük şeker tüketimi sınırı olan 6 çay kaşığı miktarın yarısı ve erkeklerin günlük tüketmesi gereken şeker miktarının üst sınırı olan 9 çay kaşığının da üçte biridir. Düzenli olarak bu üst sınırlardan daha fazla şeker tüketildiğinde kilo ortaya çıkar. Çok fazla kilo almak da kalp ve damar hastalıkları ile tür 2 şeker hastalığı riskini artırır. Günde iki fincan Türk kahvesi, kolon kanseri riskini, kalın bağırsak kanseri riskini yüzde 25, safra kesesinde taş riskini yüzde 45 azaltıyor TÜRK KAHVESİ KANSER RİSKİNİ AZALTMAYA YARDIMCI Harvard Tıp Okulu'na göre Türk kahvesi içicileri düşük bir, kolon, meme ve rektal kanser riskine sahiptir. Türk kahvesi ayrıca tansiyonu düşürür ve tür 2 şeker hastalığı oluşum şansını azaltır. Yine Harvard Tıp Okuluna göre Türk kahvesi tüketimi erkeklerde Parkinson hastalığı riskini ortadan kaldırır. Türk kahvesinde bulunan kafein ayrıca uyanıklığı da artırır. Günlük bir fincan Türk kahvesi sağlıklı bir yeme planında yer alabilir. Eğer Türk kahvesini kendiniz yapıyorsanız şeker kullanımında dikkatli olun. Kafeine karşı hassas iseniz veya yatma vakti yakınsa kafeinsiz olarak Türk kahvesi içiniz. TÜRK KAHVESİ HAKKINDA BİLİNMEYENLER Türk kahvesi, Türkler tarafından keşfedilen kahve hazırlama ve pişirme metodunun adıdır. Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramıyla kendine özgü bir kimliği ve geleneği vardır. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türüdür Kahvenin kökeni araştırmacılar tarafından 14. yüzyıl başlarında Güney Habeşistan'dan tüm dünyaya yayıldığı şeklinde belirtilmiştir. Bunun kaynağı da etimolojik olarak kahve ile yakın benzerlik gösteren Güney Habeşistan'daki Kaffa yöresi gösterilmektedir. Önceleri Arap Yarımadası'nda kahve meyvesinin kaynatılması ile elde edilen içecek, bu yepyeni hazırlama ve pişirme metoduyla gerçek kahve lezzetine ve eşsiz aromasına kavuşmuştur. Kahve ile Türkler sayesinde tanışan Avrupa; uzun yıllar kahveyi, Türk kahvesi olarak bu yöntemle hazırlayıp tüketmiştir Brezilya ve Orta Amerika menşeili, arabica türü, yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden harmanlanan ve tercihen kömür ateşinde ağır ağır, titizlikle kavrulan Türk Kahvesi, çok ince öğütülür. Bir cezve yardımıyla su ve isteğe göre şeker ilave edilerek pişirilir, bir fincan kahveye iki çay kaşığı kahve atılır. Küçük fincanlarla servis yapılır. İçilmeden önce telvesinin dibe çökmesi için kısa bir süre beklenir. Su, sanıldığı gibi kahvenin sonunda değil; kahveyi içmeden evvel içilmektedir. Ayrıca tüm dünyada espresso ile en çok tüketilen kahve türüdür ki dünya genelinde hemen hemen her tür restorantın menüsünde bulunan 2 kahveden biridir. Türk Kahvesi'nin tarihi 1517 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı. Saray mutfağında ve evlerde yerini alan kahve, çok miktarda tüketilmeye başlandı. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içiliyor ve en itibarlı dostlara büyük bir özenle ikram ediliyordu. Kısa sürede, gerek İstanbul'a yolu düşen tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin lezzeti ve ünü önce Avrupa'yı oradan da tüm dünyayı sardı. İngilizlerdeki çayı saati geleneği gibi, kahvenin de türk toplumunda bir zamanı vardır. Genellikle sabah ve öğlen öğünleri arasında içilir. Türkçe günün ilk öğünü anlamına gelen 'kahvaltı' sözcüğü kahve içimi öncesi yenen şeyler demektir. Kahve falı ile geleceği anlatmak için kullanılan tek kahve türüdür Kahvehane adlı işletmelerin doğmasına yol açmıştır. Dini Bayramların ve geleneksel 'kız isteme' merasimlerinin bir süjesi olmuştur. Yapılan araştırmalar günde 6 fincan kahve içen 55 yaşındaki bir kişinin düşünme potansiyelinin içmeyenlere oranla 6 kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Ayrıca kahve içenlerde içmeyenlere nazaran daha az diş çürüğünün olması, bir başka dikkat çekici araştırma sonucu Kahve içtikten sonra organizmada ani değişiklikler oluyor. Tüm vücut ani bir enerji akımı ile doluyor. Bu enerji çocuklarda 3, yetişkinlerde ise 5 - 7 saat sonra azalmaya başlıyor. Tüm bu olumlu yönlerine rağmen kahveyi çok fazla tüketmemekte fayda var. Çünkü aşırı kahve tüketimi sürekli bir uykusuzluğa ve mide rahatsızlıklarına neden oluyor. Ayrıca aşırı tüketim yüksek tansiyona da sebep olabilir Kahvenin selülit yapmak bir yana, vücuda daha fazla hareket kazandırarak, metabolizmanın yağ yakmasına katkı sağladığı saptanmıştır. Kahvenin ayrıca depresyon ve alkolizm tedavisine iyi geldiği biliniyor. Kahve yemek üzerine içildiğinde, sindirimi kolaylaştırır. Bu yönüyle şekerli içmemek kaydıyla kilo almayı ve mide ekşimelerini önler. Asıl yararı hayali genişletir, hafızaya güç verir, hareket sağlar ve gevşekliği giderir. Kahvenin düşünceye açıklık getirdiği bir gerçektir. Şairler şiirlerini ya-zarlarken, yazarlar makalelerini hazırlarken, ressamlar tablolarını yaparlarken, kahve fincanları en yakın ve sempatik destekçileri olmuştur