Duruşmada, tanık olarak dinlenen Hatice Yağlıkara, "Biz balkonda otururken Eylül'ü gördük. Evlerimiz karşılıklıydı. Eylül kapıda durduktan bir süre sonra bisiklete bindi. Köy meydanına gitti geldi. Sonra sanıkların evine doğru olan yola gitti. Oralarda bisiklet sürdü." dedi.
Yağlıkara, ifadesinde, yaşananları "Öğleden sonra dışarı çıktığımda Uğur, kapıda oturuyordu. O esnada Eylül'ün annesi Şerife benim yanımdaydı. Uğur'a iyi olup olmadığını sordu. Sonra arabaya binerek pazara gittik. Pazardan gelirken Eylül'ün kaybolduğu haberi geldi. Eve gittiğimizde herkes oradaydı" diyerek anlattı.
Tanık Hacer Hasan ise, olaydan sonra Huriye Koçyiğit'in öldürülen Eylül'ün evinde olduğunu kaydederek, şunları söyledi: "Huriye'nin telefonu çaldı. Uğur arıyordu, jandarmanın köyden gidip gitmediğini sordu. Huriye ise gitmediklerini ve köpekle arama yapıldığını söyledi. Telefonu kapattıktan sonra Huriye evine giderek kapısını kapatacağını söyledi."
Duruşmada diğer tanıklar da dinlendi. Bu sırada Eylül'ün babası İbrahim Yağlıkara, tanıkların sanığa ismiyle hitap etmesine tepki gösterdi. Baba Yağlıkara, "Ona 'Uğur' demeyin, cani, katil o kızımın katili" dedi.
Tanık ifadelerinin ardından mahkeme heyeti, Uğur Koçyiğit'in tutukluluk halinin devamına karar verirken, annesinin tutuklanması talebini reddetti. Duruşma sonunda Eylül'ün yakınları, sanıklara ve sanık avukatlarına tepki gösterdi.